Çevre

Whitley Vakfı ödül töreninde Aras Nehri Kuş Cenneti konuşuldu

Whitley Vakfı 20. Yıl Özel Ödülünü Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı ve Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu aldı

06 Mayıs 2013 10:57

IŞIL ÖZ

 

Bu yılki Whitley Gold ödülü bir önceki yılların aksine, başvuran kişiler arasından değil, daha önce Whitley Ödülü almış 60 ülkeden 167 arasından Whitley Vakfı’nın seçtiği en başarılı doğa korumacıya verildi. (http://whitleyaward.org/winners/)

Whitley Vakfı 20. Yıl Özel Ödülünü Kars KuzeyDoğa Derneği Başkanı ve Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağan H. Şekercioğlu aldı. Vakıf, bu ödülün verilmesinin sebebini, “Doğa korumada Türkiye’yi dünya gündemine taşımak olarak” belirtti ve Şekercioğlu’nun Kars Kuyucuk Gölü’nün Ramsar alanı ilan edilmesi, Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunun oluşturulması ve Aras Nehri Kuş Cenneti’ni keşfetmek, araştırmak ve korumak için verdiği çabaları sonucu ödüle layık görüldüğünü vurguladı.

Verilen 7 “Whitley Vakfı” doğa koruma ödüllerinden birini ise Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya “Gökova Koruma Projesi”yle aldı. Bu sene ilk kez Türkiye’den 2 kişi Whitley ödülü aldı.

2008’de de Whitley ve Whitley Gold ödüllerini alan Şekercioğlu’na bugün Utah’a gelir gelmez ulaştım. Dünyada Whitley Gold ödülünü ikinci kere alan tek kişi olması üzerine ne hissettiğini sordum. “20. Yıl Whitley Özel Ödülü’ne başvurum olmamıştı. Whitley Vakfı Ekim 2012’de bu güzel haberi verdi. Sürpriz oldu tabii ki. Bu ödülün bir şartı olarak Whitley 2013 ödülleri jürisinde de yer aldım.” dedi ve gülerek ekledi: “Sanırım özel ödülü almamda 2008’de Prenses Anne’e verdiğim Kars kaşarının önemli bir rolü oldu. Kızılkaya ile aynı senede ödül almasının çok güzel bir tesadüf olduğunu belirten Şekercioğlu, “15 yıllık dostum ve fotoğraf ajansı Images and Stories'de benim fotoğraflarımı temsil eden Zafer Kızılkaya ile beraber bu ödül almak da cok anlamlı oldu.” dedi.

Prenses Anne’e, hediyesini takdim ederken, Iğdır’ın Yukarı Çıyrıklı köyündeki Esat ve Zeynep Çelik’in bahçesinden kuru kayısı ve dut pekmezini verdiğini söyleyen Şekercioğlu, Prenses Anne’e “Aras Nehri Kuş Cenneti Tuzluca Barajı tarafından yok edilirse, bütün bu köyler, kayısı ve dut ağaçları da yok olacak. Bunu bir daha yiyemeyeceksiniz” dediğinin altını çizdi.

Şekercioğlu, Prenses Anne’i Aras Kuş Cenneti’ne davet etmiş. Prenses de davet üzerine, Aras Kuş Cenneti’ne gelmek ve bir köy pansiyonunda dut pekmezli ve kuru kayısılı bir kahvaltı yapmak istediğini söylemiş. Kuru kayısı ve dut pekmezini Londra’ya getiren ise Zafer Kızılkaya. KuzeyDoğa ekibi tarafından Yukarı Çıyrıklı köyünden minibüse koyulan pekmez ve kayısı, sonra Kars’tan Foça’ya kargoyla yollanmış ve Kızılkaya, yola çıkmadan önceki gün son anda ulaşmış. Yine Kızılkaya’nın getirdiği Kars balını alan Whitley Fonu’nun başı Edward Whitley de çok mutlu olmuş.

Bir gün arayla hem National Geographic’in 22 Risk Alan kâşiflerinden seçilen hem de Whitley Gold 20. Yıl Özel ödülünü alan Doç. Dr. Şekercioğlu, bakın Risk Alanlar’a dair neler söyledi:

“Ne yazık ki en büyük risklerden biri Türkiye’de bir doğa bilimci olmak. Çünkü yıllarımı verdiğim ve araştırdığım alanlar, bir anda yok edilebiliyor. Buna en büyük örnek öğrencilerimle beraber 2006 yılından beri 42 bin kuş halkaladığımız Kars-Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti. Türkiye’nin kuş türlerinin çoğunu burada tespit ettik. Ülkemizin kara hayvanı türlerinin yüzde 40’ı burada. Dünya çapında önemli sulak alan ve Ramsar statüsünü 4 ayrı kategoride hak ediyor. Ama yıllardır dilekçelerimize rağmen, DSİ burayı Tuzluca Barajı’yla yok etmek istiyor. Umarım Türkiye hükümeti, çok kıymetli bu sulak alanı yok etmez ve Türkiye’de doğa bilim yapmanın çok riskli bir hareket olduğu mesajını vermez.”

 

‘Aras Nehri Kuş Cenneti yok olmasın!’

 

Kurduğu KuzeyDoğa Derneği’yle Türkiye’nin yaban hayatının ve doğasının araştırılması ve korunması için elinden geleni yaptığını belirten Şekercioğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin Aras Nehri Kuş Cenneti’ni göz göre göre yok etmemesini umduğunu yineledi.

Şekercioğlu şöyle konuştu: “241 kuş türü ile Doğu Anadolu'da en çok kuş türünü tespit ettiğimiz Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti şimdi bir barajla yok edilebilir.  Whitley ödülü konuşmamda bunu vurguladım ve Aras Kuş Cenneti’ni kurtarma imza kampanyamız (www.arasikurtar.org ve www.savearas.org) için herkesin desteğini istedim. Şubat 2013’te bana Türkiye’nin İlk Sulak Alan Bilim Teşvik Ödülü’nü veren ve kuş halkalama çalışmalarımızı destekleyen Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın, bu barajı yaparak benim bilim yaptığım sulak alanı yok etmesi, büyük bir tezat ve devlette süreklilik ilkesine aykırı. Orman ve Şu İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’nun, TBMM’de Haziran 2012’de Aras Nehri Kuş Cenneti için verdiği, “Bu kuş cennetini korumak boynumuzun borcudur” sözünü tutacağına güveniyorum” (http://www.youtube.com/watch?v=sApesbSRWAk)

 

 

‘Dünya Çevre Performansı Endeksi’nde

Türkiye son 6 yılda 60 ülke geriledi’

 

Şekercioğlu’ndan ödül törenindeki konuşmasında nelerden bahsettiğini kısa da olsa T24 okuyucuları ile paylaşmasını rica ettim. Şekercioğlu konuşmasında, Türkiye’nin doğal alanlarının hızla yok edildiğinden ve doğa koruma konusunda giderek geriye gittiğinden bahsettiğini, Yale Üniversitesi 2012 Dünya Çevre Performansı Endeksi’nde biyoçeşitlilik ve doğal alanları korumada Türkiye’nin 121. olduğunu ve Eritre, Suriye, Irak, Libya ve Haiti gibi en gerideki yüzde 9 ülkenin arasında yer aldığını belirttiğini söyledi. Şekercioğlu, Dünya Çevre Performansı Endeksi’nde Türkiye’nin son 6 yılda 60 ülke gerilediğinin altını çizmiş. Bu kötüye gidişin yanında olumlu gelişmeler olduğunu da vurguladığını söyleyen Şekercioğlu, KuzeyDoğa Derneği olarak Orman ve Şu İşleri Bakanlığı ile yaptıkları Kars Kuyucuk Gölü’nün Ramsar alanı ilan edilmesi ve Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunun oluşturulması başarılarından söz etmiş. Ama kendisine 2013 Sulak Alan Bilim Teşvik Ödülü veren Orman ve Şu İşleri Bakanlığı’nın buna rağmen kendisinin bilimsel araştırma yaptığı Doğu Anadolu’nun en zengin sulak alanı Aras Nehri Kuş Cenneti’ni korumadığını ve Tuzluca Barajı’yla yok etmeyi planladığını vurguladığını yineleyen Şekercioğlu, Aras Nehri Kuş Cenneti’ni kurtarmak için başlattıkları ve 8000 imzaya yaklaşan www.savearas.org imza kampanyasını 500’den fazla konuğa duyurmuş.

Ödülden sonra BBC web sitesinde Aras Nehri Kuş Cenneti’nin önemine değinildi, sizin konuşmanız etkili oldu sanırım…

Muhakkak, BBC’nin Doğu Anadolu’nun en çok kuş türü bulunduran sulak alanının yok edilme tehlikesi altında olduğunu duyurması mühim. Ödül kabul konuşmasında Orman ve Şu İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun TBMM’de Aras Nehri Kuş Cenneti için verdiği “Bu kuş cennetini korumak boynumuzun borcudur” sözünü de hatırlattım. Bakan Eroğlu'nun Türk milletine verdiği Aras Nehri Kuş Cenneti’ni koruma sözünü tutacağına güveniyorum.

Konuşmamda da belirttim, Doğa korumayı aynı zamanda vatanseverlik olarak görüyorum. Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölene kadar geçen zamanda yerimizi başkaları alacaktır” sözü bana ilham veriyor. Bir doğa korumacı olarak büyük zorluklarla mücadele etsek de Kurtuluş Savaşı’na göre çok daha kolay şartlarda çalışıyoruz ve yılmak için hiçbir bahanemiz yok. Atatürk ve askerleri, Türkiye’nin toprağını korumak için ölüm karşında büyük bir cesaretle mücadele verdi. Ben de aynı değerler için savaşıyorum. Türkiye’nin topraklarını, doğal alanlarını ve dünyaca önemli doğasını yok edilmekten korumak için.