Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nahit Aktaş, yapılan inceleme ve araştırmalara göre, Van Gölü'nün 10 yıldan bu yana kirlendiğini söyledi.
Doç.Dr. Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van Gölü'nün, bu coğrafyanın en önemli göllerinden birisi olduğunu, dünyanın da sayılı güzellikleri arasında yer aldığını belirtti.
Bu özelliklere sahip bir gölün, doğal hali ile korunması gerektiğini vurgulayan Doç.Dr. Aktaş, şunları kaydetti:
"Ancak yapılan inceleme ve araştırmalarda, son 10 yıldır bu gölü kirlettiğimiz ortaya çıkıyor. Bunun temelinde de insanın yarattığı kirlilik yatıyor. Son 10 yılda Van'ın yoğun göç aldığını biliyoruz. Bu göçle birlikte kent nüfusunda büyük bir patlama oldu."
Van Gölü Havzası'nda yaklaşık 1 milyon insanın yaşadığına işaret eden Aktaş, gölün kirlenmesinde, nüfusa paralel artan evsel atıkların büyük rol oynadığını ifade etti.
Belediyelerin oluşturduğu kanalizasyon sistemi ile şehirden taşınarak göle ulaşan atıkların, bütün dünyada, göllerin kirliliğinin temel nedeni olarak bilindiği belirten Aktaş, "bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde bununla ilgili ciddi önlemler alınmaktadır. Bu önlemlerin başında da atık arıtma tesisleri gelmektedir" dedi.
Van'da ise önlemlerin yeterli düzeyde olmadığını dile getiren Aktaş, göl çevresinde bulunan yerleşim birimlerinin, kanalizasyon sistemi ile gölü büyük boyutta kirlettiğini ifade etti.
Yeni tesis ihtiyacı
Doç. Dr. Aktaş, Van'da göl kenarında bulunan arıtma tesisinin, 1995 yılında faaliyete geçtiğini ve saniyede 400 litrelik bir arıtımı hedef aldığını anlatarak, 2002 yılında yapılan yenileme ile tesisin, saniyede bin 200 litreyi arıtacak düzeye getirildiğini vurguladı.
Aktaş, oysa göle boşalan atık miktarının bin 200 litrenin 2 katı düzeyde olduğunu ifade ederek, "atık arıtım tesisi yüzde 100 çalışsa bile bu miktardaki atıkta bulunan kirlilik oranını düşürecek düzeyde değildir" dedi.
Evsel atıkları arıtmanın çözümünün basit olduğunu anlatan Doç. Dr. Aktaş, şunları söyledi:
"Atık arıtma tesisi, evsel atıkların arıtılmasında bilinen en kolay yöntemdir. Kanalizasyonun göle boşalan kısmına bir atık arıtma tesisi kurarsanız, kapasitesini artırırsanız ve düzenli olarak çalıştırırsanız kirliliği büyük ölçüde önlemiş olursunuz. Ama bu çalışma sistemini sürekli denetlemelisiniz. Tesise giren atık ile tesisten çıkan atığın kirlilik ölçümünü de yapmak zorundasınız."
Göle kirli akan suyun oksijen miktarını azalttığına vurgu yapan Doç. Dr. Aktaş, bunun gölde yaşayan canlıların yaşamında tehlikeye yol açtığınıkaydetti.
Yapılan ölçümlerde göldeki kirlilik değerinin yüksek olduğunu belirlediklerini bildiren Doç. Dr Nahit Aktaş, "bu, geri dönüşü çok zor olan bir noktadır. Bu nedenle Van'da acil olarak yeni ve modern bir arıtma tesisine ihtiyaç vardır" diye konuştu.
Van Gölü'ndeki canlı çeşitliliğinin fazla olmadığına işaret eden Aktaş, "Van Gölü'nde bu kirliliği özümseyecek bertaraf edecek düzeyde bir canlı dokusu yoktur. Bu da Van Gölü açısından önemli bir dezavantaj oluşturmaktadır" diye konuştu.
Doç.Dr. Aktaş, Van Gölü kirliliğinin önlenmesi için sadece belediyelerin değil, hükümet düzeyinde katkıların olması gerektiğini sözlerine ekledi.