AİHM'nin yerleşik usullerine göre bir birey bir devlete karşı dava açtığında, söz konusu bireyin vatandaşlığını taşıdığı devlet dilerse başvuru hakkında görüş belirtebiliyor.
NTV'nin edindiği bilgiye göre Ankara, Doğu Perinçek'ten bağımsız biçimde davaya müdahil oldu. Türk hükümeti Perinçek ile ortak hareket etmedi. Ancak dava sürecinde tarafların görüşleri birbirlerine iletildiğinden Perinçek Türk hükümetinin adımından haberdar.
Türk hükümeti AİHM'ye sunduğu görüşte, İsviçre mahkemelerinin Perinçek hakkında aldığı kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade özgürlüğünü güvence altına alan 10'uncu maddesine aykırı olduğunu savundu. Perinçek de AİHM önünde yaptığı savunmada aynı görüşü savunmuştu.
PERİNÇEK 2008'DE AİHM BAŞVURMUŞTU
Perinçek 10 Haziran 2008 tarihinde AİHM'ye yaptığı başvuruda, 2005 yılında İsviçre'nin Lausanne, Opfikon ve Köniz kentlerinde verdiği konferanslar sırasında "Ermeni soykırımı" iddialarının varlığını inkar ettiği gerekçesiyle kendisini yargılayıp mahkum eden İsviçre mahkemelerinin AİHS'in ifade özgürlüğüyle ilgili maddesini ihlal ettiği tezini işlemişti.
Perinçek ayrıca, dava sürecinde İsviçre'de avukatıyla görüşmesi için kendisine vize verilmemiş olmasının da AİHS'nin adil yargılanmayla ilgili 6'ıncı maddesine aykırı olduğunu savunmuştu. İP lideri İsviçre resmi makamlarının haklarını kısıtladığı ve kendisine ayrımcılık yapıldığı şikayetinde de bulunmuştu.
AİHM DAVAYI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YÖNÜNDEN İNCELEYECEK
AİHM'nin davayı sadece ifade özgürlüğü açısından ele alması bekleniyor. AİHM, Perinçek ve Ankara'dan gelen görüşler sonrasında İsviçre hükümetinden "davacının AİHS'nin 10'uncu maddesi temelinde ifade özgürlüğü ihlal edildi mi?" şeklinde tek cümelik bir soruyla savunma istemişti.
AİHM'nin Perinçek kararının bu yıl içinde açıklanması bekleniyor.