Sayısız ozan ve yazarın yetişmesinde çok önemli katkısı olan edebiyat dergisi Varlık 75. yaşını kutluyor.
Varlık’ın 75 yılını hangi sözler özetleyebilir denilirse, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın derginin kurucusu Yedi Meşale akımının şairlerinden Yaşar Nabi Nayır için söylediği sözler gelir akla: “O adam tek başına eğitim bakanlığı yapmış sayılır!” Ya da Cevdet Kudret’in, “Varlık dışında ancak birkaç ozan (Asaf Halet Çelebi, Cemal Süreya, Edip Cansever...) ile birkaç öykü yazarı (Nezihe Meriç, Bilge Karasu, Aziz Nesin, Kemal Tahir...) başka yayın organlarıyla ünlerini sağlamışlardır” sözü...
Varlık dergisinin son sayısında 75. yıl için özel verilen ekte yer alan Varlık okulundan geçen ünlü şair ve yazarların değerlendirmeleri, bir dergi için çok uzun sayılabilecek yolculuğun tanıklığını yapıyor.
Fazıl Hüsnü Dağlarca: Dergi çıkarmak için evini sattığını işittim, daha da sevdim bu adamı
Harbiye’deyken çıkmaya başlamıştı varlık. Benim özel dergim olmuştu. İmzalarını okuduğum birçok şairi, yazarı karşımda bulmanın sevincini yaşadım. Aybaşlarında özel bir bayram yaşıyordum sanki. O kadar üstüne düştüm ki bu derginin, edebiyatla şiirle hiç ilgisi olmayan arkadaşlar dergimi sırayla okumaya başladılar. Yaşar Nabi’yi çok sonraları tanıdım. Edebiyatın resmi çekilse Yaşar Nabi’nin portresi elde edilirdi.
Hele dergi çıkarmak için evini sattığını işittiğim gün daha da sevdim bu adamı. İlk kitabımı yolladım. Derginin hemen 2. sayfasında aylarca Havaya Çizilen Dünya’nın ilanını gördüm.
Doğu’ya tayinimden sonra da nereye gittimse Varlık arkamdan geldi. Adresimi nasıl bulurdu hala şaşıyorum. Bu yakınlıkta, bulunduğum şehirlerde kitapçıları dolaşır Varlık dergisinin satışıyla ilgili uyarılar yapardım.
İstanbul’a dönüşümde ilk kez Varlık’ta karşılaştık. Bana gösterdiği yakınlığa teşekkür ettim. O gün bugündür Yaşar Nabi Nayır’a saygım, güvencim artmıştır eksilmemiştir. Sanımca yeni Türk edebiyatının bilinçaltı odur. Birçok şairin, yazarın yetişmesine, ilerlemesine aracı olmuştur.
Ondaki ölçüde iyimserliği, yaptığı işe güveni gördüm, takdir ettiğim başka biri yoktur. O adam tek başına eğitim bakanlığı yapmış sayılır.
Eğer küçücük bir başarım varsa bunu ona borçlu olduğumu burada yinelemek isterim.
Son 75 yıllık edebiyatımızda birçok yazar yetiştiren Varlık’a Kültür Bakanlığı’nın gereken ilgiyi göstermesini, ona çabalarına uygun bir armağan vermesini dilerim.
Reşat Nuri Güntekin: İnkılâbı, inkılâba karşı savunmuştur
Fikir ve sanat sahalarında kendilerinden en iyi iş beklenecek kimseler mangaya girmeye, kumanda ile yürümeye ve renksiz ipek tırtılları gibi, kendi küçük âlemlerinin şefi ve diktatörü olarak kendi kozalarını örmeye bırakılmaya muhtaçtırlar.
Böyleleri için Varlık uzun yıllar, dışarıdaki havaya karşı sessiz sedasız bir sığınak hizmeti görmüştür. Hatta inkılâbın en iyi mahsullerini korumak yoluyla, bir bakıma, inkılâbı inkılâba karşı savunmuştur da denebilir.
Nurullah Ataç: Oyunla yetinmeyip kafanın gelişmesine özenen edebiyat
Sadece bir edebiyat, sanat dergisi midir Varlık? Hayır, devrim sözünün kapsadığı bütün konulara dokunur, toplumun yeniden kuruluşunda elinden geldiğince yararlığı olmasını diler. Bir edebiyat dergisi...
Evet, ama sözün geniş anlamıyla edebiyat, oyunla yetinmeyip kafanın gelişmesine, toplumun ilerlemesine özenen edebiyat.
Cahit Külebi: Türk tarihinin en etkili ve çağcıl dergisi
Yaşar Nabi, önce kişiliğinin saygınlığı, dengeli tututmu ve çalışkanlığı ile dikkati çekerdi. İkinci büyük özelliği, hiçbir yerden akçalı yardım görmeden, Türk tarihinin en etkili ve çağcıl yazan dergisi, Varlık’ı küçük bir ara verme dışında sürekli olarak çıkarması, kendi yaşıtlarından başlayarak hemen bütün Cumhuriyet dönemi sanat topluluk ve akımlarının Varlık yuvasında ortaya çıkıp kanatlanmalarını sağlayışıdır.