Yaşam

"Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği" raporu: Gençler umutsuz ve güvencesiz

19 Ocak 2020 14:21

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol) ve Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Temsilciliği desteği ile yürütülen ortak çalışma, "Türkiye’de Gençlerin Güvencesizliği: Çalışma, Geçim ve Yaşam Algısı" başlıklı raporla açıklanarak sonuçları katılımcılarla tartışıldı. Araştırmada gençlerin eğitim durumları, istihdama katılıp katılmamaları ve meslekleri fark etmeksizin "güvencesizlik ve belirsizlik" hislerinde ortaklaştıkları görüldü. Gençler, içinde bulundukları güvencesizlik ve belirsizliğin kaynağı, sorumlusu ve sebebi olarak siyasetçileri, Suriyeli mültecileri ve halkı işaret etti.

Taksim’de Intercontinental Otel’de yapılan oturumun açılış konuşmasını IstanPol Yönetim Kurulu Başkanı Edgar Şar yaparken raporun Proje Koordinatörleri Seren Selvin Korkmaz ve Alphan Telek de sunum yaptı. Raporun hazırlanma aşamasında araştırma metodu olarak üç alt sosyal grubuna uygun olarak üç odak grupla görüşüldü. Birinci grup yüksek eğitim almış çalışanlardan ve üniversite öğrencilerinden, ikinci grup eğitim düzeyi daha düşük çalışanlardan ve son olarak üçüncü grup işsiz gençlerden oluşuyor. 13 kadın, 12 erkek toplam 25 kişiyle yüz yüze görüşme gerçekleştirildi. 

Evrensel'den Şerif Karataş'ın haberine göre rapordan öne çıkanlar şöyle:

Çalışma şartları ideal değil

Gençler, özel sektörün kendilerini geliştirmek için daha çok alan sunduğunu ancak çalışma saatleri ve şartlarının esnekliği sebebiyle ideal bir seçenek olmadığını belirtti:

"İşe girmeden önce konuştuğun saat, bir firmada hiç sabit stabil kalmıyor. Normalde bir vatandaşın günlük çalışma saati 8 saat. Bunu 10 saate, 12 saate hatta 15 saate çektikleri de oluyor." (Erkek, 25, İşsiz, Üniversite)

Gençlerin güvencesizliğini derinleştiren bir başka unsur ise "dayanışma ağları"ndan (örgütsüzlükten) yoksunluk. Bu durumun gençleri yöneticilerin keyfi uygulamalarına karşı yalnız ve kırılgan bir konumda bıraktığının altı çizildi:

"Şöyle; bundan önceki iş yerim çok yoğundu, üzerimde aşırı bir baskı vardı. O yüzden eve gittiğimde huzursuz oluyordum." (Kadın, 26, Çalışıyor, Yüksekokul)

"İşverenler çok kaba bence." (Kadın, 26, İşsiz, Yüksekokul)

Araştırmaya katılan gençlerin eğitim ve istihdam durumu fark etmeksizin geçim sıkıntısı çektikleri tespit edildi. Geçim sıkıntısı gençleri aileleri ile yaşamaya zorunlu kılıyor. Aile, önemli bir sosyal gelir kaynağı olarak güvencesiz gençlerin hayatta kalma stratejisi ve desteği olarak ön plana çıktı:

"Ben ailemle yaşıyorum ama kazandığım para bana kalmıyor. Kardeşim, şu an dershaneye gidiyor, ortaokulda. Direk ona ben yatırım yapıyorum. (Geçim sıkıntısı orada mı sorusuna yönelik olarak) Tabii ki." (Erkek, 24, Çalışıyor, Lise)

"Yapamadığınızda ötelediğiniz bir şey var mı?" sorusuna karşılık olarak ise katılımcılar aşağıdaki cevapları verdi:

"Tatil tabii ki, sosyal hayat." (Kadın, 27, Çalışıyor, Yüksekokul)

"Ya şöyle söyleyeyim, gidebileceğiniz çoğu yeri erteleyebiliyorsunuz veya kendinize zaman ayırmayı erteleyebiliyorsunuz." (Erkek, 29, Çalışıyor, Lise)

"Kısa vadede yapamadığım çok şey var. Yani kendime ait pek bir harcama yapamıyorum. Hani öyle zaten durumlar da pek iyi olmadığı için harcama genelde borca gidiyor." (Erkek, 25, İşsiz, Üniversite)

Gençler işe alımlarda liyakat usulünün değil referans ve kayırmacılığın etkili olduğunu düşünüyor. Ayrıca gençlerin kredi kartı, ev kredisi ve Kredi Yurtlar Kurumundan alınan öğrenci kredileri gibi borçlara sahip olduğu gözlemlendi.

Sorunların kaynağı kim?

Katılımcılar kötüye gidişin ve gündelik hayatta yaşadıkları sorunların büyük çoğunluğunun sebebini olarak siyasileri gösterirken, halk ve Suriyeli göçmenler de kötü gidişten sorumlu tutuldu.

"En başta siyasetçiler ama herkesin suçu var bu konuda tabii ki." (Erkek, 25, İşsiz, Üniversite)

"Bence baştakiler kendi çıkarlarını düşünüyorlar yani." (Kadın, 22, İşsiz, Üniversite)

"Ülkenin çıkarlarını öne koymuyorlar." (Erkek, 25, İşsiz, Üniversite)

"Hani genel olarak siyasi olarak düşünüyorum ben. Devletin yaptığı pek bir yatırım ve yeni bir düzenleme yok. Bir yandan bir savaş yaparken onun sorumluluğunu almıyor yani riskle bayağı bir battı Türkiye. O yüzden pek iyi değil yani." (Erkek, 26, Kısmi zamanlı çalışıyor, Üniversite)

"Evde nasıl ki bir babaya güvenirsin, çınar ağacı dersin, ona güvenip hareket edersin… Ülkede şu an böyle bir lider yok."

"Benim siyasetçilere, hatta ülkeye inancım kalmadı. Bir fırsat bulsam durmam."

Kadınlarda güvencesizlik daha belirgin

Araştırmada ortaya çıkan bir başka önemli konu ise güvencesizliğin genç kadınlarda erkeklere göre daha derinden hissedilmesi. Kadınların mesleki kimliği ve becerilerinden ziyade kadın olması ön plana çıkmakta, görev tanımı esnekleşmekte. Ücretsiz kreş gibi sosyal haklardan yoksunluk ise kadınların çalışma hayatındaki kırılganlıklarını daha da artırmakta.

Ortak hisler: Endişe, kaygı ve stres

Gençlerin ortak hisleri endişe ve kaygı, stresli olmalarına sebep olurken geleceğe dair umutsuzluk hislerinin oluşmasını da etkilediği gözlemlendi:

"Sabah uyandığım gibi bütün şeyler beni ürkütüyor. Nasıl toparlayacağım, nasıl edeceğim gibi." (Erkek, 29, Çalışıyor, Lise)

Bir güvencesinin olmaması ya da az olması genci strese iten en önemli sebep olarak öne çıktı.

"Ben uzun zamandır çok depresifim (...) Gelecek kaygısı, tamamıyla gelecek kaygısı ama gelecek kaygısını bir sürü yere eşitleyip ülkeyle alakalı olan, kendimle alakalı olan, ileride ne yapacağız, rahat geçinebilecek miyiz, ailemin bana sunduğu imkanları ben kendime veya kendi ailem olursa onlara sunabilecek miyim gibi bir sürü anksiyetem var. Ve bu beni depresyona sürüklüyor ve depresyonum da geçmiyor. Çünkü şöyle bir şey var bunları bir şekilde yenemiyorum çünkü umutsuzum ne yazık ki." (Erkek, 24, İşsiz, Lise)

"İyi değilim onu biliyorum ama kötü de değilim, bu belirsizlik zaten insanı rahatsız ediyor. Hani ne olacağımı kestiremiyorum." (Erkek, 22, Çalışıyor, Lise)

"Ya ben gergin ve endişeliyim sürekli. Çünkü hiç böyle hayal etmemiştik tabii lisedeyken falan. Şu anda istikrarlı bir işimin olacağını hep ummuştum ama yaşıtlarım nerelerde, ben neredeyim. Bunu her gün sorguluyorum." (Kadın, 26, İşsiz, Yüksekokul)

"Yani kendim tatil yapmak istiyorum. Böyle düşünmeden alışveriş yapmak istiyorum. Ya mesela arkadaşlarımla Bodrum’a gitmek istiyorum en basiti. O en basiti ama. Böyle bir tık yükseliyor sonra, yurt dışı tatilleri, onları da istiyorum ama kurdan dolayı tabii şu an çok zor. Bunların hepsini bir de hani kendim yapmak istiyorum. Böyle baba desteğiyle değil de yani kendi kazandığım parayla yapmak istiyorum. Bunları da böyle kademeli. Şu an mesela yapamıyorum. Bunları yapmak isterdim ama." (Kadın, 22, Öğrenci)