Çevre

Uzungöl'de yapay gölete tepki büyüyor

"Yapay ve suni planlarla doğal yaşam bozulur"

27 Eylül 2017 12:37

Uzungöl’de yapay gölet yapılacağını açıklayan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na tepki gösteren yaşam savunucuları, “Yaşam alanlarını hiçbir şekilde ve amaçla ‘birilerine’ peşkeş çektirmeyeceğiz” ifadesini kullandı.

Bakan Eroğlu’nun Trabzon’nun Çaykara ilçesindeki dünyaca ünlü doğa harikası Uzungöl’de üç adet yapay göl ve turizm merkezi yapılacağına yönelik açıklamasına yaşam savunucuları tepki gösterdi. Yaşam savunucuları, “Yaşam alanlarını peşkeş çektirmeyeceğiz” dedi.

"Eroğlu yine kendi kendine coştu"

Birgün'nün haberine göre; Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Ömer Şan, Eroğlu’nun bu defa da yaylaları ve mera sularını hedef aldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizin hemen her vadisini adeta kanserli bir tümör gibi sarmalayan HES’ler, taşocakları, dere ıslahları gibi doğal yaşamı katleden, geri dönüşümsüz zararlar veren projelerin hamisi konumundaki Bakan Veysel Eroğlu, yine kendi kendine coştu. Eroğlu, yüzyıllardır yöre halkının üreterek var ettiği, gelenek ve göreneklerini oluşturduğu Kadıralak, Kadırga, Hıdırnebi ve Sis Dağı gibi yaylalarımıza göz dikti. Son bilgilere göre, karar verilecek yeni turizm merkezlerinde 6 ay ila 1 yıl gibi sürelerde yap-işlet-devret modeli ile yeni tesisler kurulacak, DSİ tarafından ise yaylalarda yapay göller oluşturulacakmış. Eroğlu unutmasın ki, doğal yaşamı var eden güç, yaşamın vazgeçilmezi suyu ve toprağı buluşturduğu bu en güzel doğa parçalarını, canlı yaşamın ortasına sunmuştur.”

"Yapay planlarla doğal yaşam bozulacak"

Yapay ve suni planlarla doğal yaşamın bozulacağına işaret eden Şan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Dereleri, şelaleleri yok ederek doğal yaşamın ortasına aquaparklar, botanik bahçeleri oluşturarak, suni göllerle suyu tutarak, suyu olmayan derelere suni balıklar salarak, yani yaşamı sunileştirerek sürdürülebilir bir ekosistem oluşturamazsınız. Bizler, yüzyıllardır buraları üreterek var eden, atalarından ve dedelerinden emanet aldığı doğal yaşam alanlarını, ormanı, suyu ve havayı koruyup kollayarak gelecek nesillere aktarabilmenin mücadelesi içindeyiz. Yapay ve suni planlarınızla doğal yaşamı bozup, geri dönüşümü telafisiz, imkânsız zararlar vermeyin, katletmeyin. Siz eğer bu varlıkları yok ederseniz, var olan potansiyeli de yok edeceksiniz. Bu nedenlerden dolayı, bu hesaplara izin vermeyeceğiz. Sularımızı, toprağımızı, havamızı, doğal yaşam alanlarımızı korumaktan geri durmayacağız.”

"Peşkeş çektirmeyeceğiz"

Tonya Doğa, Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Bekir Uzunoğlu ise Kadıralak Yaylası’nın SİT alanından çıkarılarak bölgede kontrollü yapılaşmanın önünün açılacağına dikkat çekerek şöyle konuştu: 

“Kadıralak’ta SİT alanı idi. SİT alanını şimdi 3’e ayırdılar. Üç şık halinde bunlar. Bunlardan biri de ‘Sürdürülebilir Koruma’. Bunun anlamı da kontrollü olarak yapılaşmaya açma. Eski statüsüne getirilmesi için dava açtık. Yeniden buranın korumalı SİT alanı olmalıdır. Şu anda Kadıralak Yaylası tam koruma alanı değil. Bu yasada birisi gelir burayı yapılaşmaya açar. Bu planlara ve bu zihniyete karşı kesinlikle direniriz. Bu işi oldu-bittiye getirerek yaşam alanlarını hiçbir şekilde hiçbir amaçla birilerine peşkeş çekecek halimiz yok.”