TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye ile Somali arasındaki savunma işbirliği anlaşması çerçevesinde TSK'nın Somali'nin deniz yetki alanları dahil olmak üzere iki ülke tarafından müştereken belirlenecek bölgelerinde 2 yıl süreyle görevlendirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye ile Somali arasındaki savunma işbirliği anlaşması çerçevesinde TSK'nın Somali'nin deniz yetki alanları dahil olmak üzere iki ülke tarafından müştereken belirlenecek bölgelerinde 2 yıl süreyle görevlendirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi görüşüldü. CHP ve DEM Parti'nin 'hayır' oyu kullandığı tezkere kabul edildi. Tezkerede şu ifadeler yer aldı:
"Somali, kökleri tarihten gelen yakın ilişkilere sahip olduğumuz dost ve kardeş bir ülkedir. Hint Okyanusu’na ve Aden Körfezi’ne kıyısı bulunan stratejik konumdaki Somali’nin güvenliği ve istikrarı tüm bölge için önem arz etmektedir.
Somali Federal Hükûmeti ülkesinin egemenliğini ve bağımsızlığını güçlendirmek, iç ve dış güvenliğini sağlamak ve ulusal bütünlüğünü temin edebilmek maksadıyla bir yandan savunma ve güvenlik kuvvetlerinin yeniden yapılandırma çalışmalarına devam ederken diğer yandan terörle mücadele operasyonlarını sürdürmektedir.
Ülkemiz 2011 yılından bu yana Somali Federal Hükûmetiyle iki ülke halkının faydasına olacak şekilde, girişimci ve insani dış politikamız çerçevesinde, siyasi, sosyal, ekonomik ve güvenlik alanlarında çok yönlü iş birliği tesis etmiştir. Ülkemizin Somali halkı nezdinde sahip olduğu itibar ve yıllar içerisinde ülkemize yönelik oluşan güven iş birliğimizin kesintisiz biçimde sürdürülmesine önemli bir etken olmuştur.
İki ülke arasında yürürlükte bulunan Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşması, Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması, Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması ve Askeri Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında Somali’de güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimiz sürdürülmekte, Somali savunma ve güvenlik kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması ve terörle mücadele edebilecek kapasiteye ulaşabilmesini teminen uluslararası toplumla birlikte on yılı aşkın süredir destek sağlamaya devam edilmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurları, Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme ve 16 Aralık 2008 tarihli 1851 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde uluslararası toplumca Aden Körfezi, Somali açıkları (Somali Karasuları hariç), Arap Denizi ve mücavir bölgelerde yürütülen deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle mücadeleye ilişkin çabaları Türkiye Büyük Millet Meclisi 2009 yılından bu yana verdiği ve son olarak 17 Ocak 2024 tarihli ve 1401 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla süreyi bir yıl uzatılan izin çerçevesinde etkin bir şekilde destek vererek Somali açıklarında seyrüsefer emniyetinin sağlanmasında katkıda bulunmakta olup 2024 yılının Temmuz ayından itibaren bu amaca matuf faaliyet gösteren Birleşmiş Birleşik Görev Kuvveti-151’e (CTF-151) yedinci kez komuta edecektir.
Yapılan bu faaliyetlerle bölgede seyreden Türk bayraklı ve Türkiye bağlantılı ticari gemilerin emniyetinin etkin şekilde muhafaza edilmesi, anılan bölgelere yapılan insani yardım faaliyetlerine destek verilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının harekât etkinliği ve bölgeye ilişkin tecrübesinin artırılması, Birleşmiş Milletler sistemi içinde bölgesel ve küresel ölçekte oynadığımız rolün ve görünürlüğümüzün pekiştirilmesi sağlanmaktadır.
Somali savunma ve güvenlik kuvvetleri, personeli ve diğer kaynak karşısında yeterli potansiyele sahip olmasına rağmen ekonomik zorluklar sebebiyle görevlerini yerine getirmede istenen seviyeye ulaşamamıştır. Somali Federal, Hükûmeti, terörle Mücadele ve güvenlik kuvvetleri ile diğer devlet kurumlarının kapasite girişiminin bir sonraki aşamasına geçebilmek amacıyla, hâlihazırda ekonomik açıdan değerlendirilemeyen deniz yetki alanlarında kontrolü sağlanmasını ve deniz kaynaklarının Somali ekonomisine kazandırılmasını hedeflemektedir. Bu hedef, 12 Aralık 2023 tarihinde New York’ta ülkemizin ortak ev sahipliğinde düzenlenen Somali’nin Güvenliği Konferansında kabul edilen ve Somali’nin güvenlik sorumluluğunu yakın gelecekte tek başına üstlenmesine yönelik Somali Güvenlik Sektörü Kalkınma Planı’yla da uyumludur.
Bu amaçlara uygun şekilde Türkiye Cumhuriyeti ile Somali Federal Cumhuriyeti arasında 8 Şubat 2024 tarihinde Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır. Bahse konu anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve aynı amaçla savunma iş birliğinin güçlendirilmesi, bu suretle Somali’nin ekonomik kaynaklarının daha etkin ve verimli şekilde kullanılmasına yönelik yapılacak faaliyetlerin detaylarını kapsamakta olup her ülke tarafından da onaylanmıştır.
Müteakiben, Somali Federal Hükûmeti, Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması’nda mutabık kalınan amaçlar doğrultusunda terörizm, deniz haydutluğu, yasa dışı balıkçılık, her türlü kaçakçılık ve diğer tehditlere karşı Türkiye Cumhuriyeti’nde Silahlı Kuvvetlerimizin vereceği destek dâhil olmak üzere yardım talep etmiştir.
Bu itibarla, mezkûr anlaşmada mutabık kalınan amaçlar ile Somali’nin terörle mücadelesine dair Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1 Aralık 2023 tarihli ve 2713 sayılı Karar’ı kapsamında, Somali’nin istikrar ve refahına yönelik bütüncül yaklaşımımız temelinde, Somali’nin ekonomik kaynaklarının korunmasına yardım edilerek kendi kaynaklarından etkin bir şekilde istifade etmesi ve bu sayede savunma ve güvenlik kuvvetlerini ülkenin güvenliğini temin ve idame edecek seviyeye getirmesi öngörülmektedir.
Somali’yle gerçekleştirilecek bu iş birliği sayesinde, Somali’nin ekonomik kaynaklarının güvence altına alınması ve dış ticaretimizde ile deniz taşımacılığımız açısından kilit önemdeki bölgede istikrara ve güvenliğe katkıda bulunulması ve Somali’yle dostluğumuzun tahkim edilmesi, ayrıca uluslararası barış ve istikrarı tehlikeye düşüren ve millî menfaatlerimizi de olumsuz yönde etkileyebilen Aden Körfezi, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki terörizm, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerine karşı yürütülen çabalara ülkemizin desteğinin pekiştirilmesi sağlanacaktır.
Bu mülahazalarla, hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanlığınca takdir ve tayin olunacak şekilde, 2713 (2023) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararına ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerimize uygun bir biçimde, gerektiğinde üçüncü ülkeler ve uluslararası örgütlerle iş birliği imkânları da kullanılarak, Somali ile ülkemiz arasında akdedilen milletlerarası anlaşmaların uygulanması kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Somali’nin terörizm, deniz haydutluğu, yasa dışı balıkçılık, her türlü kaçakçılık ve tehditlere karşı güvenliğinin sağlanması faaliyetlerine destek verilmesi amacıyla Somali’nin deniz yetki alanları dâhil olmak üzere iki ülke tarafından müştereken belirlenecek bölgelerinde ve münhasıran tespit edilecek kurallarla görevlendirilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92'nci maddesi uyarınca iki yıl süreyle izin verilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım."
Saadet Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun, yaptığı konuşmaya, 11 yıl önce bugün Somali'deki Büyükelçiliğe yapılan saldırıda hayatını kaybeden Sinan Yılmaz'ı anarak başladı. Konuşmasında Türkiye'nin neden Somali'de olduğunu anlatan Torun; şunları söyledi: "Türkiye'nin Somali’deki faaliyetleri ana başlıklar olarak birincisi, insani yardım. İnsani yardımı da bildiğiniz gibi o dönemde, 2011 yazında büyük bir bağış kampanyası düzenlendi, yaklaşık o günün rakamlarıyla 550 milyon lira toplandı ve bu 350 milyon dolar ediyor. Bu 350 milyon dolarla o günkü yardım faaliyetleri organize edildi. Bilahare insani yardıma ilaveten kalkınma yardımları başlattık. Yine, dediğim gibi, bütçe imkânlarıyla değil bağış paralarıyla yapıldı bunlar. O dönemde yapılan kalkınma yardımlarıyla ulaştırma, eğitim ve sağlık alanlarında ciddi yatırımlar oldu. Ben 2011 Ağustosunda ziyaretin hemen akabinde Büyükelçi olarak atandım ve ilk başta yani Türkiye'nin olduğu ama başka hiçbir ülkenin büyükelçiliğinin olmadığı bir dönemde üç yıl bu bölgede faaliyet gösterdik Burada emperyal bir şey görmemek gerekiyor çünkü Somali ile Türkiye'nin ilişkileri gerçekten bir kardeşlik ilişkisi. Bu konuda Somali halkındaki Türkiye sevgisini yurt dışına özellikle gidenler bilirler; Somali’ye gitmek şart değil, Amerika'daki, İngiltere'deki, Avrupa'daki Somalililerde de bunu görebilirsiniz. Bu kardeşlik ilişkisi sonucu Türkiye, buraya birtakım yatırımlarda bulundu. Bunun sonucunda Türkiye'nin de oraya ticaret anlamında ciddi faydası oldu ve şu anda 300 milyon doların üzerinde Türkiye'nin oraya ihracatı var, oradaki birtakım tesisleri, liman, havalimanı vesaire, Türk firmaları işletiyor. Bu bölgede, biliyorsunuz, doğal kaynaklar da zengin. Offshoreda petrol arama ruhsatları daha önce verilmişti bazı yabancı şirketlere. Bu offshore bölgesinde, şu bölgede, Mogadişu açıklarında 3 tane blokta, yakınlarda Türkiye'nin petrol çıkarması için bir anlaşma yapıldı Enerji Bakanlığımız ile Somali arasında, onun öncesinde bir de askerî anlaşma imzalandı. Somali kıyılarında, biliyorsunuz, uzun iç savaş dolayısıyla Somali’nin deniz kuvvetleri ortadan kalktığı için korsanlık çok gelişti, Somali’nin balık rezervini başka ülkeler gelip kullanmaya başladılar ve bunu Somali engelleyemedi. Türkiye bu konuda da Somali’ye yardımcı olacak, belli bir miktarını Türkiye almak üzere Somali’nin sahillerinin güvenliğinde Somali’ye insan kaynağı yetiştirilmesi ve ekipman konusunda destek olacak. "Bu anlaşma ve askeri anlaşma Dışişleri Komisyonu'nda görüşülmeli" Son yapılan anlaşmayla, 8 Şubat anlaşmasıyla Somali ile bir askerî anlaşma yapıldı. Ben burada bugüne kadar Somali’yle ilgili yapılan bütün politikaları sonuna kadar destekledim. Zaten işin içinde uzun zaman bulunduğum için biliyorum neler yapıldığını ancak burada sayın yetkililere, özellikle Bakanlığımıza ve Meclis'teki Komisyona bu anlaşmanın getirilmesi konusunda talepte bulunuyorum çünkü bu anlaşmada ne olduğunu kimse bilmiyor. Bu anlaşmanın, askerî anlaşmanın da bir an önce Dışişleri Komisyonumuz'da görüşülmesini özellikle istirham ediyorum." |