Ülkücü Yeni Çağ gazetesi yazarı Adnan İslamoğulları, Kuzey Kore İşçi Partisi'nin 36 yıl sonra ilk kez 6 Mayıs'ta kongreye gideceğini hatırlatarak, "Bizim liderimiz başkente giriş çıkışları mı yasaklıyor kongre günü? Hayır tabii ki. Yalnızca kongre yapılacak yere polis, jandarma, özel tim, bordo bereliler, zabıta memurları, özel güvenlikçiler, bekçiler, okçuluk millî takımı, kılıç kalkan ekibi, eskrim federasyonu, gülleciler, çekiççileri çağırıyor, onu da bizim selâmetimiz için, 'ülkücü ülkücünün öz kardeşidir' düsturuna zevâl gelmesin diye yapıyor, yoksa başkentin diğer meskun mahallerinde dolaşmamıza bir yasak getirmiyor" dedi.
Adnan İslamoğulları'nın, "Nankörlüğün lüzumu yok!" başlığıyla yayımlanan (4 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
"Kuzey Kore İşçi Partisi 36 yıl sonra ilk kongresini yapıyor 6 Mayıs'ta...
Partiyi babasından alan Kuzey Kore lideri Kim Jong-un mahkeme kararlarına ihtiyaç duymaksızın 6 Mayıs'ta yapılacak kongre için hazırlıklara başlamış. 5 gün envâî çeşit etkinliklerle devam edecek kongre için ülke çapında bir dizi tedbirler almayı da ihmal etmemiş.
Başkent Pyongyang'da düğün ve cenâze merâsimlerini yasaklamış meselâ...
Başkentin içinde ve dışında ve atmosfer yüksekliğinde mesâfelerde dolaşmayı da yasaklamış...
Kuzey Kore Birleşme Bakanlığı Sözcüsü Cheong Joon-hee, "Bu geçici güvenlik tedbirlerinin kongre sırasında yaşanabilecek olumsuzlukları en aza indirmek için alındığını" söylemiş...
Kongreden önceki 70 gün boyunca da işçiler üretimi artırarak lider Kim Jong-un'a ve partisine bağlılıklarını göstermek için fazla mesâi yapıyorlarmış...
Şimdi...
Aza kanaat getirmeyen çoğu bulamaz derdi eskiler...
Kuzey Kore İşçi Partisi'nin kongre haberlerini okuyunca kendimi kötü hissettim açıkçası... Öyle bir mütehassis oldum ki anlatamam. Tuhaf hislere savruldum. Bir hüzün aldı beni.. nasıl desem, acaba nankörlük mü ediyoruz, kadir kıymet bilmiyor muyuz, azla yetinmeyi bilmediğimiz için mi bütün bunlar geliyor başımıza, elin tavuğu bize kaz mı görünüyor, evdeki bulgur neyimize yetmiyor da oraya buraya pirinç almaya gidiyoruz, o kadar beslendik şimdi göz mü oyuyoruz, gibisinden pek çok şey geliyor aklıma, zihnim atasözleri ve deyimler sözlüğüne döndü vallahi...
Neden diyeceksiniz!
Baksanıza bilâder, herifçioğlu lider Kim Jong-un 36 sene sonra kongre yapıyor, bizim ise şunun şurasında 681 güne tahammülümüz yok, tutturduk kongre de kongre diye... 681 gün dediğin nedir ki göz açıp kapayıncaya kadar geçer anlamayız bile, meselâ bizim komşunun 681 gün evvel bir oğlu oldu nur topu gibi maşallah, şimdi 2 yaşında parkta oynuyor anlamadık bile büyüdüğünü, meselâ yine komşunun oğlunun askere gitmesiyle gelmesi bir oldu neredeyse hiç anlamadık, meselâ yine komşunun kızı 681 günlük bir okul kazandıydı 681 gün evvel, Allah sizi inandırsın geçen gün geldi "mezun oldum" dedi. Şaşırdık kaldık, nasıl geçti o 681 gün de komşunun kızı mezun oldu anlamadık bile...
"Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım" şarkısını hangimiz bilmiyoruz ki!
Ama sabırsızlık bizde, nankörlük bizde, şunun şurasında 681 gün sabredemiyoruz.
Yok efendim imza toplamalar, yok efendim il il gezmeler, illerde büyük kalabalıklar toplamalar, yok efendim televizyona çıkmalar, yok efendim mahkemelere başvurmalar, mahkemelerden karar çıkarmalar...
Yok yok. Biz nankörüz...
Bizim liderimiz 36 sene sonraya mı kongre tarihi verdi?
Hayır, 681 gün sonraya, 18 Mart 2018'e verdi tarihi...
Piyasalarda bu vadeye çek bile kesiliyor, o kadar kısa vâdeli yani verdiği tarih, neredeyse peşin gibi...
Ama biz n'apıyoruz, "Olmaz efendim, hemen kongre yapalım" diyoruz...
Bizim liderimiz başkente giriş çıkışları mı yasaklıyor kongre günü?
Hayır tabii ki... Yalnızca kongre yapılacak yere polis, jandarma, özel tim, bordo bereliler, zabıta memurları, özel güvenlikçiler, bekçiler, okçuluk millî takımı, kılıç kalkan ekibi, eskrim federasyonu, gülleciler, çekiççileri çağırıyor, onu da bizim selâmetimiz için, 'ülkücü ülkücünün öz kardeşidir' düsturuna zevâl gelmesin diye yapıyor, yoksa başkentin diğer meskun mahallerinde dolaşmamıza bir yasak getirmiyor...
Ama biz nâpıyoruz, "İllâ da 15 Mayıs'ta kongre yapacağız" diyoruz... "İnadım inat, kapılarım iki kanat" diyoruz... Muannidiz yani sizin anlayacağınız muannid, inatçı...
Bizim liderimiz düğün yapmamıza karışıyor mu, bir yasak getiriyor mu?
Allah var, harbiden karışmıyor!
İster evlenin, ister nişanlanın, ister sünnet olun, "Allah mesud etsin, Allah bir yastıkta kocatsın, Allah tamâmına erdirsin, Allah büyük mürüvvetlerini göstersin" diyor...
Bizim liderimiz ölmemize, cenâzelerimize karışıyor mu?
Hayır efendim, vallahi billahi karışmıyor Allah için... "İstediğiniz zaman ölebilirsiniz" diyor, "18 Mart 2018'de yapılacak kongremiz sebebiyle sakın ölmezlik etmeyin, siz programınıza bakın, ben gönül koymam, ben mâni olmiim" diyor, o kadar da özgürlüklerimize saygı duyuyor yani...
Biz n'apıyoruz peki?
Kıymet bilmiyoruz kıymet...
Nankörüz...
Yok efendim başarısızmış, yok efendim 12 seçim üst üste yenilmiş, yok efendim TBMM'nin çıkış kapısının hemen yanında ancak yer bulabilmiş kendine gibisinden türlü fitne ile kongre istiyoruz...
Bizim liderimiz yarın karar alıp, "Kongre mongre yok kardeşim, Kim Jong-un birâder aradı beni geçenlerde, -neden uğraşıyorsun öyle Gemerek mahkemelerinde, al bi karar kardeşim kongremiz 30 Şubat 2029 tarihindedir de kökünden çöz mevzuyu- dedi. Bana ve kurmaylarımdan Şefkat Bey'e, Semih Bey'e, İsmet Bey'e de çok mantıklı geldi ve karar aldık, kıymetimiz bilinmese de biz gene her zamanki gibi insaflı olup ülkücü irâdeye saygı duyalım dedik, kongremiz 1 Ocak 2028 tarihindedir" dese ne yapacağız Allah aşkına?!
Nankörlüğün lüzumu yok kardeşim!
2 sene dediğimiz nedir ki, yatçaz kalkçaz, yatçaz kalkçaz, bunu tam 681 kez yapacağız ve kongre günü gelecek..."