DW: Global Medya Forumu'nda
bu sene hangi konular öne çıktı?
Erkan Saka:
Zaten forumun ana maddesi dış politika idi. Bu bağlamda öcellikle
Ukrayna meselesinden daha fazla bahsedildiğini duyuyorum ve bir de tabii ki Ortadoğu
meselesi öne çıkıyor. Bir de gözlemlediğim kadarıyla özellikle aşırılıkla mücadele
bağlamında neler yapılabilire çok fazla vurgu yapılmış bu dönem.
DW: Global
Medya Forumu'nda her yıl olduğu gibi bu yıl da Bobs yarışmasının
kazananlarına ödüller verilecek. Bobs'ta bu yıl ayrıca ilk kez ifade özgürlüğü de
ödülü verilecek. Bu ödüle Arabistanlı blog yazarı Raif Bedevi layık görüldü. Siz de
aynı zamanda bir bloggersınız. Bedevi'nin içinde bulunduğu durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Erkan Saka: Çok anlamlı bir ödül. Biz onun yaşadığı şeyleri yaşamıyoruz, Türkiye'de
aynı durumlar yok, Türkiye görece özgür bir durumda. İsabetli bir karar. Ödüller ya da
adaylara bakıldığında Bobs ödüllerinin zaten başına bir şey gelen ya da ifade
özgürlüğü için mücadele eden kişiler ya da kurumlara verildiği görülüyor. Bu yıl da
Suudi Arabistan'dan bir blogger olması isabetli olmuş.
DW: Türkiye'de
de gazetecilere, yazarlara yönelik baskılar hayli tartışılan bir konu,
bu nedenle sosyal medyaya yönelimin arttığını da gözlemliyoruz. Örneğin ana akım
medyada kendisine yer bulamayan gazetecilerin twitter hesapları büyük ilgi
görüyor. Türkiye'de sosyal medyanın gücü ne ölçüde sizce?
Erkan Saka: Bence ölçümlemesi zor olsa bile giderek artan bir öneme sahip. Ana akım
medya ya da geleneksel medya organlarında ifade etme özgürlüğü orada kısıtlandığı
için sosyal medya öne çıkmaya başladı. Fakat sosyal medya çok şemsiye bir
kavramsallaştırma. Özellikle bazı araçlar, twitter gibi, gündem, siyasi gündem
belirlemede hayati bir rol oynuyor. Her mecradan aynı şey beklenemez ama özellikle
twitter için bu denebilir, gayet etkileyici. Bir şekilde dikkat çekici bir medya türü oldu.
DW: Türk sosyal medya kullanıcısı daha çok hangi konulara önem veriyor? Dış
politika örneğin ne kadar ilgilendiriyor onları? Sadece Türkiye sorunları içerisine
sıkışıp kalmış bir kitle mi söz konusu yoksa?
Erkan Saka: Biraz olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz söylenebilir. Bence
Gezi
direnişinden beri böyle bir şey var, o yüzden iç gündem çok yoğun. Bununla birlikte
özellikle hükümetin dış politika meselelerini iç politika ile karıştırması Mısır'dan
Suriye'ye birçok alanda, ister istemez dış politika ile ilgili bir sosyal medya olmasını
getiriyor. Mesela Kuzey Suriye, Rojava gibi konulara bakıldığında… O bakımdan
Türkiye'de sosyal medya gündemi tam anlamıyla dış ve iç politikanın iç içe geçmiş
hali olarak devam ediyor.
DW: Sizce vatandaşlar sosyal medya sayesinde iç politikanın yanı sıra devletlerin
dış politikasını da etkileyebilir mi?
Erkan Saka: Etkileyebilir, teorik olarak zaten böyle. Ancak hele bir de iç politika ile
karıştırılmışsa bu dış politika meseleleri, belli bir etkileme gücü olacak. Ama onun
dışında da insani yardım anlamında meselelerde de eğer gündem yaratılırsa,
geleneksel olarak dış politika konusu olmayan ya da gündemde olmayan ülkelere
yardım konusunda bile vatandaşların bir etkileme gücü olabilir.
DW: Türkiye'de
seçim sonrası medyada bir özgürleşme hissediliyor mu?
Erkan Saka: Kesin bir ferahlama var, ama bence ilk seçim sonraki ferahlama bekleme
sürecine geçti. Ama son tahlilde kurumdan, kişiden kişiye değişir ama bir miktar
ferahlama var.