PwC tarafından TÜSİAD işbirliğiyle "2023’e Doğru Türkiye’de STEM Gereksinimi" başlıklı bir rapor hazırlandı. Raporda, fen (science), teknoloji (technology), mühendislik (engineering) ve matematik (mathematics) becerileriyle tanımlanan STEM'in ekonomik büyüme bakımından taşıdığı önem vurgulandı. 2016-2023 döneminde STEM istihdam gereksiniminin 1 milyona yaklaşacağı, bu ihtiyacın da 300 bini yani yüzde 30’unun karşılanamayacağı öngörülüyor. TÜSİAD olarak eğitimin kalkınmanın en temel unsuru olduğunu her fırsatta vurguladıklarını belirten Bilecik, "STEM eğitimi ve iş gücü, bilgi ekonomisi, dijital ekonomi, Sanayi 4.0 kavramlarının olmazsa olmazı, adeta bel kemiğidir" diye konuştu.
Karar gazetesinden Güven Adalı'nın eğitim haberi şöyle:
Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi, katma değeri yüksek ürünler üretebilmesi, dijital dönüşümü yakalayabilmesi ve sürdürülebilmesi için yeterli sayıda kalifiye iş gücüne ihtiyacı bulunuyor. Kalifiye elemanın formülü ise STEM yani fen (science), teknoloji (technology), mühendislik (engineering) ve matematik (mathematics) becerilerinde yatıyor.
PwC tarafından TÜSİAD işbirliğiyle hazırlanan “2023’e Doğru Türkiye’de STEM Gereksinimi” başlıklı raporda STEM alanlarının kritik rolüne değinilirken, yenilikçiliğin temelini oluşturan STEM becerilerinin ekonomik büyüme bakımından taşıdığı öneme dikkat çekildi. Sanayi 4.0’ın ıskalanmaması için gelecek yıllarda iş dünyasının ihtiyaç duyacağı kalifiye elemana ışık tutan araştırmanın sonucuna göre, 2023 yılında toplam istihdamın 34 milyonu bulması, bunun da 3,5 milyonunun STEM çalışanlardan oluşması bekleniyor.
2016-2023 döneminde STEM istihdam gereksiniminin 1 milyona yaklaşacağı, bu ihtiyacın da 300 bini yani yüzde 30’unun karşılanamayacağı öngörülüyor. Rapora dair değerlendirmelerde bulunan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Meslekler ve işler giderek daha fazla beceri gerektiren bir dönüşüm içinde. Dünya Ekonomik Forumu’nun bir çalışmasına göre, 2015 ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de iş hayatı için gerekli görülen temel becerilerin % 41’i 2020 itibariyle değişmiş olacak” dedi. Gençlerin klasik, bilinen mesleklerin dışında çoğunluğun ilk duyduğunda ne olduğunu dahi anlamadığı yeni meslek tercihlerinde bulunduğunu vurgulayan Bilecik, “Bu yeni mesleklerin, yepyeni donanım ve beceriler gerektirdiği ise inkar edilemez bir gerçek” diye konuştu. Uzun yıllardır TÜSİAD olarak eğitimin kalkınmanın en temel unsuru olduğunu her fırsatta vurguladıklarını belirten Bilecik, şöyle devam etti: “STEM eğitimi ve iş gücü, bilgi ekonomisi, dijital ekonomi, Sanayi 4.0 kavramlarının olmazsa olmazı, adeta bel kemiğidir.
Dünyada hızlı koşanlardan olmak için kamu, iş dünyası ve eğitim paydaşlarına önemli görevler düşüyor. STEM yaklaşımının eğitim politikalarımızda önceliklendirilmesi ve eğitimin tüm kademelerinde hayata geçirilmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Her zaman olduğu gibi bugün de iş dünyası olarak yenilikçi, araştırmacı ve sorgulayan bireylerin topluma kazandırılması için her türlü katkıda bulunmaya hazırız.”
Başarmak için ne yapmalı?
STEM konusunun önceliklendirilmesi önem taşımaktadır.
Devlet, eğitim ve iş dünyası gerekli eylemler için birlikte hareket etmelidir.
STEM eğitim yaklaşımının tüm eğitim kademelerinde hayata geçirilmesi ve eğitimde kalitenin yükseltilmesi büyük önem taşımaktadır.
Yükseköğretimde eğitim içerikleri iş dünyasının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde ve iş hayatına uyum gözetilerek zenginleştirilmeli ve üniversite ile sanayi arasında iş birlikleri artırılmalıdır.
STEM mezunlarının olabildiğince STEM alanlarına yönlendirilmesi, teknoloji ve inovasyon alanında ihtiyaç duyulacak nitelikli işgücünün karşılanması bakımından önemlidir.
STEM iş alanlarının artmasını sağlayacak çalışmalar hızlanarak devam etmeli.
Şirketler STEM profillerini oluşturmalı. İş ve staj imkanları sunarak öğrencilerin çalışma yaşamına daha iyi hazırlanmalarını sağlamalı.
TÜİK, İŞKUR, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle ortak çalışıyarak veri kalitesinin STEM verilerini içerecek şekilde artırılması sağlanmalı.
STEM eğitiminin ve STEM işgücünün gelişmesi için gereken adımların ulusal politika düzeyinde ele alınarak kamu tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
"STEM, tek çıkar yol"
Karar Eğitim Yazarı Turgay Polat: ‘STEM bir eğitim modeli. ABD’de başlayan ve özellikle endüstri 4.0 dediğimiz dijital dönüşüm alanına giren bir alan. Öğrencinin okulda dersleri ezberleyerek ya da tek yönlü bilgi alarak eğitim alması değil, okulu bir üretim merkezi haline getirerek eğitim yapma fikridir. Örneğin coğrafyada bir konu var. Bu konuyu kalkıp siz coğrafya yöntemi ile işlemeyeceksiniz diyor. Okul kendi bulunduğu bölgedeki sorunları tespit ediyor. Bu sorunlara ilişkin her derste çözüm alanları üretiyor. Biz, TÜSİAD ile birlikte okullarda bilgi aktaran öğretmenler değil, öğrencinin düşünmesine, öğretmesine, proje yapmasına yönelik çalışma yapan ve yaptıran öğretmenler yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu projeye 11 yıl önce başladık. Bahçeşehir Okulları Fen ve Teknoloji Lisesi’nde başlayan projede öğrenciler sürekli olarak robotik yazılım, kodlama gibi proje tabanlı eğitimler alıyor. 3 yıl önce de her tarafa yayalım istedik. Daha sonra da konuyu TÜSİAD’a açtık. TÜSİAD’ın desteğiyle de iki yıldır BAU STEM Akademi ile öğretmen eğitimlerine başladık. Türkiye 2023 hedeflerine ulaşacaksa, bunun tek çıkar yolu STEM’dir.”
Robot için avukat
Zorlu Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ömer Yüngül, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) STEM Projesi’nin tanıtımı dolayısıyla düzenlenen “Neden STEM’i destekliyoruz?” başlıklı panelde, Amerikan Patent Enstitüsü Başkanının 1967’de “Burayı artık kapatalım, icat edilecek her şeyi bulduk” dediğini aktardı. Geçen yıl Stanford’da katıldıkları bir sunumda ise şu ana kadar icat edilenlerin ancak yapılabileceklerin yüzde 1’ini oluşturduğunu duyduklarını belirten Yüngül, artık herşeyin hızlı değiştiğine işaret ederek, “Eskiden hızlı olmak lazım derlerdi, ama şimdi hıza ayak uydurmak lazım” dedi. Kapatılan her iş için 2,2 işin oluştuğu bilgisini veren Yüngül, dünya baş döndürücü bir hızla değişirken kendilerinin de gençleri geleceğe hazırlamak gibi çok büyük bir sorumluluğu olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Her alanda o kadar büyük bir değişim yaşanıyor ki şu anda ABD’deki hukuk fakültelerinde robotların ileride işleyebileceği suçlar ile ilgili dersler verilmeye başlandı. Herkes geleceğe hazırlanıyor. Bu gerçekten baş döndürücü bir değişim ve buna kayıtsız kalanların yok olacağı çok açık. Üstelik bunu sadece teknolojik bir değişimden ibaret olarak görmek de çok büyük bir yanılgı.”