Medya

"Türkiye'deki siyasi davalar, sonunda hep Ahmet Şık'ın tutuklu olduğu basit bir oyun"

"Maç bitmedi, sonunda Ahmet Şık kazanacak"

16 Şubat 2017 13:02

Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, 'PKK ve FETÖ propagandası yaptığı' iddiasıyla 30 Aralık 2016'da tutuklanan gazeteci Ahmet Şık ile ilgili olarak “Türkiye’de siyasi davalar cemaatin ya da iktidarın güç kovaladığı ve sonunda hep Ahmet Şık’ın tutuklu olduğu basit bir oyundur" dedi.

Gazeteci Ahmet Şık ile Nedim ŞenerSoner Yalçın, Yalçın Küçük ve Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın aralarında bulunduğu 13 kişinin yargılandığı Oda TV davasının duruşması, dün (15 Şubat 2017) Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Kararın açıklanması 12 Nisan'a bırakıldı.

Özgür Mumcu'nun "Ahmet Şık kazanacak" başlığıyla yayımlanan (16 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Meşhur İngiliz futbolcu Garry Lineker’in neredeyse kendi kadar meşhur sözüdür: “Futbol; 22 kişinin 90 dakika bir topu kovaladığı ve sonunda her zaman Almanların kazandığı basit bir oyundur.” 
Herhalde Türkiye’deki siyasi davalar için de benzer bir tanımlama yapılabilir: 
“Türkiye’de siyasi davalar cemaatin ya da iktidarın güç kovaladığı ve sonunda hep Ahmet Şık’ın tutuklu olduğu basit bir oyundur.” 
Dün, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde cemaatin kumpaslarından Odatv davasının karar duruşmasına Ahmet Şık’ın Gülencilikten tutuklu halde getirilmesinin başka bir izahı var mı? 
Odatv davasının orijinal savcı ve hâkimi kaçmış, senelerce her yerde bas bas bağırılmasına rağmen yargı davanın bir komplo olduğuna yeni uyanmış, cemaatin dalaveresi ortaya çıkmış. Cemaatin emniyete nasıl sızdığını anlattığı için tutuklanıp kitabına el konmuş Ahmet Şık ise cemaatçi olduğu iddiasıyla tutuklu. Duruşmaya Silivri’den katılıyor. 
Diğer koğuşlarda ise Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarları var. Onlar da cemaatçi olduğu gerekçesiyle hakkında ömür boyu hapis cezası istenen ve yurtdışı çıkış yasağı bulunan bir savcının marifetiyle 100 günden fazla bir süredir tutuklu. 
Peki, Odatv davasının gönüllü savcıları nerede? 
Bütün siyasi kariyerini cemaat davalarını savunmaya borçlu şahıs milletvekili olmuş, 15 Temmuz darbe girişimini araştırması beklenen komisyona başkanlık yaptı. 
Köprüden önce son çıkışı yakalayıp direksiyonu ustaca kıran gazeteciler bugün cemaatçi avında. Odatv davasındaki hile ve hurdayı görüp yazdığımızda cemaatçi köşedaşları tarafından tehdit edilirken onlara destek olanların en vicdanlıları iktidarın “kandırıldık” şemsiyesinin altına sığınmış. 
“Zekeriya Öz’ün heykeli dikilecek” diye kostaklanan Bank Asya kredi borçluları cemaatle ilk defa dün karşılaşmış gibi pişkin. 
Odatv’den yargılananlar tutukluyken cemaatin yemeklerinden, gezilerinden, Türkçe Olimpiyatları’ndan çıkmayanlar suçluların telaşı içinde en büyük cemaat düşmanı olmuş. 
Gülencilerin Ahmet Şık’ın kitabını toplatmasına “Bazı kitaplar var bombadan etkilidir. Bomba kullanmak suçtur, bombanın yapılacağı maddeleri kullanmak da suçtur. Bomba ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri bunları toplamaz mı” diye sahip çıkan sayın Erdoğan, bugün Şık’ın mağduriyetinden kendine meşruiyet devşirmek için “Kitap yazdı diye değil, hazırlığını yaptı diye insanlar mahkûm edildi” diyor. 
“Aynı menzile varmayı hedefledikleri” dönemde kumpas davalarının savcılığını üstlenenler bugün başka davaların savcılığına soyunmuş. 
İlk savcılıklarının neticesi ortada. İkincisininki de farklı olmayacak. 
Kumpas siyasi davalar oyunu bitmedi. İlk devreye damgasını cemaat-iktidar ortaklığı vurdu. İkinci devrede ise iktidar eski ortağından öğrendiği taktikleri uyguluyor. 
Ama maç bitmedi. Sonunda Ahmet Şık kazanacak.