Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Bakanlığın açıkladığı risk haritasını yetersiz buluyorum. Bu haritanın hangi ölçütlere göre hazırlandığı açıklanmalı. İllerdeki renk farklılıklarının kaynakları belli değil." değerlendirmesini yaptı.
Medyaport'tan Mutlu Sereli Kaan'ın haberine göre, Pala, "Kontrollü normalleşme' düzenlemelerine ilişkin ne düşünüyorsunuz? Zamanlaması, içeriği, Türkiye’nin içinde bulunduğu asıl tablo ile uyumluluğu açısından neler söylersiniz?" sorusuna, "Normalleşme terimini doğru bulmadığımı söylemeliyim. “Yeniden açılma” daha doğru bir tanımlama olabilir. Çünkü pandemi öncesindeki döneme dönmek diye bir kavram yok, ne kadar çabalasak da. SARS-CoV-2 virüsü artık hayatımızda ve belki mevsimsel bir nitelik kazanacak. Bunu önümüzdeki aylarda bilimsel verilerin ışığında daha kapsamlı değerlendirme olanağımız olacak. Bakanlığın açıkladığı risk haritasını yetersiz buluyorum. Bu haritanın hangi ölçütlere göre hazırlandığı açıklanmalı. İllerdeki renk farklılıklarının kaynakları belli değil. Örneğin, 100 bin kişide bir haftalık yeni olgu sayısında Ordu ile Şırnak arasında 130 kat fark var, bu kadar yüksek farkı karşımıza getiren etmenler ortaya konmalı. Bin kişi başına yapılan test sayısı, testlerdeki pozitiflik oranı, hastalığı geçirenlerin oranı ve yeni olgular içerisindeki endişe verici varyantların oranı açıklandıktan sonra risk değerlendirmesi yapılmalı" yanıtını verdi.
Pala şu ifadeleri kullandı:
"Pandemi etkisini 2022 yılında da sürdürecek"
"Test sayıları düşürüldü. Oysa il bazında günde bin kişi başına en az 2 test yapılması sağlanmalı.
Pandemi sürüyor ve epidemiyolojik yöntemlerle tahmin edilebildiği kadarıyla 2021 yılında da etkisini sürdürecek, hatta 2022’nin ilk yarısında da etkisini sürdürebilir, eğer küresel olarak aşılamada iyi bir performans gösteremezsek. Bunun herkes farkında olmalı, kişisel önlemlerini almayı sürdürmeli ve karar vericileri pandeminin yükünü azaltacak farmakolojik ve farmakolojik olmayan toplumsal önlemler almaya çağırmak için girişimde bulunmalı."