T24 Haber Merkezi
Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını, Divan'a sundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, X hesabından yaptığı paylaşımla Türkiye'nin müdahillik beyanını sunduğunu duyurdu ve "Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını sunduğunu duyurduğu X mesajında şu ifadelere yer verdi:
"İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu Uluslararası Adalet Divanı'na az önce sunduk.
İşlediği suçların cezasız kalmasından cesaret alan İsrail, her geçen gün daha fazla masum Filistinliyi öldürüyor.
Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır.
Türkiye, bu yolda elinden gelen her türlü gayreti gösterecektir."
Dışişleri Bakanı Fidan'ın X paylaşımı
Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal tarafından sunuldu
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Türkiye'nin UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurusunun bugün Türkiye saatiyle 16.30'da Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal tarafından divana sunulacağını belirtmişti.
Keçeli, X sosyal medya hesabından, Türkiye'nin bugün yapacağı UAD'deki İsrail'e karşı soykırım davasına müdahillik bildirimi hakkında paylaşımda bulunmuş, başvurunun bugün Türkiye saatiyle 16.30’da Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal tarafından Divan'a sunulacağını kaydetmişti.
Dışişleri: İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini sağlayacak
Fidan'ın açıklamasının ardından bir açıklama da Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi. "İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini sağlayacaktır" ifadelerinin kullanıldığı resmi açıklama, şöyle:
"Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail’in 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerinin ihlaline ilişkin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde yapılan başvuruyu ülkemiz sürecin başından itibaren takip etmektedir.
Müdahillik imkanlarına yönelik titizlikle gerçekleştirilen değerlendirmeler sonrasında ülkemizin davaya müdahil olma kararı, Sayın Bakanımız tarafından 1 Mayıs 2024 tarihinde açıklanmıştı.
Bu süreçte Bakanlığımızın eşgüdümünde ilgili kurum ve kuruluşlarımızın katkıları ve katılımlarıyla yürütülen kapsamlı hukuki çalışma sonrasında başvuruya ilişkin Müdahillik Beyanımız, UAD Statüsü’nün 63. maddesi kapsamında Soykırım Sözleşmesi’ne taraf ülke olarak, 7 Ağustos 2024 tarihinde Divan’a sunulmuştur.
Müdahillik kararımız, ülkemizin Filistin konusunun hukuk ve adalet çerçevesinde çözümüne atfettiği önemin yansımasıdır.
İnsanlık vicdanı ve uluslararası hukuk, İsrailli yetkililerin hesap vermesini sağlayacaktır."
Fotoğraf: AA
Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel ve Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Ünal'dan açıklama: Netanyahu'nun ve cinayet şebekesinin olması gereken yer UAD
Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, UAD'de İsrail aleyhindeki soykırım davasına Türkiye'nin müdahillik beyanını Divan'a sunmadan önce basın mensuplarına değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin Filistin'in haklı davasının takipçisi olacağını belirten Yüksel, "Türkiye, kural temelli uluslararası hukukun yanında olduğunu, Türkiye, soykırıma karşı olduğunu, Türkiye, insan haklarından yana olduğunu en yüksek sesle cesur bir şekilde ve Birleşmiş Milletler'in en üst yargı organı, 'Dünya Mahkemesi' dediğimiz UAD'de Filistin halkının yanında olduğunu bir kez daha dünyaya ilan edecektir" dedi.
Yüksel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müdahillik kararı aldığı andan itibaren TBMM hukuk heyeti olarak titizlikle çalıştıklarını, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve uluslararası hukukçulardan oluşan hukuk ekibiyle bu çalışmayı neticelendirdiklerini ifade etti. Türk heyeti olarak ilk günden itibaren davayı yakından takip ettiklerini söyleyen Yüksel, tüm duruşmalara katıldıklarını dile getirdi. Yüksel, "Duruşmalarda videolar ve resimlerden alıntılar da yapıldı ve gösterilmişti. Tüm dünya kamuoyu bu duruşmaları canlı izlemişti" diye konuştu.
"Sanık sandalyesinde oturacaktır ve yargılanarak cezasını çekecek"
Yüksel, UAD'nin dava kapsamında 3 ihtiyati tedbir kararı vermesine rağmen İsrail'in bu kararlara uymadığına dikkati çekerek, "Bütün bunlara rağmen İsrail her zaman olduğu gibi hukuk tanımazlığıyla birlikte cezasızlık algısıyla hareket etti ve mahkemenin kararlarına uymadı" dedi. ABD Kongresinde konuşma yapan İsrail Başbakanı Netanyahu'nun alkışlanmasına değinen Yüksel, "Netanyahu'nun ve onun cinayet şebekesinin olması gereken yer işte tam da burası. Uluslararası Adalet Mahkemesinde sanık sandalyesinde oturacaktır ve yargılanarak cezasını çekecektir" ifadesini kullandı.
İsrail'in sivilleri hedef alan saldırıları, insani yardıma izin vermemek için sınır kapılarını kapatması, sağlık sistemini çökertmesi ve Filistinlileri insan dışılaştıran söylemlerine işaret eden Yüksel, "İşte tüm bunlar aslında suçların en adisi olan soykırım suçunun işlendiğinin kanıtlarıdır" diye konuştu.
Yüksel, "Türkiye, güçlü bir sesle haklının ve mazlumun yanında olmasıyla birlikte artık bundan sonra bu davanın doğrudan müdahili olacaktır ve bu davayı sonuna kadar en iyi şekilde devam etmesini sağlayacaktır" dedi.
"Hür dünyanın tüm devletlerine örnek olmasını temenni ediyoruz"
Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal da müdahillik dosyasının hazırlanmasının Dışişleri ve Adalet Bakanlığının ortak çalışması olduğunu söyledi.
Büyükelçi Ünal, "Bugün yüce Meclisimizin de desteğini göstermek üzere ilgili komisyon başkanımız da burada. Hep birlikte bu müdahillik kararını sunacağız" dedi.
Ünal, Türkiye'nin davayı başından itibaren yakından takip ettiğini belirterek "3 ihtiyati tedbir kararı alındı ancak maalesef İsrail'in bunların hiçbirisine uymadığını hep beraber sahada gördük. Bu vahametin ne kadar ileri aşamalara geldiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti olarak UAD'ye bu davaya müdahil olma başvurumuzu yapacağız" ifadesini kullandı.
Bu kararın örnek olmasını temenni ettiklerini kaydeden Ünal, "Bunun kural temelli uluslararası kurallara dayalı bir dünya görmek isteyen hür dünyanın tüm devletlerine bir örnek olmasını ve başvurmuş olanlara ilaveten diğer devletlerin de müdahil olarak başvurularına yol açacağını temenni ediyoruz, bunu arzuluyoruz." diye konuştu.
Bakan Fidan, müdahillik dosyasının sunulacağını duyurmuştu
Türkiye'nin müdahillik dosyasını bugün Divan'a teslim edeceğini Dışişleri Bakanı Hakan Fidan duyurmuştu.
Kahire'de Mısırlı mevkidaşı Bedir Abdulati ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olmak için hazırlanan dosyanın çarşamba günü yani bugün Lahey'de sunulacağını duyurmuştu. Bakan Fidan, "Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım suçlamasıyla yargılanan Netanyahu'ya, demokrasinin beşiği olma iddiasındaki ABD Kongresi'nde konuşma yaptırıldığını gördük. Biz şuna inanıyoruz, savaş suçlarının yeri parlamento kürsüsü olamaz, savaş suçlularının oturtulması gereken yer, ancak ve ancak sanık sandalyesi olmalıdır. İsrail'e destek verenler bu yanlıştan bir an önce geri dönmelidir. Gazze'deki katliama dur denilmezse sadece bölgemiz değil, tüm dünya ağır bedeller ödeyecek" ifadelerini kullanmıştı.
UAD'den açıklama
Uluslararası Adalet Divanından yapılan yazılı açıklamada da Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi çerçevesinde İsrail'e açtığı davaya Türkiye'nin müdahillik bildiriminde bulunduğu belirtildi.
Açıklamada, Türkiye'nin, Divan Statüsü'nün 63. maddesi uyarınca, "davaya taraf olan Devletler dışındaki Devletlerin taraf olduğu bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğunda, bu Devletlerin her biri davaya müdahil olma hakkına sahiptir." hükmü uyarınca müdahillik bildirimi yaptığı kaydedildi.
Türkiye’nin, Soykırım Sözleşmesi'nin I, II, III, IV, V ve VI. maddelerinin doğru bir şekilde yorumlanmasına yönelik beyanlar sunduğu aktarılan açıklamada, Türkiye'nin ayrıca "Statü'nün 62. Maddesi uyarınca müdahil olma izni talebinde bulunma hakkını saklı tutar." ifadesini kullandığı bilgisine yer verildi.
Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davası
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.
Divan, 26 Ocak'ta tedbir kararlarını açıklamıştı.
Buna göre, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında Mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
Divan, Güney Afrika'nın 6 Mart'ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart'ta açıkladığı ek tedbir kararında, İsrail'den Gazze'ye acilen ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamasını, Filistinlilerin haklarını ihlal etmemesi gerektiğini ve ek tedbirlere ilişkin aldığı önlemleri 1 ay içinde Mahkemeye bir rapor sunmasına karar vermişti.
Divan 24 Mayıs'taki kararında, Refah’ta, sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek, İsrail’in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
5 soru-5 cevapTürkiye'nin UAD'deki İsrail'e karşı soykırım davasına müdahillik başvurusuna ilişkin merak edilen 5 soru ve diplomatik kaynakların verdiği cevaplar şöyle: Müdahilliğin dayanağı nedir?Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'na müdahillik beyanı, Divan'ın Statüsü'nün 63. maddesindeki şu ifadeye dayanıyor: "Uyuşmazlığın taraflardan başka devletlerin de katıldığı bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğu zaman, yazman bu devletlere hemen durumu bildirir. Bu şekilde bilgilendirilen her devlet davaya müdahil olma hakkına sahiptir; ancak bu hakkını kullanırsa, kararla verilen yorum kendisi için de eşit derecede bağlayıcı olacaktır." Türkiye'nin müdahilliğine ilişkin hukuki süreç nasıl ilerleyecek?Kurallara göre Divan, müdahillik beyanını görülmekte olan davanın tarafları olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve İsrail'e bildirerek yazılı gözlemlerini isteyecek. Divan, kabul edilebilirliğe ilişkin kararını, gerekmesi halinde sözlü duruşma tertip ederek verecek. Davanın tarafları müdahillik beyanına ilişkin gözlemlerini yazılı olarak sunabilecek, yazılı taraf gözlemleri alınması halinde, Türkiye'nin, karşı gözlemlerini yazılı olarak sunma hakkı saklı bulunuyor. UAD'deki Güney Afrika-İsrail başvurusuna diğer ülkeler müdahillik talebinde bulunabilir mi?UAD'deki Güney Afrika/İsrail başvurusuna bugüne kadar Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulundu. Divan bu başvurular ile ilgili henüz karar vermedi. Müdahillik mekanizması başka davalarda uygulandı mı?UAD Statüsü'nün 63. maddesiyle düzenlenen müdahillik müessesesine UAD önündeki diğer başvurularda da müracaat edilmişti. Buna örnek olarak, Ukrayna ve Rusya arasındaki başvuruda UAD 32 ülkeden gelen müdahillik beyanını kabul edilebilir bulmuştu. Bunun yanı sıra Gambiya ve Myanmar arasındaki başvuruda, Divan 7 ülkenin müdahillik talebinin kabul edilebilir olduğunu kararlaştırmıştı. Dava sürecinin ne zaman sonuçlanması bekleniyor?Divanın önündeki sürecin sonuçlanacağı tarih konusunda öngörüde bulunulmasının güç olduğu ifade ediliyor. UAD önündeki süreç, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin 29 Aralık 2023 başvurusuyla başladı. Mevcut aşamada Divan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, davaya görüş sunması için son tarih olarak 28 Ekim 2024'ü belirledi. İsrail'in karşı görüşünü sunması için son tarih de 28 Temmuz 2025 olarak belirlendi. Divan'ın bugüne kadarki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda, dava sürecinin 4-5 yıl sürebileceği değerlendiriliyor. |