Libya'da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze törenine ait görüntüleri yayınladığı iddiasıyla tutuklanan OdaTV muhabiri Hülya Kılınç, “Hayatımda ilk kez kollarıma kelepçe takılmıştı. Ancak bir suç işlemediğimi, işimi yaptığımı bildiğim için bu sürecin biteceğini ve bu sürecin ödenmesi gereken bir bedel olarak görüyorum” dedi.
Yarın İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları devam edecek 8 isimden biri olan OdaTV muhabiri Hülya Kılınç, Silivri Cezaevi günlerini Sözcü'den Can Özçelik'e anlattı.
Tecritte olmasına rağmen günlerini verimli bir şekilde geçirdiğini ifade eden Hülya Kılınç, “Koronadan dolayı ailemle kapalı görüş yapabiliyorum. Bir de haftada bir telefonla görüşeme hakkımız var.” diye konuştu. MİT mensubunu ve ailesini ifşa etmediğini vurgulayan Kılınç, suçlandığı haberi nasıl yaptığını da şöyle anlattı:
"Herkese açık bir cenaze töreni"
"Şehidin defnedilmesinden günler sonra yaşadığı yeri mahalle muhtarından öğrendim. Sosyal medyada bir paylaşım yapmıştı. Telefonla aradım olayı doğrulayınca mahalleye gittim. Muhtar ve şehidin ailesiyle görüştüm. Fotoğrafların bir kısmını sosyal medyadan bir kısmını Akhisar Belediyesi basın bürosundan temin ettim.
"Cenazeye kaymakam, beleye başkanı, milletvekili, siyasi partilerin temsilcileri ve vatandaşlar katılmış. Ne gizli bir fotoğraf çekimi var ne de fotoğraf ve video çekenlere bir önlem. Herkese açık bir cenaze töreni."
"Tutuklu kalmamızı gerektirecek bir suç yok"
Gazetecilik yaptığını ve tahliye beklediğini aktaran Hülya Kılınç özetle şunları söyledi:
"Hukuk açısından tutuklu kalmamızı gerektirecek bir suç yok. Ama 6 aydır tutukluyuz. 9 Eylül'deki duruşmada tahliye olmayı bekliyorum.
"Hayatımda ilk kez cezaevine giriyorum ve ilk kez kollarıma kelepçe takılmıştı. Ancak bir suç işlemediğimi, işimi yaptığımı bildiğim için ne olursa olsun bu sürecin biteceğini ve bunu ödenmesi gereken bir bedel olarak görüyorum."
TIKLAYIN - Savcı, MİT davasında gazeteciler hakkında 19 yıla kadar hapis cezası istedi