İstanbul'da Ümraniye ve Ataşehir'de bulunan iki hastanede tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak isteyen 5 yıllık Ö.O. ile T.O. çiftinin dondurulmuş embriyonları kayboldu. Embriyonların kaybolmasıyla tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olamayacak olan çift her iki hastaneye toplamda 400 bin liralık manevi ve 10 bin liralık da maddi tazminat davası açtı.
Hürriyet'ten Aziz Önen'in haberine göre, ocuk sahibi olma özlemiyle yanıp tutuşan Ö.O. ve T.O. çiftini hüsrana uğratan olaylar zinciri 25 Mayıs 2015 tarihinde başladı. Doğal yoldan çocuk sahibi olma ihtimali düşük olan çift, tüp bebek yöntemini denemek istedi. 5 yıllık evli 38 yaşındaki Ö.O. ve 45 yaşındaki T.O. çifti, o gün sağlıklı olarak elde edilen iki embriyonu dondurma kararı aldı. Aynı yıl ağustos ayında yapılan operasyonda Ö.O. hamile kalamayınca bir yıl kadar terapi uygulanmasına karar verildi. Çift, dondurulmuş embriyonların bulunduğu Ümraniye’deki özel hastanenin evlerine uzak olması nedeniyle ikinci nakil işlemini evlerine yakın bir özel hastanede yaptırmaya karar verdi. Anne adayı Ö.O. bunun için hastaneye başvurdu.
Ameliyat masasında büyük hüsran
27 Haziran 2016 günü hastaneden daha önceden verdiği özel ozon tankı içindeki sağlıklı iki adet embriyon Ataşehir’deki özel hastaneye sevk edildi. Bu hastane, embriyonları 4 Temmuz 2017 günü anne adayına transfer etmek için Ö.O. ile randevulaştı.
Anne olma hayaliyle randevu günü hastaneye giden Ö.O., embriyon nakli için ameliyathaneye alındı. Ancak, nakli yapacak olan doktorun, ‘tankın içinde embriyonlar çıkmadı’ demesi üzerine, genç kadın neye uğradığını şaşırdı. Embriyon tankını, dondurulduğu özel hastaneden tutanakla alıp, naklin yapılacağı hastaneye de tutanakla teslim eden ve embriyonların kaybolmasıyla yıkılan çift, olayı savcılığa bildirdi.
Suçu birbirlerine attılar
Şikâyet üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Her iki özel hastanede, embriyon ve tüp bebek servisinde olayda ihmali bulunduğu iddia edilen doktor ve görevlilerin ifadeleri alındı. Embriyonları teslim eden hastanenin, ‘straw’ denen ve içinde embriyonların bulunduğu tankı mühürlemediği ortaya çıktı. Diğer hastanenin ise embriyonların bulunduğu tankı mühürsüz olarak teslim almakla kusurlu olduğu belirtildi. Embriyonları teslim eden hastane çalışanları savunmalarında, ‘Biz embriyonları mühürlü gönderdik’ derken, teslim alan hastane çalışanları ise ‘Mühürsüz olarak gelen tankın içinden embriyonlar çıkmadı’ dedi. Soruşturmayı yürüten savcılık, embriyon transferinin yardımcı üreme teknikleriyle ilgili yönetmelik kapsamında olduğunu belirterek olayla ilgili takipsizlik kararı verdi ve olayı idari soruşturma için Sağlık Bakanlığı’na devretti. Bakanlık da, anne baba olmak isteyen çiftin sağlıklı iki embriyonunun kaybolmasında her iki hastaneyi de kusurlu bularak, toplam 56 bin liralık idari para cezası kesti.
Satıldı şüphesi
Yıllardır çocuk sahibi olmak için uğraştıklarını ve embriyonların satıldığından şüphelendiğini söyleyen anne adayı Ö.O. şunları söyledi: “Çalındıysa kime verildi? Verildiyse niye verildi? Niye benim anne olma hakkım elimden alındı. Ben bunun cevabını bulamıyorum. Şu an bir yerlerde benim 1.5 yaşında iki bebeğim olabilir. Ben bu acıyla nasıl yaşayacağım? O kadar çok çocuk sahibi olmak isteyenler var ki. ‘Alın elimde hazır embriyon var’ dendiğinde eğer paraları da varsa düşünmeden bunları alabilecek yığınlarca anne baba adayı var. Benim embriyonlarım neredeyse, kimlere verildiyse, başını ne geldiyse bilmek istiyorum.”
Doktorların kendisine iki embriyonun başarılı olduğunu söylediğini belirten anne adayı Ö.O., “Kaybolduğu haberini aldığımda dünyalar başıma yıkıldı. Biz o iki embriyonu o kadar zor elde etmiştik ki!” diye konuştu.
Psikolojik tedaviye başladılar
Çocuk sahibi olmak isterken hayalleri yıkılan çift, psikolojik tedaviye başlarken, avukatları Müslüm Özev aracılığıyla da, embriyonlarını kaybeden her iki hastaneye toplamda 400 bin liralık manevi ve 10 bin liralık da maddi tazminat davası açtı.
Avukat Özev dilekçede, olayda her iki hastanenin Sağlık Bakanlığı tarafından kusurlu bulunup idari para cezasına çarptırıldığını belirterek, “Müvekkillerimize ait 2 adet embriyon ortada bulunmamaktadır. Aile çocukların yaşayıp yaşamadığı konusunda hiçbir bilgi sahibi değildir. Embriyonların ticari kaynaklar neticesinde başkalarına satılma durumu söz konusudur. Bu durum müvekkillerimin içinden çıkılmaz sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. Davalıların kusuru nedeniyle müvekkillerim çocuk sahibi olmaktan mâhkum kaldığı gibi embriyonların akıbeti belli değildir” dedi.