Yaşam

Türkan Saylan’a çirkin saldırı

www.turkansaylan.com adlı internet sitesi satın alınarak siteye Kenan Alpay imzasıyla, Saylan’a ağır hakaretler içeren bir yazı konuldu.

21 Mayıs 2009 03:00
www.turkansaylan.com adlı internet sitesi satın alınarak, Türkan Saylan’a ağır hakaretler içerin bir yazı, ‘Kenan Alpay / Haksöz dergisi’ imzasıyla sitede yayımlandı.

Eyüp Erdoğan /Tempo24

www.turkansaylan.com adlı internet sitesi satın alınarak, Türkan Saylan’a ağır hakaretler içerin bir yazı, ‘Kenan Alpay / Haksöz dergisi’ imzasıyla sitede yayımlandı.

“Türkan Saylan’ı nasıl bilirdik” başlıklı yazıda Saylan için “Şimdi “çağdaş melek” diye pazarlanan bir “çağdaş şeytan” için emri hak vaki oldu… Yıllarca Kur’an’a, ezanın çağrısına, namaza, camiye meydan okumuş Kemalist bir kadın şimdi de utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan Kur’an okunan, ezanın çağrısıyla toplanılan, namaz kılınan cami avlusunda toplayacak insanları. Pişkinliğin bu kadarı ancak Saylan gibilere yakışır… Teşvikiye Camii değil o cenaze töreninin yeri, Devlet Opera ve Balesi sahneleridir… Bakalım cehennem azabına karşı postallarını parlattığın, apoletlerinin gölgesinde iş yaptığın generallerin koruyabilecek mi seni?... Şimdi inkar edip durduğun Cehennem azabını tat bakalım!  Yuh olsun sana ve Allah’tan başka taptıklarına….” denildi.

'Az bile yazmışım'

Tempo24’ün ulaştığı Haksöz Dergisi Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay, internet sitesinde yayımlanan yazının kendisine ait olduğunu belirterek, bu yazıyı kendisinin hiçbir yerde yayımlamadığını söyledi. Yazının siteye kimler tarafından konduğunu bilmediğini söyleyen Alpay “Bu yazı, benim yazdığım ve sadece arkadaşlarıma gönderdiğim bir mail idi. Mektubun her şeyiyle arkasındayım. Az bile yazdığımı düşünüyorum. Mektubu hiçbir yerde yayımlamadım. Siteye konulmasında benim bir dahlim yok” dedi.

İşte Haksöz’ün yazısı şöyle: 

Türkan Saylan’ı Nasıl mı Bilirdik?

İkna Odaları’nın mucidi, Atatürkçülük mücadelesinin öncüsü, Ergenekon Cuntasının bilimsel kanadının temsilcilerindenTürkan Saylan ömrünü adadığı laiklik ve Kemalizm mücadelesini bu saatten sonra Cehennem Zebanilerine karşı sürdürecek.

İslam’a ve Müslümanlara karşı ömrü boyunca TSK ve TÜSİAD adına tetikçilik yapan Saylan Lions ve Rotarylerin finans desteğiyle, Bankaların verdiği paylar ve AB fonlarıyla bütün bir ülkeyi haki renge boyamaya gayret etti.

“Herkes Atatürkçü olacak!” saplantısıyla darbelerin, muhtıraların, andıçların önünde koştu durdu. 28 Şubat darbecileri ile, Ergenekon cuntası ile iş tuttu. Utanmadı, arlanmadı, sıkılmadı hiç bir zaman ki; aydınlanma, çağdaşlaşma ve eğitim mücadelesi dedi, bütün kirli emel ve ilişkilerine.

Şimdi “çağdaş melek” diye pazarlanan bir “çağdaş şeytan” için emri hak vaki oldu. Asıl şimdi bakalım neler olacak? Allah’a ve Rasulüne Atatürkçülük adına meydan okuyan, savaş açan, sinsi tuzaklar kuranların akıbeti nasıl olacak?

Kardelenler Projesi adı altında İslamı toplumsal hayattan silme mücadelesini ülkenin en ücra köşelerine kadar götürürken TSK’nın, TÜSİAD’ın, AB’nin ve Merkez Medya’nın büyük desteğiyle hareket eden Saylan efsanesi “bütün canlılar ölümü tadacaktır” duvarına tosladı.

Kimler geldi, kimler geçti bu dünyadan? Hemen hiç birisi ölmeyi, hesap vermeyi düşünmedi, inkar etti. Saylan’da Ata’sının ve Ataları’nın yerine ve yanına gidiyor şimdi.

Saylan ve benzerleri ölüm sonrasında bile dürüst olabilir mi ki? Eğer olabilselerdi cenaze törenlerini de laik ve çağdaş değerlere uygun icra edilmesini vasiyet ederlerdi. Yıllarca Kur’an’a, ezanın çağrısına, namaza, camiye meydan okumuş Kemalist bir kadın şimdi de utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan Kur’an okunan, ezanın çağrısıyla toplanılan, namaz kılınan cami avlusunda toplayacak insanları. Pişkinliğin bu kadarı ancak Saylan gibilere yakışır.

Tutarlılık ve olduğu gibi görünmek konusunda Leyla Gencer’in tırnağı bile olamaz bu gibiler. Teşvikiye Camii değil o cenaze töreninin yeri, Devlet Opera ve Balesi sahneleridir. Çok sesli müziği severdi ayrıca. Yalnız müzik topluluğunu yönetecek şefin adı zinhar Muhammed vs olmasın. Çünkü kendisini bunu bir utanç vesilesi saydı hayatı boyunca. İslam’a ait her türlü kavram ve sembolü gericilik/yobazlık sayan Türkan Saylan cansız bedeni ile bile kavram ve sembollerimizi kirletmeye girişiyor.

Türkan Saylan’ın yasını kimler tutsun? Elbetteki her renk ve çevreden darbeciler, Kemalistler, İslam düşmanları, zor ve zorbalıkla halkı aydınlatmayı bir vazife sayan ilerici çevreler… TSK ve DİSK, TÜSİAD ve TKP, Halkevleri ve AB, Tabibler Odası ve Cumhuriyet Gazetesi, Ergenekon Cuntası ve Birgün Gazetesi, Encümen-i Daniş ve KA-DER vs, vs,

Kronik Bir Darbe Sevdalısı: Saylan

Türkan Saylan; Kemalizm’e fanatikçe bağlı, Atatürk’e taparcasına saygılı, Kemalist bir toplumsal düzeni tesis etmek için burs vermekten, nüfus planlaması yapmaya, miting organizasyonundan darbe için uygun zemin oluşturmaya kadar her türden etkinlikte militanca görevler alan bir Kemalistleştirme ve laikleştirme savaşçısı.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Saylan hem darbeci generallerle hem sermaye lordlarıyla hem de AB mahfilleriyle içli dışlı ilişkilerin sahibi. TSK, TÜSİAD ve AB’nin desteğini ortak paydada toplamayı başarabilen Saylan’ın Çağdaş Yaşam projesi temelde İslam ve Müslüman düşmanlığını esas alıyor. Bu sebeple Saylan’ın öncülüğünü üstlendiği ÇYDD hem 28 Şubat darbe sürecinden itibaren her darbe girişiminde aktif olarak görev alıyor hem de AB fonlarından temin ettiği fonlarla ülke kızlarını-kadınlarını laikleştirmenin pratiklerini icra ediyor.

TÜSİAD sermayesinin ve özellikle Koç Holding‘in tüm eğitim-öğretim projelerinde aktif olarak görevler alan, ödüller ve iltifatlara muhatap olan Saylan, 28 Şubat darbe sürecinde üniversitelerde kurulan “İkna Odaları” isimli psikolojik işkence tekniklerinin mucidiydi. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından YÖK üyesi olarak atanan Saylan, girdiği tüm ilişkilerde, ortaya koyduğu tüm icraatlarda ve uğrunda çalıştığı tüm hedeflerde Kemalizmi/Atatürkçülüğü merkeze almıştı.

Ergenekon Operasonları ile birlikte kanser tedavisi gördüğü için medyada yoğun bir acındırma replikleri çerçevesinde kamuoyuna takdim edilen Saylan’ın acımasız bir İslam düşmanı, fanatik bir darbe sevdalısı olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda olacaktır. Saylan’ın insanlığı, merhameti Veli Küçük, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol gibi darbecilerinkinden ne bir eksik ne de bir fazladır.

Toplumun dinine, ibadetine, tesettürüne, hak ve hukukuna tecavüz etmekte iştahlı kronik bir darbe sevdalısıdır Saylan. Bir bilim insanı, bir sivil toplumcu, bir eğitim gönüllüsü değil saf kan bir darbeci, bir cunta sevdalısı ve faşizmin gönüllü bir kadın savaşçısıdır.
Ateşi Bol Olsun!

T. Saylan ve İslam’a savaş açanlar ölünce benim aklıma Kur’andan hemen şu ayet geliveriyor;

De ki: Ey kafirler, yenileceksiniz ve CEHENNEME SÜRÜLECEKSİNİZ!
Bakalım cehennem azabına karşı postallarını parlattığın, apoletlerinin gölgesinde iş yaptığın generallerin koruyabilecek mi seni?

Bakalım irin ve kan dolu içeceklerle susuzluğunu gideremedin vakit ölümü temenni edip dururken TÜSİAD sermayesinin açacağı krediler, AB’nin vereceği fonlar zebanilerin tutumunu yumuşatabilecek mi?

Sosyalist, ilerici, aydınlanmacı dostlarının moral desteği ile Cehennem azabına karşı ayakta durabilecek misin acaba?

Arkandan okunan klişe bildirilerin, hamasi nutukların, yakalara takılan resimlerin, anma toplantılarının, cadde ve sokaklara verilen adın ne fayda verecek Allah’ın karşısında acaba? Hiç düşünmüş müydün? Düşünmemiştin değil mi, düşünmeye fırsatın olmadığı için değil elbet, kendini müstağni gördüğün için bu kadar kafa tuttun, meydan okudun hayatın ve ölümün Rabbi olan Allah’a.

Şimdi hesap zamanı geldi, çattı. Kimin kimsen, destekçin, yoldaşın olmaksızın; tüm sıfatlarından ve varlıklarından soyutlanarak, çırılçıplak Alemlerin Rabbi Allah Teala’ya hesap vereceksin. Allah’ın azabı zalimler ve kafirler içindir. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Şimdi inkar edip durduğun Cehennem azabını tat bakalım!
Yuh olsun sana ve Allah’tan başka taptıklarına.