Kültür-Sanat

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 20. yılında 20 ilde

"Kadın sinemacılar olarak düşüncelerini, duygularını aktaracaklar, biz de hem filme alacağız hem de kalıcı bir kitap olacak!"

19 Nisan 2017 14:54

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 20. yılını 20 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlamaya hazırlanıyor.

Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk, yazısında "Genç kuşaklara bunu anlatmak istiyorum. Önce bir konu belirliyorduk, ardından bu ülkenin tüm kadınlarını davet ediyorduk. Hikâyenizi yazın ve bize gönderin. Gelen yüzlerce hikâyeden on tanesini seçip, Hakkâri’den, Uşak’tan, İzmir’den, Adana’dan ilk ona girenleri Ankara’ya çağırıp, üç gün boyunca o hikâyeleri senaryo haline getiriyorduk. Daha sonra o senaryolar film oluyordu" diyerek festivalin nasıl ortaya çıktığını ve gelişimini anlattı.

Cumhuriyet'te Işıl Özgentürk'ün bugün (19 Nisan 2017) yayımlanan "Uçan Süpürge'den çağrı" yazısı şöyle:

Uçan Süpürge’den can dostlarım Halime ve Aydan şen şakrak sesleriyle, “Işıl ayın 19’una hiçbir şey koyma, çünkü ‘Kamera Arkasındaki Kadınlar’ Taksim Divan Otel’de toplanıyoruz!” “Neden?” diye sordum. “Çünkü Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin bu yıl 20. yaşını kutluyoruz. Film yapan kadın yönetmenleri, yapımcıları bir araya getiriyoruz. Kadın sinemacılar olarak düşüncelerini, duygularını aktaracaklar, biz de hem filme alacağız hem de kalıcı bir kitap olacak!” 

İş başa düştü, 19 Nisan’daki (bugün) toplantıya hazırlanmam gerek. Birden festivalin geçmiş yirmi yılı ve tam sekiz yıl hayatımın en güzel bir haftalarını anımsadım. Uçan Süpürge’de yaptığım atölye çalışmalarını... Muhteşem bir işti. Genç kuşaklara bunu anlatmak istiyorum. Önce bir konu belirliyorduk, ardından bu ülkenin tüm kadınlarını davet ediyorduk. Hikâyenizi yazın ve bize gönderin. Gelen yüzlerce hikâyeden on tanesini seçip, Hakkâri’den, Uşak’tan, İzmir’den, Adana’dan ilk ona girenleri Ankara’ya çağırıp, üç gün boyunca o hikâyeleri senaryo haline getiriyorduk. Daha sonra o senaryolar film oluyordu. Konular ve hikâyeler harikaydı. Örneğin 2001 yılında “komedi” türü üstünde çalıştık, 2002’de temamız “Namus”tu, 2003’te çok ilginç bir konumuz vardı: “Her Yer Kırmızı”, 2004 yılında “Polisiye” öykülere merak sardık, 2005’te “Senin Annen Bir Melekti Yavrum” başlığı bize yol gösterdi, 2006’da “Ayna Ayna Söyle Bana” başlığına öyle çok öykü geldi ki, şaşırıp kaldık; 2007’de artık sıra “erken evlilikler”deydi, 2008’de onlarca kadın tüm çıplaklıklarıyla “Beden”den söz ettiler. Atölyelerimiz maddi olanaksızlıklardan dolayı son bulmuştu ama festival devam ediyordu. 2009’daki “12 Eylül - Mektup” sergisini hiç unutmam. Yüzlerce acılı ve gülünç, ironik mektup okumuştuk. Ülkemin kadınlarıyla övünmeye o mektuplardan sonra başladım.

Uçan Süpürge’ye dair 

Şimdi gelelim biraz bilgiye: Uçan Süpürge, 1996 yılında Ankara’da bir grup kadın tarafından kurulan bir sivil toplum örgütüdür. Anayasasında şöyle yazar: Kadın kuruluşları ve kadın hareketine duyarlı kişiler arasında iletişim, işbirliği ve dayanışmayı artırmak, onların deneyimlerini genç kuşaklara aktarmak, ulusal ve uluslararası bir iletişim ağı oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Uçan Süpürge sivil toplum kuruluşları arasında iletişim, dayanışma ve işbirliğini artırarak bu kuruluşların güçlenmesine katkıda bulunmayı; toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini yaygınlaştırmak ve bu yönde duyarlılık yaratmayı; dolayısıyla Türkiye’de sivil toplum ve demokrasinin gelişimi için çalışmayı amaçlamaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda, Uçan Süpürge yirmi yıldır Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivaliyle dünyanın her köşesinden binbir zorlukla film yapan kadın yönetmenlerin filmlerini görmemizi, yeni ufuklara açılmamızı sağlarken, ülke içinde etkili bir iletişim ağı kurarak, hak ihlallerine, kadına yönelik şiddete karşı yerel ve ulusal basını desteklemektedir.

Uçan Süpürge’nin bu amaca uygun olarak geliştirdiği projeler şunlardır:

“Çocuk Gelinler”: Uçan Süpürge, 2010 yılında Sabancı Vakfı’nın da, Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında desteklediği, küçük yaşta ve zorla evlilikleri ülke gündemine almayı, siyasi mekanizma içinde tartışılır kılmayı ve kamu politikalarında yer edecek biçimde tanımlamayı hedeflediği “Çocuk Gelinler: Yıkıcı Gelenekler ve Ataerkil Sosyal Mirasın Mağdurları” isimli proje. 

“Benim Madam Curiem”: Kız çocuklarının meslek seçimi konusunda kalıplaşmış meslekler dışında, rol modelleri geliştirmeyi hedefleyerek Türkiye’deki demokratik vatandaşlık ve insan haklarının gelişmesindeki en önemli engellerden biri olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçmek için yürüttüğü ve süren bir proje.

Festival zamanı 

Zaman uçup gidiyor ve Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 20. yılını 20 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlamaya hazırlanıyor. Festival bu yıl 20. yılını kutlayan bir diğer kadın kuruluşu KAMER’in işbirliğinde Adıyaman, Ağrı, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkâri, Kars, Malatya, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli, Van’da; Kadın Platformu’nun işbirliğinde Çanakkale’de, Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin desteğiyle Edirne’de, Karya Kadın Derneği’nin desteğiyle Muğla’da, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin desteğiyle İzmir’de, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı’nın işbirliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seyircileriyle buluşacak. 
Yüzlerce gönüllünün şimdiden işbaşı yaptığı bu detaylı organizasyonun çalışmalarına başlandı. Tarihler 20-23 Mayıs. Kimselere söz vermeyin, evdeki işleri bırakın. Çünkü süpürgesini alan herkesi bekliyoruz. Bulun buluşturun ve kentinizdeki gösteriye katılın, bu muhteşem heyecanı, başka 20 kentteki kadınlar ve erkeklerle paylaşın. Bugünlerde bu size iyi gelecek. Ayrıca 19’unda saat 13.30’da Taksim Divan’da olun! Öneriler başımızın tacıdır.

Yazar Notu: Üzülmek, umutsuzluğa kapılmak yasaklanmıştır!