Yaşam

'Türkiye'de, zekâ geriliğini evlenince düzeleceğine inanılır'

'Kişilerin karşıdakine dair kafasına takılan birtakım sorunları illa da evleneyim diye tevil etmeleri, fazlasıyla ve gereksiz pozitif yorumlamaları'

18 Mayıs 2012 13:04

Mustafa Ulusoy
Zaman, 18 Mayıs

 

Evlenince düzelir mi?

 

Ciddi evlilik sorunlarıyla cebelleşen evlilerin söyledikleri ilginç bir şey vardır: Bu sorunları nişanlıyken de yaşıyorduk. Peki neden henüz nişanlıyken, daha yol yakınken ayrılmamışlardır?

Kişisel gözlemlerim temel iki hata nedeniyle. Birincisi, kişilerin karşıdakine dair kafasına takılan birtakım sorunları illa da evleneyim diye tevil etmeleri, fazlasıyla ve gereksiz pozitif yorumlamaları. "Böyle ama bunu şundan dolayı yapıyor. İlgisiz bir adam ama kadınlara nasıl ilgi gösterilir öğretilmemiş. Çok asabi ama, her gün üç saati yolda geçiyor, o asabi olmasın da kim olsun."

İkinci önemli hata da, evlenince düzelir anlayışı. Mesela adam nişanlılıkta ilgisiz biridir. "Evlenince daha ilgili bir eş olacak eminim." Ya da adam değişeceği teminatını kendi verir. Ya da cimridir. Ama evlenince eline delik açılacağı, su gibi karısına para akıtacağı gibi hayaller kurulur tatlı tatlı. Ya da mesela öfke kontrolü olmayan, biridir. Oysa evlenince kimse birdenbire kuzu gibi olmaz. Hatta evlilik tüm stres ve gerilimiyle insana bindirdiği yüklerle insanı daha asabi yapmak için gerekli tüm şartları haizdir. Bu coğrafyada, tümüyle biyolojik ve doğuştan olan zekâ geriliğinin bile evlenince düzeleceğine inanılır.

Evlenince düzelir fantezisine ya da hayaline erkeklere göre kadınlar daha fazla kapılma eğilimindedirler. "Har vurup harman savuran bu adama, bir güzel çekidüzen verip hizaya sokarım ben." biçiminde kahramanlıklara soyunur kadınlar. Sonuç ise çoğunlukla hüsrandır.

Elbette ki insanlar değişir, değişebilir. Evlenince de değişebilir, evlenmeden de. Buradaki hata, evlilik gibi önemli bir kararı "bir ihtimale" dayandırmaktır. Doğru kararların, birer adem, yok hükmünde olan ihtimali durumlar üzerinden değil; mevcut ve var olan durumlar üzerinden verilmesi akla daha yatkındır.

İlgisiz nişanlı evlenince ilgili bir eşe dönüşebilir mi? Olabilir elbette, ama olmayabilir de... Bizim elimizdeki bugüne ait veri, yani adamın kişiliğinin şimdiki hakikati, ilgisiz bir erkek olduğudur. Mesela, adamın alkol bağımlılığı vardır. Alkolü bırakabilir mi? Bırakabilir. Ama şimdi içmektedir. Kadın dağınıktır. Evlenince düzen ve intizam abidesi haline gelebilir mi? Gelebilir elbet ama gelmesi için elde ne gerekçe ve delil vardır da, bir "belki" üzerinden karar verilmektedir? Kadın soğuk nevaledir. Evliliğin elinde sihirli değnek mi vardır da onu canlı, neşeli biri nasıl yapsın?

 

Mevcut veri üzerinden sonuç varılmalı

 

Zamanın Bedii'nin ihtimallere göre hüküm vermeyle ilgili iki tespitini burada çok yararlı buluyorum. "Havf (korku) iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hatta beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkarane bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azaba çevirir." Burada ölçü korku için ifade edilse de bunu bir insanın değişmesi için de rahatlıkla kullanabiliriz. Bir insanın değişmesi elbette mümkündür. Ancak mümkün olan ama şimdiki zamanda olmayan bir şeye bel bağlamak ancak yüzde on beş-yirmiden daha fazla kuvvetli bir ihtimalse önerilmektedir. Yine Zamanın Bedii bu görüşünü "Bir delilden neş'et etmeyen bir ihtimâlin hiç ehemmiyeti yoktur" cümlesiyle desteklemektedir.

Bilhassa evlilik kararı verirken zayıf ihtimalleri, hayalde kuvvetli ihtimaller haline getirmeden ve karşıdaki insanda kabul edilmez bulunan davranışları tevil etmeden, mevcut veriler üzerinden sonuca varmak daha sağlıklı: "Ben bu kadının ya da erkeğin bu özelliğinin hiç değişmeyeceğini varsaydığımda da onu benimseyebiliyor muyum? Bu kusuruna tahammül edebilir miyim, bu özelliğiyle bir ömür geçirebilir miyim? Ancak bu kadarcık ilgi gösteren bir erkekle bir hayatı devam ettirebilir miyim? Bu kadar dağınık bir kadınla yapabilir miyim?"

Değişebilir beklentisiyle hayat akar gider. Günler, aylar, yıllar geçmiş, dünya değişmiş ama adam ya da kadın dev bir kaya gibi bir milim yerinden oynamamıştır. Üstelik bu süre zarfında, ilişki de yay gibi gerildikçe gerilmiştir. Kadın ya da erkek diğerinin değişmesini talep ede durmuş, onu adam etmeye kalkmış, ona yeni bir biçim vermek için alın teri dökmüştür. Değişmesi beklenen kişi bazen samimiyetle değişmek için elinden geleni de yapmıştır. Lakin değişmek her zaman mümkündür ve fakat dünyanın da en zor işidir. Kadın daha düzenli olmak için muazzam bir gayret göstermekte ama iki üç gün bilemedin bir hafta sonra ne oluyorsa eski düzensizliği geri dönmektedir.

Hele bir de değişeceğine dair sözler verildiyse, kavgalar için şahane bir malzemedir bu. "Bir de bana söz verdin, beni kandırdın, hani alkolü bırakacaktın, hani yalan söylemeyecektin, hani düzenli olacaktın, hani her gün beni sevdiğini söyleyecektin, hani anne babama iyi davranacaktın."

Hayatın en sırlı kelimelerinden biri olarak gördüğüm "şimdi ve burada" evlilik kararı alırken bilhassa faydalıdır. Şimdi ve buradaki, şu karşımdaki adam veya kadın hiç değişmeden istediğim kişi mi?