Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile imzaladıkları protokolü açıkladı. CHP'nin ikinci tur için Zafer Partisi'nin kapısını çaldığını; İçişleri, Kültür ve Turizm ile Milli Eğitim Bakanlıklarını kapsayan 3 bakanlığı istediklerini ve CHP tarafından bu talebin kabul edildiğini söyleyen Özdağ, yeni yönetimi ve Özgür Özel'i eleştirdi.
Protokolün “hükümetin oluşturulması ve görev bölümü” başlığıyla ayrılmış kısmında, şu şartlar sunulmuş:
- İçişleri Bakanlığı ve iki Bakanlık olmak üzere toplam üç Bakanlık,
- Güvenlik, Adalet ve Ekonomi bürokrasisi öncelikli olmak üzere, görüş birliği sağlanan Bakan Yardımcılıkları (Müsteşarlıklar) Zafer Partisine tahsis edilecektir.
- Zafer Partisine tahsis edilen makamlar ve bağlıları konusundaki atamalarda Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile birlikte karar alınacaktır.
- Zafer Partisince deruhte edilen Bakanlıkların teşkilat yapıları, görevlendirme esasları 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce olduğu gibi değiştirilmeden devam ettirilecektir. İş bu protokol dört ana başlık ve iki sayfadan oluşmaktadır. İki nüsha olarak düzenlenmiş ve her sayfası ıslak imzalı olarak onaylanmıştır.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, T24 yazarı Cansu Çamlıbel'e yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları protokolde 3 bakanlık üzerinde anlaştıklarını açıklamıştı. Söz konusu röportajda Özdağ’ın “Peki siz hangi görevde olacaktınız?” sorusuna verdiği “Ben İçişleri Bakanı olacaktım” yanıtı tartışma konusu olmuştu. Röportaj için tıklayın - Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: Kılıçdaroğlu kazansa üç bakanlık ve MİT Başkanlığını alacaktık, yazılı mutabakat var |
Özdağ'ın paylaşımı şöyle:
Aşağıda üzerinde çok konuşulan ancak ilk kez yayınlanan Zafer Partisi-CHP Protokolünün tamamının fotoğrafını göreceksiniz. Bu protokolu eleştiren 6’lı masa birleşenlerine ve CHP içinden protokola karşı çıkanlara cevap veriyorum. 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin 1. Turunu hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçiminde kaybettiniz. 14 Mayıs seçimleri öncesinde Zafer Partisi ile her türlü görüşmeyi reddetmiştiniz.
Ocak 2023’de TBMM’de yaptığım Basın toplantısında; 1)Saray artıkları ve FETÖ’cüleri uzaklaştırmayı,
2) Terörle mücadele etmeyi,
3)13 milyon sığınmacı ve kaçağı geri yollamayı kabul etmeniz durumunda Zafer Partisi’nin Kılıçdaroğlu’na milletvekilliği ve benzeri hiçbir makam ve mevki istemeden DESTEK olma önerisine cevap bile vermediniz.
“Aradınız, 2. tur için destek istediniz”
14 Mayıs’ta seçimlerini millet ittifakı olarak kaybettikten sonra ancak 20 Mayıs’ta Zafer Partisi’ni destek için aradınız, 2. tur için destek istediniz. Biz Ocak 2023’de TBMM’de açıkladığımız destek şartlarını tekrarladık, Kabul ettiniz. Ancak bu şartların kabulü yeterli değildi, İttifak yaptığınız partiler ve onların birçok platformlardaki söylemleri, politik duruşları ve benzeri sebepler ile kaybettiğiniz ilk turda size oy vermeyen, endişe duyan veya sandığa gitmeyi düşünmeyen Seçmenleri motive edecek, bu endişeleri giderecek, oy vermeye yönetecek politikalar ve söylemler gerekiyordu.
“İçişleri, Kültür ve Turizm ve Milli Eğitim Bakanlıklarını kapsayan 3 bakanlık istedik, kabul ettiniz”
Bu seçmen kesimi Zafer Partisini, Atatürk’e, kuruluş ilkelerine ve sığınmacıların ülkelerine dönüş politikası vaatlerinin hayata geçirilmesinin bir anlamda teminatı olarak gördüğü için ve elbette bu kesimlere olan sorumluluğumuz gereği Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olması şartı ile İçişleri, Kültür ve Turizm ve Milli Eğitim Bakanlıklarını kapsayan 3 bakanlık istedik, kabul ettiniz. Ne yazık ki, muhalefet için en uygun sayılabilecek bir konjonktürde sonuç itibariyle size ilk turda seçim kaybettiren 6’lı masa üyesi İYİ Parti dahil 5 partiye 41 milletvekilliği, cumhurbaşkanlığının kazanılması durumunda 5 Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlıklar verileceği taahhütlerini unutmuş görünenler seçimin kazanılması durumunda Zafer Partisi’ne 3 bakanlık verilmesini ağır şekilde eleştirmişlerdir. Bu çok kısa sürede verdiğimiz destek ve çalışmalar sayesinde yaratılan yeni rüzgâr ile oylar artmış, küskün ve kızgın büyük bir seçmen gurubu her şeye rağmen sandığa gitmiştir. Sonuç ortadadır.
Zafer Partisi’ne yönelik saldırıların asıl nedeninin partimizin bu protokol ile Atatürk’ün kurucu değerlerini güvence altına almak istemesi, terörle mücadeleye yeni bir atılım getirecek olması, milli, üniter ve laik devlet esaslarını vurgulanması ve 13 milyon işgalcinin vatanlarına dönmesi projesidir.
Özgür Özel’e tepki
Bu projenin kabulünden HDP seçmeninin rahatsız olduğu iddiası maalesef CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel tarafından ifade edilmiş, kongre sürecinde de siyaseten insafsızca istismar edilen bu açıklamalarını Türkiye’nin bir bölümü üzerinde Kürdistan kurmaya hedefleyenlerin elini öperek taçlandırmıştır.
“CHP liderliği geçmiş hatalardan ders çıkarmak yerine yeni bir başarısızlığa doğru yelken açmaktadır”
Öyle gözüküyor ki CHP liderliği geçmiş hatalardan ders çıkarmak yerine yeni vahim hatalar ile yeni bir başarısızlığa doğru yelken açmaktadır. Bir CHP milletvekilinin “Atatürkçülüğü ve laikliği Zafer Partisine kaptırdık” diyerek itiraf ermek zorunda kaldığı gibi artık Atatürk’ün partisi Zafer Partisi’dir ve Türk milliyetçiliği Zafer Partisi’nde temsil edilmektedir.
“Tek çözüm Zafer Partisi”
Altını çizerek vurguluyoruz, Türk milletini cepheleştiren, bölücülere taviz veren CHP ve AKP politikaları artık Türk siyasetinde Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden, büyük Atatürk’ten, sığınmacıların vatanlarına dönmesinden taviz vermeyen Zafer Partisi olduğu gerçeği ile her platformda karşı karşıya kalacaktır... Halkın nabzını tutamayan, tarihin ve ülke jeopolitiğinin dayattığı gerçeklikleri analiz kabiliyeti ve vizyonu olmayan kadrolar Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır sorunları çözemezler. Tek çözüm Zafer Partisi.