ABD’de birçok eyalette, dini istisnalar dışında, sürücü belgesindeki fotoğrafta şapka veya bir başka başlık kullanılmasına izin verilmiyor. Arizona Eyaleti’nde yaşayan Sean Corbett, bir pastafaryan, yani Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi üyesi. Corbett, yıllardır, dini şapkaları “süzgeç” ile sürücü belgesi için fotoğraf vermek için mücadele veriyordu. Sonunda başarılı oldu, ancak Arizona Eyaleti lisansını geçersiz kılmakla tehdit ettiği için bu durum uzun süre dayanmayabilir.
Corbett’in RT’ye yaptığı açıklama şöyle:
“Dinin, başkalarına karşı bir silah olarak kullanıldığı bu gün ve çağda, kendime huzurlu, eğlenceli bir şey bulduğum için mutluyum.
Devlet kurumları bu hakkımı başlangıçta reddetti ancak vazgeçmedim, birkaç yıl sonra, Motorlu Taşıtlar Departmanı (DMV) branşındaki bir yöneticiyi fotoğrafın kullanılmasına izin vermeye ikna ettim. Bana geçici bir lisans vereceklerini söylemişlerdi ancak gerçek bir lisans alacağım konusunda bir garanti yoktu. Lisansı alınca gerçekten çok mutlu oldum.
Şu anda soruşturma altındayım, bu yüzden nasıl yol alacağımı bilmiyorum. Ancak, lisansı iptal etmeye karar verirlerse, kendilerini yeni bir dava ile karşı karşıya bulacaklar.
İnanç seviyemi, dinin geçerliliğini sorgulayamazlar. Resmi olarak kayıtlara girmekten çok mutluyum.”
Pastafaryanizm veya Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi, eğitim sisteminde akıllı tasarım iddialarının öğretilmesini eleştiren bir hareket. Her ne kadar takipçileri tarafından gerçek bir din olarak değerlendirilse de; medya tarafından parodi bir din olarak görülüyor. Oregon Eyalet Üniversitesi fizik bölümü mezunu olan Bobby Henderson tarafından 2005'te kuruldu. Uçan Spagetti Canavarı bu dinin tanrısı. Bu dinin inananları kendilerine Pastafaryan diyorlar.
Wikipedia’daki bilgiye göre, dinin kurulma amacı, ABD'nin Kansas eyaletinin eğitim kurulu tarafından eyalet okullarında Evrim Kuramı'na alternatif olarak akıllı tasarım konusunun müfredata alınması kararını protesto etmekti. Henderson, eğitim kuruluna gönderdiği bir açık mektupla Uçan Spagetti Canavarı adlı bir yaratıcıya olan inancından söz etti ve okullarda "Pastafaryan" yaratılış kuramının da okutulmasını istedi; bu suretle akıllı tasarımın öğretilmesine karşı reductio ad absurdum, yani "saçmalığa indirgeyen" bir sav öne sürmüş oldu.