Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Nejat Ünlü, Türkiye'de her yıl 200 civarında yeni HIV taşıyıcı tanısı konulduğunu ancak bu yılın ilk 6 ayında 250 kişilik artış olduğunu belirterek, "Trend korkutucu. Çünkü bu, yılda yaklaşık 500 kişi demek. Son 20 yılın en ciddi rakamı" dedi.
‘AIDS’i azaltmak için dünya çapında test yapılabilir’
AIDS hastalarına mikroçip takılması tartışılıyor
Ünlü, 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, HIV/AIDS virüsünün tüm dünyada 1980'li yıllarda görülmeye başlandığını, Türkiye'de ilk vakanın 1985'te ortaya çıktığını, ilk zamanlar daha çok eşcinsellerde yaygın olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.
Birkaç yıl sonra heteroseksüellerin ve kadınların da bu hastalıktan ölmesi üzerine tüm dünyada ciddi bir panik başladığını dile getiren Ünlü, 1990'lı yıllarda antiretroviral tedavinin çıkmasıyla ölümlerin önüne geçildiğini kaydetti.
Ünlü, bu tedavinin Türkiye'de de yapıldığını ve gelişkin ilaçlarla özellikle batıda ölümlerin durdurulduğunu ancak hala Afrika ve Asya gibi kıtalarda bulunan ülkelerde bu hastalıktan ölümlerin yaşandığını vurguladı.
Türkiye'de tedavi seçeneklerini kabul etmeyen veya bilmeyen ya da kendisinin hasta olduğunu anlamayanların yaşamlarını yitirdiklerini ifade eden Ünlü, bu nedenle insanların mutlaka test yaptırmaları gerektiğini, erken tanının bu hastalığın tedavisinde çok önemli olduğunu anlattı.
Ünlü, AIDS tablosuna girdikten sonra da tedavi edilebildiğini ancak hastalık vücutta hasar bırakmadan, herhangi bir yıkım olmadan tedaviye başlamanın önemli olduğunu aktardı.
40 milyon HIV taşıyıcısı
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000'li yılların başında AIDS'in bulaşıcı hastalıklardan öte tıpkı, şeker veya kalp gibi kronik hastalıklar kategorisine aldığını anımsatan Ünlü, şöyle devam etti:
"Şu an tüm dünyada 40 milyon HIV taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor. Ne kadarının hasta olduğu tam olarak bilinmiyor. Sağlık Bakanlığının son verilerine göre, Türkiye'de 3 bin 170 HIV taşıyıcısı var. Burada ilginç bir durum var. Normalde her yıl ülkemizde 200 civarında yeni tanı olurdu. Oysa bu yılın ilk 6 ayında 250 kişilik bir artış var. Trend korkutucu. Çünkü bu, yılda yaklaşık 500 kişi demek. Son 20 yılın en ciddi rakamı."
Nejat Ünlü, HIV alındıktan sonra hemen semptom vermeyen bir hastalık olduğunu, aradan 3, 5 hatta 10 yıl geçtikten sonra semptomların ortaya çıktığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bugünkü sayılar 5 yıl öncesine yapılan projeksiyon aslında. O nedenle bugünkü gerçek sayıyı bilmemiz aslında mümkün değil. Dünya Sağlık Örgütü de Türkiye gibi gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkeler için bilinen sayıların ülkelerin gerçeklerine 8-10 veya 20 ile çarpılması gerektiğini belirtiyor. Yani 8 ile çarparsak Türkiye'de şu an 20-25 bin kişinin taşıyıcı olduğunu söyleyebiliriz."
Toplumun 5 yıl önce daha bilinçsiz durumda bulunduğunu, korunmasız cinsel ilişkinin çok yaygın olduğunu, özellikle gençler arasında kondom kullanımının pek bilinmediğini anlatan Ünlü, "Korkumuz, bundan sonraki yıllar bu sayı binleri bulursa tedavi şansının da kalmayabileceği" dedi.
HIV'lilerin yüzde 30'u eşcinsel, yüzde 70'i heteroseksüel
HIV'ın heteroseksüellerde arttığını ifade eden Ünlü, "Dünya ölçeğinde HIV taşıyıcıların yüzde 30'u eşcinsel, yüzde 70'i heteroseksüeldir. Hastaların yarısının kadın olması da çok ciddi diğer bir sonuç" diye konuştu.
Eskiden eşlerinden dolayı ev hanımlarında taşıyıcılık oranının yüksek olduğunu hatırlatan Ünlü, son 2 yıldır gençler arasında bir artış görüldüğünü, bunun da turizm yoluyla bulaştığını kaydetti.
Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Ünlü, Türkiye'de 3 bin 170 HIV'linin ne durumda olduğunun, ne kadarının hayatını kaybettiğinin bilinmediğine işaret ederek, "Biz bu konuda Sağlık Bakanlığına baskı yapıyoruz. Çok ciddi bir değerlendirme yapılması gerekiyor. İzleme, değerlendirme yapacak kişiler, hastanelerde takibi yapan doktorlar. Onların kullanacağı program ve anketlerle bu mümkün" dedi.
Devlet ve üniversite hastanelerinin tamamında bu tedavilerin yapıldığını, sağlık güvencesi olanların bu hizmeti ücretsiz aldıklarını, olmayanların ise yeşil kart uygulaması ile yararlanabildiğini anlatan Ünlü, şunları kaydetti:
"Reçeteler çalıştıkları kurumlara gittiği için tedavi almayanlar var. Kurumuna bu belge giderse işini ve çevresini kaybedeceği veya ayrımcılık yaşayacağı için tedavi olmuyorlar. Özellikle devlet memurları için çok ciddi problem bu. Türkiye'de devlet memuru olup HIV pozitif olduğu bilinen sadece birkaç kişi var. Hâkimler, savcılar, avukatlar, öğretmenler, bir sürü grup var ama bunların arasında sadece 1-2 kişi HIV taşıyıcısı görünüyor. Çünkü diğer
arkadaşlar, bu durum ortaya çıkmasın diye kendileri dışarıdan satın alarak tedavilerini yaptırıyorlar."
Nejat Ünlü, Türkiye'de veremle savaş için bir yasa çıkarıldığını ve kurulan verem savaş dernekleri aracılığıyla ilaçlar verildiğini anımsatarak, AIDS konusunda da böyle bir uygulamaya geçilmesi gerektiğini, böylece ilaçların alınması için kimsenin çalıştığı kuruma gitmeyeceğini, ilaç almak ve tedavi olmak için dolaşmak durumunda kalmayacağını belirtti.
Türkiye'de devletin ve ilgili bakanlığın hala bunu önemli bir sorun olarak görmediğini savunan Ünlü, "Devlet bunu önemli bir sorun olarak görmeli, önüne koymalı ve önceliklerin üzerine çıkarmalıdır. Çünkü sayılar gerçekten çok hızlı artıyor. Bu bir yangına dönüşürse nasıl söndürülecek biz de bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Pozitif Yaşam Derneği
Nejat Ünlü, derneğin HIV/AIDS ile yaşayan kişiler arasında bir iletişim ağı kurarak tedaviye erişimlerini kolaylaştırmak, yaşam kalitelerini artırıcı bilgilendirme çalışmaları yapmak, kendilerinin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak mahrumiyetlerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmek amacıyla kurulduğunu bildirdi.
Derneğin ayrıca HIV/AIDS konusunda tüm toplumu bilinçlendirerek gereken önleme ve savaşım çalışmalarını yapmak amacını da taşıdığını aktaran Ünlü, sadece HIV pozitif kişilerden değil, onların akraba ve yakınlarından, doktorlardan, öğretim üyelerinden, toplumun her kesimini temsil eden kişilerin dernekte yer aldığını kaydetti.
(AA)