Sağlık

'Türkiye'de belli miktarda GDO serbest ancak GDO oranını ölçecek laboratuvar yok'

Greenpeace tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de GDO’lu ürünlerin incelenmesi konusunda laboratuvarlar yetersiz

10 Haziran 2014 19:53

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gıda ürünlerinde yüzde 0.9 oranında GDO’nun tespit edilmesini “GDO bulaşanı” olarak değerlendirerek, gıda ürünlerinde yüzde 0.9 ve altında GDO bulunan gıdaların üretim ve satışına izin verilmesinin önünü açtı. Ancak, Greenpeace tarafından yapılan araştırmaya göre, GDO oranını ölçmek için kullanılan Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) akredite laboratuvarların hiçbiri, Türkiye’de izinli olmayan GDOların tespitini yapamıyor.

Greenpeace’in TÜRKAK laboratuvarlarının akreditasyon belgeleri incelenerek hazırladığı rapora göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait 41 laboratuvardan 10’u bir üründe GDO olup olmadığını test edebiliyor, sadece 4’ü, Türkiye’de izinli olan GDOların tanımlamasını ve miktar analizini yapabiliyorken, Türkiye’de yasak olan GDOların tanımlamasını ve miktar analizini yapabilen laboratuvar sayısı 0.

 

GDO kapısı bir kez açılırsa, kapatılamaz

 

Greenpeace Tarım ve Gıda Kampanyası Yöneticisi Tarık Nejat Dinç, “Araştırmamızın sonuçları, ‘GDOlara bir kez sınırdan içeri girişine izin verirseniz, onların kontrolünü bir daha asla sağlayamazsınız’ savımızın doğruluğunu bir kez daha gösterdi. Araştırmamızda bizleri de şaşırtan en önemli sonuç hiçbir Bakanlık laboratuvarının, dünyada ticareti yapılan, ama Türkiye’de kullanımı yasak olan GDOların tespitini yapabilecek akreditasyona sahip olmadığı bulgusuydu. Eğer yasak olan bir nesneyi tanımlayamazsanız, onu tespit edemezsiniz, dolayısıyla engelleyemezsiniz. GDOlar konusunda derin denetim zafiyeti yaşayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konuda yapması gereken, denetim boşluklarını daha da derin hale getirecek yasal esnetmekler yapmak değil, tam tersine yasa ve yönetmelikleri bu zaafları giderecek şekilde sıkılaştırmaktır. Bu noktada da Bakanlık için tek çıkış yolu, ister gıda amaçlı, ister yem amaçlı olsun, ister yüzde dokuz, ister binde dokuz olsun, bütün GDOların Türkiye’ye girişini kategorik olarak yasaklamaktır” şeklinde konuştu.

 

Yeni yönetmelik, büyük yol ayrımı

 

Araştırmada, yasaklı GDOların var olup olmadığının anlaşılmasının neden yeterli olmadığı konusuna şu bilgiy veriyor: “Eğer tek partide sadece kanola veya pirinç bulunuyorsa o zaman GDO bu şekilde tespit edilebiliyor. Ancak eğer çok bileşenli işlenmiş bir ürün ithal ediliyorsa, o zaman bu sav geçerliliğini kaybediyor. İçerisinde hem Türkiye’nin izin verdiği GD mısırlar, hem de Türkiye’de yasaklı GD şeker pancarı olan karma bir hayvan yeminde ürünü analiz eden Bakanlık laboratuvarları sadece izinli GD mısırları tespit edebileceği için, GDOların da yem için kullanılma izni olduğu için ürüne izin verilecek. Böylece ürünün içindeki yasaklı şeker pancarı da hiç tespit edilemeden ülkeden içeri giriş yapmış olacak.”

 

Ne yapılmalı?

 

GDO izinlerinin tamamen kaldırılması çağrısında bulunan Greenpeace raporunda şu ifadeler yer aldı: “Biyogüvenlik Kanunu'nun 11. Maddesi, Biyogüvenlik Kurulu'na izleme raporlarına dayanarak izin kararlarının kısmen veya tamamen iptali ile yasaklama, toplatma, imha ve benzeri yaptırımlara ilişkin karar alma görev ve yetkisini veriyor. Mevcut tablo ışığında Greenpeace Biyogüvenlik Kurulu'nu göreve çağırıyor. Kurul Kanundan aldığı yetkisini kullarak geçmişte izin vermiş olduğu tüm GDOların izinlerini kaldırmalı ve bunları yasaklamalıdır.”