Türkiye’de erişkin nüfusun yarısı sigara kullanırken, her yıl 100 bin kişi sigaraya bağlı nedenlerden yaşamını yitiriyor. Türkiye'de kadınlarının yüzde 10’u hamileyken de sigara içmeye devam ediyor. Sigara tüketimi 30 yılda yaklaşık yüzde 80 artarken, ABD’de aynı dönemde tüketim yüzde 30 azaldı.
Milliyet gazetesinden Mert İnan’a konuşan Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak, iş yeri ve evlerde sigara dumanına maruz kalan pasif içicilerin yüzde 30’dan fazlasının koroner arter hastalığı ile kalp krizi riski taşıdığı uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Toprak, “Sigara sadece psikolojik bir bağımlılık değil, aynı zamanda sosyal bir bağımlılık. Tiryakilerin her nefesinde damarlardaki nikotin 10-16 saniye içinde beyne ulaşır. Nikotin dopaminin salınmasını artırdığı için kişi kendini yalancı bir keyif duygusu içinde hisseder. Daha fazla dopamin salınması için nikotine yani sigaraya ihtiyaç duyar. İçilen her sigarayla nikotin bağımlılığı artar. Uyuşturucu illetinden farksız bir zehirle karşı karşıyayız” dedi.
Sigaranın terapötik yöntem, davranışsal tedavi ve ilaç tedavisiyle bırakılabildiğini kaydeden Prof. Dr. Toprak, “Özellikle internetten ne olduğu bilinmeyen bitkiler ve macunlar sipariş etmek son derece tehlikeli. Bilimsel olarak henüz kanıtlanmamış, evrensel kabul görmemiş yöntemlere daima şüpheyle bakmalıyız. Bu gibi yöntemlerde en çok dikkat etmemiz gereken nokta yan etkilerdir. Bu nedenle bilimden ayrılmamayı öneriyorum” diye konuştu.