Eğitim

"Türkiye matematikte hâlâ 100 yıl önceki modelleri kullanıyor"

"Matematik öğrenimi, öğretimi reformuna ihtiyaç olduğu açık"

20 Temmuz 2018 16:12

Hürriyet yazarı Nuran Çakmakçı, Türkiye'de matematik öğrenimi ve öğretimi konusunda reforma ihtiyaç duyulduğunu yazdı. "20’nci yüzyıl başında okullar, fabrikalardaki çalışma modelini andıran bir sistemle eğitim vermeye başladı" hatırlatması yapan Çakmakçı,  "Toplum değişiyor, okulların dışındaki hayat farklılaşıyor. Ancak biz matematikte hâlâ 100 yıl önceki modelleri kullanıyoruz" diye yazdı.

Çakmakçı, son sınavlarda öğrencileri en çok zorlayan testin matematik olduğunu belirterek, 2016’da Varkey Vakfı’nın ‘Küresel Öğretmen Ödülü’ne aday 10 finalist arasında gösterilen Finlandiyalı Maarit Rossi’nin açıklamalarına yer verdiği yazısında öğrencilerin market alışverişine gönderilmesi gerektiğine dikkati çekti. 

Çakmakçı'nın "Bu alışveriş matematik için" başlığıyla yayımlanan (20 Temmuz 2018) yazısı şöyle:

Gerek Liselere Geçiş Sınavı (LGS) gerekse Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) öğrencileri en çok zorlayan test, matematik oldu.

Sorular diğer yıllara göre farklıydı ve çoğu öğrenci zorlandı. Ancak Türkiye’nin PISA istatistikleri de matematikte ‘başarısızlığımızı’ net bir şekilde gösteriyor. Bu konuda bir matematik öğrenimi, öğretimi reformuna ihtiyaç olduğu açık. 2016’da Varkey Vakfı’nın ‘Küresel Öğretmen Ödülü’ne aday 10 finalist arasında gösterilen Finlandiyalı Maarit Rossi’ye göre, matematik öğretiminde hâlâ yüzyıl öncesindeki modeller kullanılıyor, oysa bunun yerine disiplinlerarası, yaparak öğrenme ve grup çalışmasına dayalı bir modele ihtiyaç var. O, öğretmenlere öğrencilerini market alışverişine göndermelerini tavsiye ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi’ni ziyaret eden Rossi, matematiği farklı öğretme önerilerini arkadaşımız Önder Öndeş’e anlattı: 

Hayatta kullanmak için öğretilmeli

20’nci yüzyıl başında okullar, fabrikalardaki çalışma modelini andıran bir sistemle eğitim vermeye başladı. Toplum değişiyor, okulların dışındaki hayat farklılaşıyor. Ancak biz matematikte hâlâ 100 yıl önceki modelleri kullanıyoruz. Öğrencilerimizin kafasından bir şeyler boca ederken, anlamalarını değil, ezberlemelerini bekliyoruz. Sonuçta ne oluyor? Öğrenciler, matematikten ya sıkılıyor ya da korkuyor. Çocuklar, gelecekte daha da önem kazanacak STEM alanlarından uzaklaşıyor, bununla ilgili mesleklere sıcak bakmıyor.

Matematik testler için değil, anlamak ve günlük hayatta kullanmak için öğretilmeli. Bu alandaki beceriler, disiplinlerarası bir yaklaşımla; grup çalışması ve yaparak öğrenmeye dayalı, bol pratikle kazandırılmalı. Örneğin, okulumda öğrencilerim grup halinde araştırma yapıyor. Ulaştıkları verileri, görselleştiriyor. Onlara, çalışmaları yaparken sorular soruyorum. Bu esnada farkında olmadan öğrenmeye başlıyorlar. Sonra onlar da bana soru soruyor. Süreci iyi bir geribildirim sistemiyle destekliyoruz.

Aktif öğrenme ve teori bir arada

Matematik öğretiminde öğrenciler, bu alanın dilini ve kavramlarını öğrenmeli, becerilerini geliştirmeli. Bunun için eşit oranlarda teoriyle aktif öğrenmeyi kullanmalıyız. Bazen ikisinden biri öne çıkıyor. Fakat bunlar bir arada ilerlemeli. Grup çalışmalarında gerçek hayat problemleri kullanılmalı. Biz derslerimizin bir saatini market alışverişine ayırıyoruz. Öğrenciler, fiyatlara bakıyor, verdiğimiz görevlerde ellerindeki sınırlı kaynakla en iyi alışverişi yapıyor. Böylece gerçek hayatta matematiğin nasıl kullanıldığını görüyorlar. Online alışveriş de yapıyoruz. Böylelikle matematiğin anlamını ve hayatlarındaki rolünü fark ediyorlar.