Yaşam

TÜSİAD'DAN ''KADIN'' FİLMİ  İSTANBUL (A.A)

07 Mart 2011 14:36
-TÜSİAD'DAN ''KADIN'' FİLMİ  İSTANBUL (A.A) - 07.03.2011 - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin erkek bakış açısına hapsolmayan bir kadın-erkek eşitliği politikasına ihtiyacı olduğunu kaydetti. Boyner, 8 Mart Kadınlar Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye'de kadınların statüsü ile göstergelerin ''yüz kızartıcı'' boyutta, erkek egemen bakışın toplumsal ve siyasal yaşama hakimiyetinin bu tablonun ortaya çıkmasındaki en derin etken olduğunu belirterek, bu bakışın kadını aile içindeki geleneksel rolüne hapsetmekte ya da bu rolü dönüştürme çabalarına duyarsız kalmakta olduğunu bildirdi. Oysa kadınların toplumdaki siyasi, sosyal ve ekonomik statüsünün güçlenmesinin, demokratik gelişmişliğin ve toplumsal refah seviyesinin en önemli göstergelerinden biri olduğuna işaret eden Boyner, nüfusun yarısının potansiyelini gerçekleştirebilmesi ve toplumdaki fırsatlardan eşit yararlanabilmesinin, ülke yönetimlerinin başlıca hedefleri arasında olması gerektiğini vurguladı. 2010 yılı verilerine göre istihdama katılan kadınların oranının gelişmiş ülkelerde yüzde 57'nin üzerindeyken, Türkiye'de sadece yüzde 24 olduğunu, kadın ile erkeğe biçilen farklı roller, eğitim eksikliği, iş ve aile dengesini kurmaya yardımcı mekanizmaların azlığı ve sosyal güvenceden yoksunluğu, kadınları etkileyen ağır sorunlar olarak niteleyen Boyner, kadınların çalışma hayatında katılımını artırmak için iddialı hedefler koyulması ve buna ulaşmak için bütünlüklü politikalar uygulanması gerekli olduğunu belirtti. ''2023 yılında dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmayı hedefleyen Türkiye'nin, kadınlarını ekonomik güce ortak etmeden gerçek anlamda gelişmiş bir ülke olmasını bekleyemeyiz'' diyen Boyner, kadınların ekonomideki rolünün sadece kadınları değil kadın-erkek tüm toplumu ileri taşıyacak bir konu olduğunu bilerek, çözüm süreçlerine erkeklerin de aktif olarak katılmasını zorunlu gördüklerini ifade etti.  Bu konuyla ilgili farkındalığı artırmak için TÜSİAD Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu olarak ''Çalışma Hayatında Kadın'' konulu bir dokümanter film hazırladıklarını ve bir konferansla gündeme taşıdıklarını anlatan Boyner, ayrıca hazırladıkları 45 saniyelik bir spot filmin de bu hafta televizyonlarda ve sinema salonlarında yayımlanmaya başladığını, sivil toplum örgütlerinin kesintisiz çabalarının, mevcut tabloyu değiştirme yönünde karar alıcıları etkileyeceğini umduklarını belirtti. -''YÖNETİM POZİSYONLARINDA VE SİYASETTE KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ ESAS OLMALIDIR''- TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, açıklamasında şunları kaydetti: ''Kadınların ülke yönetim kademelerinde eksik temsili bir diğer önemli sorun alanıdır. Bir yandan kamuda çok sayıda kadının yer aldığı fakat yöneticilik düzeylerine yükselmede ciddi bir elemeye maruz kaldıkları görülmektedir. Bunun yanında yerel siyasette ve parlamentoda da kadın temsili çok düşük düzeydedir; yüzde 9'luk kadın milletvekili oranımız yüzde 19 olan dünya ortalaması ve yüzde 20'nin üzerindeki Avrupa ortalamasının çok gerisindedir. Kamu kurumlarının yönetim pozisyonlarında ve siyasette kadın-erkek eşitliği esas olmalıdır. Ülkenin yarısını oluşturan kadınların eşit bir şekilde temsil edilemiyor olması, görüşlerinin, istek ve ihtiyaçlarının politikalara sınırlı yansımasına yol açmaktadır. Haziran ayında yapılacak genel seçimde, siyasi partilerin milletvekili aday belirleme süreçlerinde eşit temsil ilkesini göz önünde bulundurmaları büyük önem taşımaktadır. Bir taraftan kadınların eğitime, çalışma yaşamına ve siyasete daha fazla nasıl katılabileceği üzerine akıl yorarken, diğer taraftan kadınların hala yaşam hakkının bile ciddi tehlike altında olması tahammül edilir bir durum değildir. Son yıllarda kadın cinayetlerinde yaşanan artış ürkütücü boyutlardadır; her gün bir kadının kocası, sevgilisi ya da aile yakınları tarafından öldürüldüğü haberlerini almak içimizi acıtmaktadır. Ölümlerin büyük bir çoğunluğunun, gerekli tedbirler alındığı takdirde önlenebilir olması durumu çok daha vahim kılmaktadır. Yapılan araştırmalar, aile içi şiddetle ilgili başvurularda son yıllarda yaşanan artışın nedenlerden birinin, var olan şiddetin artık gizlenmemesi ile ilgili olduğunu; şiddete uğrayan daha çok kadının bunu saklamak yerine adli mercilere başvurmayı tercih ettiğini göstermektedir. Kadına yönelik şiddetin kendi kendine yok olması beklenemez. Adli mercilere başvuran şiddet mağduru kadınlar süreç sırasında yeniden mağdur edilmemeli, yasal sorumlular başta olmak üzere ilgili tüm taraflar üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmelidir.''