Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in doğum gününde "Türkiye'de azınlık olmak" paneli düzenlendi.
Düzenlenen panelde konuşmacılar, azınlıkların binlerce yıldır Türkiye'de yaşamasına rağmen hala yabancı ve düşman olarak görüldüğüne dikkat çekerek, asıl sorunun azınlık olmak değil ayrımcılığa maruz kalmak olduğunu vurguladı.
Empati kurmak gerek
Türkiye Ermeni Toplumundan yola çıkarak, Türkiye'deki bireylerin entelektüel gelişimlerini sağlamaları yönünde çalışmalar yapan ve her kesimden insanların fikrini beyan edebileceği katılımcı, özgürlükçü bir platform oluşturan Nor Zartonk grubu 15 Eylül 1954'te doğan Hrant Dink'in doğum gününde "Türkiye'de azınlık olmak" paneli düzenledi. Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirilen ve Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in de katıldığı panelde, konuşmacılar Türkiye'de yaşayan azınlıkların sorunlarını dile getirdi.
Türkiye'de azınlık sorununun sadece etnik kimliğe göre sınırlı olmadığının alanı çizen Agos Gazetesi yazarı Patrak Estukyan, "Sorun daha genel ve öteki olmakla ilgili. Türkiye'de hepimiz potansiyel öteki, azınlık olabiliriz. Milliyetçilik bir başkasını ötekileştirerek sağlanıyor. Bize empoze edilen düşünceler var. Bunun içerisinde de azınlık olmak çok kolay taşınacak bir şey değil. Empati kurmak ve karşılıklı birbirimizi anlamaya çalışmak en çok ihtiyacımız olan şey." dedi.
19 Ocak azınlıklar için milattı
Anna Maria Aslanoğlu, Türkiye'de Rum olarak yaşamanın zorluklarından bahsettiği konuşmasında Hrant Dink'in katledildiği günün azınlıklar için bir milad olduğunu söyledi. Aslanoğlu, "Bizler 11 Eylül çocukları olarak apolitik olarak yetiştik. Ve cemaatin içinde iki kat sorgulamadan büyüdük. Benim için ilk farkındalık üniversitenin ilk gününde Anna Maria ne demek, Rum ne demek soruları ile karşılaştığımda gerçekleşti. Fakat 19 Ocak apolitiklik durumunun kırılmasıydı." şeklinde konuştu.
Aslanoğlu azınlık olmanın en acı verici yanını ise yerli olamama durumu olduğunu söyledi.
20 bin Süryani var, bir okul yok
Süryani cemaatinin yaşadığı sorunları dile getiren Doruk Kahraman, Türkiye'de 20 binin üzerinde Süryani yaşadığını fakat kendi okullarının olmadığını söyledi.
İlk üniversiteyi kuran Süryanilerin bugün üniversitelerde kürsülerinin bile olmadığını belirten Kahraman, "Türkiye'de AB uyum yasaları çıkana kadar çok fazla gelişim yaşanmadı. İstanbul'da yaşayan Süryanilerin sadece yüzde otuzu kendi dilini konuşabilirken bir tek tapulu kiliseye sahipler." dedi.
Zorunlu göçler sonucu İsveç'te yaşamaya başlayan Süryanilerin durumuna da değinen Kahraman, "İsveç'te Süryanilerin kendine ait bir radyo ve iki televizyon kanalı var. Milli takımda oynayan bir futbolcuları mevcut; fakat Türkiye'de bunu gerçekleştirmenin şimdilik şansı yok. Burada sadece bir bülten ve internet sitesi mevcut bunlarda 7 yıllık bir geçmişe sahip." dedi. Kahraman tekrar köye dönüşlerin başlamasının ise, umut kıvılcımlarını alevlendirdiğini söyledi.