Koronavirüs

Vakalarda Omicron zirvesi: Türkiye ve dünyada önlemler nasıl?

Omicron varyantının etkisiyle dünyada Koronavirüs vaka rekorları kırılıyor, Türkiye’de de benzer bir seyir görmek mümkün, peki alınan önlemler yeterli mi, dünya ne yapıyor?

06 Ocak 2022 10:21

Koronavirüs salgınında vaka sayıları daha önce hiç olmadığı kadar yükseğe çıktı. 4 Ocak günü küresel çapta 2 milyonun üzerinde vaka görüldü. Bu vakaların yaklaşık 1 milyonu Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kaydedildi.

Türkiye’de de salgın benzer bir ivmeyle hareket ediyor. Ülkede vaka sayısı zirveyi 16 Nisan 2021’de, 63 bin 82 ile görmüştü. 4 Ocak’ta ise 54 bin 724 testin sonucu pozitif çıktı. DW Türkçe salgında gidişatı, önlemlerin yeterliliğini ve dünyada alınan önlemleri araştırıp uzmanlara sordu.

Vaka sayısı kısa sürede 100 bine çıkabilir

Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten daha önce Omicron varyantı için ‘tsunami’ benzetmesi yaptıklarını hatırlatarak, “Şu anki tablo oldukça kötü. Çok kısa bir süre içinde vaka sayısında 100 binleri görebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise 100 bin vakanın bir-iki hafta içerisinde görüleceğini söyledi.

"Hastaneye yatış oranı düşük”

Kasım ayından bu yana Omicron varyantının daha bulaşıcı fakat daha az öldürücü olduğuna yönelik bulgular ortaya çıktı. Bu da oluşturduğu hastane yükünün diğer varyantlara göre daha düşük olması sonucuna yol açtı.

Prof. Dr. Şenol özellikle aşılılarda hastalığın çok hafif seyrettiğine vurgu yaparak, “Hastaneye yatış oranları bir önceki dalgadan çok daha düşük. Bir önceki dalgada klinik belirtisi ve bulgusu olanların neredeyse yüzde 40’ını hastaneye yatırıyorduk. Şimdi yüzde 15’ten azını yatırıyoruz ve yatırılan vakaların tümü aşısız ya da bağışıklık sistemi problemi olanlar” dedi.

Doç. Dr. Ökten de Omicron varyantında hastalanma oranının yüzde 30 ila 80 oranında daha düşük olduğunu aktardı. Bu nedenle hastanelerdeki servis ve yoğun bakım yükünün henüz alarm vermediğini kaydetti.

“Yapılacak şey kapanma değil, aşılamanın artırılması”

Salgının erken döneminde Türkiye’de kapanmalar yaşandı. Hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı, kafeler ve restoranlar yalnızca paket servis hizmeti verebildi. Vaka sayılarının zirveye tırmandığı bugünlerde de “Benzer tedbirler alınmalı mı” sorusu gündeme geldi. Prof. Dr. Şenol bu aşamada kapanmaların olmaması görüşünü paylaştı:

“Salgınla mücadelenin iki bileşeni var. Birincisi bağışık kişi sayısının artırılması. İkincisi ise virüsün bulaşma hızının kesilmesi. Başlangıçta aşımız yoktu, bağışıklık duvarımız yoktu. Kapanma uyguladık. Ancak şimdi yapılacak şey aşılamayı artırmak. Bunu yapabilmek elimizde. Bunu yaparak artık kapanmadan söz etmemeliyiz. Çünkü kapanma bu yüzyıl insanına ağır hasar veriyor”

Doç. Dr. Ökten de benzer şekilde kapanmadan ziyade aşılama oranını arttırabilecek tedbirlerin altını çizdi:

“Aşısızların AVM, kafe, restoran gibi kapalı alanlara alınmaması, kapalı alanların sıklıkla havalandırılması gerekir. Okullarda sıkı önlemlerin alınması gerekir. Biz vatandaşlara mümkünse kapalı alanlara girmemelerini öneriyoruz”

Futbol seyircilerine üç aşı zorunluluğu

Türkiye’de sezon başından itibaren futbol maçları seyircili bir şekilde oynanıyor. Türkiye Futbol Federasyonu bu konuda yeni bir karara imza attı. Daha önce hastalığı geçirmiş veya iki doz aşı olmuş olan kişiler statlara maç izlemeye girebilirken bundan böyle hastalığı geçirmiş veya üç doz aşı olmuş kişiler statlara girebilecek.

Stadyumlarda maç izleyebilmek için ‘iki doz aşılanma veya hastalığı geçirmiş olma’ şartı Temmuz ayında getirilmişti. Aynı zorunluluk bundan bir ay sonra şehirler arası ulaşım, tiyatro, sinema gibi alanlarda uygulanmaya başlamıştı.

Dünyadaki tedbirler

Dünyada ise farklı uygulamalara gidiliyor. Günlük vaka sayısının 60 binin üzerine çıktığı Almanya’da gece kulüpleri kapatıldı, spor ve kültür etkinliklerine seyirci alınması yasaklandı. Bazı eyaletlerde bireyler aşı olmuş ya da hastalığı geçirmiş olsa bile, negatif test sonucu olmadan bar ve restoran gibi mekanlara giriş yapamıyor.

İngiltere’de günlük vaka sayısı 218 binle rekor kırdı. Başbakan Boris Johnson ise Omicron varyantı hafif seyrettiği için kapanma düşünmediklerini söyledi. Bunun yanında gece kulüplerine ve kalabalık mekanlara girişlerde bağışıklığa bakılmaksızın negatif test sonucu istenmesi kararı alındı.

Fransa’da günlük vaka sayısı 271 binin üzerine çıkarak zirveyi gördü. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron aşısızlara seslenerek, “15 Ocak’tan itibaren restoranlara gidemeyeceksiniz. Kahve içmeye, tiyatroya gidemeyeceksiniz. Sinemaya gidemeyeceksiniz” dedi. Ülkede buna ilişkin yasa tasarısı görüşülüyor.

Hollanda’da geniş ölçekte bir kapanma uygulanıyor. 19 Aralık’tan bu yana okullar, zaruri olmayan mağazalar, restoranlar, barlar, sinemalar, tiyatrolar ve müzeler kapılarını kapattı. Okulların 9 Ocak’ta, diğer yerlerin 14 Ocak’ta açılması planlanıyor. Avrupa’da bu kısıtlamalara yönelik pek çok protesto gösterisi düzenleniyor.

Günlük 885 bin vakanın görüldüğü Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Başkan Joe Biden kapanma gibi bir planlarının olmadığını söylemişti. Ülkede kafe, restoran gibi mekanlar hizmet vermeyi sürdürüyor.

Batu Bozkürk

© Deutsche Welle Türkçe