Eğitimde fırsat eşitsizliği Koronavirüs salgınıyla başlayan uzaktan eğitim sürecinde de kendisini gösteriyor.
Birkaç ay sonra üniversite sınavına girecek olan öğrencilerin uzaktan eğitime erişim imkanları, sosyoekonomik koşullarına bağlı olarak birbirinden farklılık gösteriyor.
Haberde isimlerinin gizli kalması şartıyla BBC Türkçe'ye konuşan öğretmen, öğrenci ve veliler, sınava hazırlanan her öğrencinin koronavirüs salgınından eşit şekilde etkilenmediğini ortaya koyuyor.
Çoğu özel okul, uzaktan eğitim sürecinde teknik altyapısını geliştirerek öğrencilere canlı yayınlar ile uzaktan ders verme yöntemini seçti.
Bu özel okullardan birinde üniversiteye hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisi, okullar kapatıldıktan hemen birkaç gün sonra canlı derslerin başladığını ve eksik kalmadan eğitime devam ettiklerini ifade ediyor.
Son sınıf öğrencilerinin sınava iki-üç ay kala konu işlemek yerine daha çok test çözmeleri için müfredatta ileri olduklarını ve okullar kapatıldığında zaten hiç işlenmemiş konu kalmadığını söyleyen öğrenci, karantina sürecinin test çözmek için kendisine 'ekstra zaman' yarattığını söylüyor:
"Okullar kapatıldığında eksik bir konumuz kalmamıştı, sadece eski konuları tekrar ediyorduk. Okulların olmaması benim açımdan, okula git gel yapacağım sürede biraz daha test çözmek ya da deneme yapmak için ekstra zaman yarattı diyebilirim."
Öğrenci evde çalışmanın "rutini" sağlamak açısından dezavantajları olduğunu belirtse de okulunun kısa süre içerisinde canlı derslere geçmiş olmasının bu konuda kendisine yardımcı olduğunu ifade ediyor:
"Okulda zaten hali hazırda ödevlerimizi internet üzerinden girdiğimiz bir sistemimiz vardı. Salgından sonra bu sisteme canlı ders yapabilme seçeneği de eklendi. Aslında bu da kendi içerisinde bir rutin oluşturdu. Ek olarak okulun kursunun canlı derslerine katılıyorum."
Sınava hazırlık sürecinde zaten evden çıkmadan ders çalıştığı söyleyen öğrenci, sokağa çıkamıyor olmanın hayatında 'pek bir şey değiştirmediğini' söylüyor.
Bir devlet okulundaki son sınıf öğrencisi ise halinden o kadar memnun değil.
Onun eğitim aldığı devlet lisesinde derslere canlı yayınlar ile kaldığı yerden devam etme imkânı bulunmuyor.
'Okul dersleri çok durağan, o yüzden dershanemin canlı derslerine katılıyorum'
Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden yapılan derslerin ise sınava hazırlanmak için yeterli olmadığını söyleyen öğrenci, dershanesindeki hocaların canlı işlediği derslere ve etütlere katılarak eksiklerini tamamlamaya çalıştığını ifade ediyor:
"EBA sisteminden son sınıflar için yapılan canlı derslere ilk birkaç gün girdim ama dersler çok durağan geçiyordu. Hocalar sadece okuma yapıyordu, uygulamalı ya da örnekler vererek anlatmıyordu. O yüzden ben her gün birkaç saat dershanemin canlı derslerine katılıyorum, ardından test çözüyorum. O derslerde hocaya soru sorabiliyoruz, test çözerek ilerliyoruz.
"Bu sürecin beni ve arkadaşlarımı sınava hazırlıkta çok fazla geri attığını düşünüyorum. Okul zamanı çalıştığım ders ile şu an çalıştığım ders arasında fark kıyaslama yapılamayacak kadar fazla. Okulda birbirimizden destek alıp daha fazla çalışıyorduk, şimdi bu motivasyonumuzu kaybettik.
"Okul devam ederken çok azimli bir şekilde çalıştığını bildiğim arkadaşlarım arasında bile şu an eline kitap almayanlar var. Birçok arkadaşım bu süreçte kendisini motive etmekte zorlanıyor ve çalışmayı tamamen bıraktı."
'Köyde yaşayan öğrencilerime telefonla bile ulaşamıyorum'
Uzaktan eğitim sürecinde hem eğitim kurularının hem de öğretmen ve öğrencilerin asgari teknik ve teknolojik şartları sağlayabilecek ekonomik gelire sahip olması gerekiyor.
Güçlü bir internet bağlantısı ve kotası, bir hanede yeterince tablet/akıllı telefon ya da bilgisayar olup olmaması uzaktan eğitimden verim alınmasını doğrudan etkiliyor.
Ankara'da köylerden taşımalı eğitimin yapıldığı bir ilçe okulundan bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, düşük gelirli öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde her türlü eğitim faaliyetinden uzak kaldığını söylüyor:
"Özellikle şehrin çeperlerinde yaşayan, köylerde ikamet eden öğrenciler, internete bile ulaşamazken şimdi bütün eğitim faaliyetlerini dijital bir platform üzerinden yürütmek zorunda kalıyorlar.
"Örneğin ben taşımalı eğitimin olduğu bir okulda çalışıyorum ve öğrencilerimle bırakın EBA'yı telefonla bile iletişime geçmekte zorlanıyorum. Dolayısıyla onlar, bu faaliyetlerden mecburen uzak kalıyorlar ve bundan olumsuz etkileniyorlar."
Öğretmen öğrencilerin ve öğretmenlerin EBA'ya erişimi tam olsa bile EBA sisteminin kendisinin mevcut durumu karşılayabilecek altyapı ve içerik zenginliğine sahip olmadığını ifade ediyor:
"Televizyon ve EBA üzerinden yapılan eğitimler belirli bir standartta oluyor ve bu da öğrencilerin bireysel farklılıklarının göz ardı edilmesiyle öğretimin kalitesinin düşmesine neden oluyor. Özellikle sistem kilitlenmeleri vb. durumlar yüzünden sisteme giremediğimiz ve sürecin dışında kaldığımız olabiliyor.
"Okuldan uzak olunan bu süreçte öğrencilerin derslerden tamamen kopmaması için iyi olsa da özellikle ara yüz ve sayfalar arası geçişlerin iyileştirilmesi, altyapının güçlendirilmesi ve içeriklerin uzman kişiler tarafından zenginleştirilmesi gerekiyor.
"Tam randımanlı çalışmayan bir bilişim sistemi olan EBA üzerinden derslerimizi sürdüremeye çalışarak hem mesleki tatminden uzaklaşıyoruz hem de sürecin zorluklarını en yakından hisseden ve bundan sorumluluk duyan kişiler olarak psikolojik olarak yıpranıyoruz."
EBA üzerinden canlı ders yapmak okulların inisiyatifine bırakıldı
Özel okulların yanı sıra bazı devlet okullarının da EBA sistemi üzerinden canlı olarak uzaktan eğitime başladığı biliniyor.
Ancak okulların EBA üzerinden canlı yayınlarla derslere devam edip etmeyeceği kararı tamamen okul yönetimlerinin inisiyatiflerine bırakılmış durumda.
Ankara'da bir devlet okulundan bir müdür yardımcısı ve aynı zamanda matematik öğretmeni, öğretmenlere haftalık görevlendirmeler yaparak tüm seviyedeki sınıflara canlı yayın ile uzaktan eğitim verildiğini söylüyor.
Uzaktan eğitime geçmeden önce de EBA sistemini internet üzerinden öğrencilere ödev vermek için kullanıldığında söyleyen müdür yardımcısı, başlarda yaşanan sorunları şöyle ifade ediyor:
"Uzaktan eğitime geçilince EBA TV yeterli kalmadı çünkü çok sayıda öğrenci, televizyondaki dersi izledikten hemen sonra uygulama yapmak için aynı anda bilgisayarlarından EBA sistemine giriyordu. Bu da sistemin tıkanmasına neden oluyordu.
"Bu sorun üzerine EBA uygulamasına 'canlı ders' verebilme seçeneği eklediler. Böylece isteyen okullar, EBA sisteminde okula ait panelden kendi öğretmenleri aracılığıyla öğrencilere canlı olarak ders vermeye başladı."
"Biz okulumuzda her öğretmene haftalık canlı ders görevlendirmesi yapıyoruz. Öğrencilerimize de dersin günü ve saatiyle ilgili bildirim gidiyor. Bu derslerde yoklama almıyoruz çünkü bakan bey de devamsızlığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı."
Müdür yardımcısı da canlı derslere katılımın merkez okullar ve taşra okulları arasında farklılık gösterdiğini belirtiyor:
"Özellikle merkez okullardaki öğrenciler bu derslere daha çok katılım gösteriyor. Taşımalı eğitim yapan bir lise düşünelim, köye servis getirip götüren, köyde internette zorluklar yaşanabiliyor. Yeterli internet bulamayabiliyorlar ama merkez okullar bunu iyi uyguluyor şu anda."
Canlı derslerde esas önceliğin üniversite sınavına hazırlanan son sınıf öğrencilerine verildiğini söyleyen müdür yardımcısı, EBA üzerinden yapılan canlı derslerle öğrencilere test çözdürüldüğünü anlatıyor:
"Normalde MEB kendi belirlediği yayınlar dışında kaynak kullanılmasını uygun görmüyor ancak bütün yayınevleri şu anda test kitaplarını e-kitap olarak ücretsiz kullanıma açtı. Biz de bu ücretsiz yayınlardan faydalanıyoruz ve canlı derslerde öğrencilere test çözdürüyoruz.
"Ayrıca yine son sınıf için özel Whatsapp grupları oluşturduk. Bu gruplarda yer alan sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenleri, öğrencilere günlük çözmeleri gereken soru sayılarını bildiriyor, sonra da takibini yapıyor. Öğrencilerin çözdüğü testleri ve nasıl çalıştıklarını kayıt altına alıp bize iletiyor."
'Dershaneden yardım alıyoruz"
Biri üniversite sınavına, diğeri lise sınavına hazırlanan iki çocuğu olan bir veli, çocukların daha önce eğlence aracı olarak kullandığı televizyon ve bilgisayar gibi teknolojik aletleri şimdi eğitim almak için kullanmak zorunda olduğunu ancak bu geçişteki "ciddiyeti" henüz kavrayamadıklarını ve bu sisteme adapte olmakta zorluk yaşadıklarını düşünüyor.
EBA TV'deki derslerin içeriğini yetersiz bulduğunu söyleyen veli, çocukların sınava hazırlık için dershaneden yardım aldığını anlatıyor:
"EBA TV'de yapılan dersler çok zayıf ve güncel değil. Daha çok teorik bilgi veriyorlar ancak bu sınava hazırlanmak için yeterli olmuyor. Zaten çocuklar iyi kötü konuları kavrıyorlar ama uzaktan eğitim sürecinde problem çözme konusunda kendilerini geliştiremiyorlar.
"Bunun için bizim dershanemiz uzaktan canlı ders veriyor. Bu derslerde hem konu anlatımı yapılıyor hem öğrenciler soru sorabiliyor ve test çözebiliyor hem de sınav yapılabiliyor. Üniversiteye hazırlanan oğlum bu derslerden faydalanıyor."
Veli, uzaktan eğitim sürecinde evde kalarak sınava hazırlanan iki çocuğunun da ders ve dinlenme süresi arasındaki geçişleri ayarlamakta zorluk çektiğini ifade ediyor.