2021’in ilk dokuz ayında Türk Tabipleri Birliği (TTB) gidecekleri ülkelere vermek üzere iyi hal belgesi alan doktor sayısı 967 oldu. TTB Başkanı Şebnem Koırur Fincancı, ''10 yılda 4 bin 891 genç doktorumuz yurt dışına göçtü'' açıklamasını yaptı.
Fincancı Diken'den Mesude Erşan'ın sorularını yanıtladı. Fincancı, ''Son 10 yıl, özellikle 2017’den itibaren belirgin bir artış var. Gidecekleri ülkelerin istediği iyi hal belgelerini meslek örgütü olarak biz veriyoruz. Bu taleplerden takip ediyoruz. 2012’de 59 doktora belge vermişiz. 2017’de ciddi bir talep artışı oldu. 2019’da 1047, 2020’de 931, bu yılın ilk dokuz ayında da 967 doktora iyi hal belgesi verdik. Demek ki son 10 yılda toplam 4891 genç doktorumuz yurt dışına gitti. Çok üzücü ve dramatik. Donanımlı gençlerimiz gidiyor. Gittikleri ülkelerde başarılı da oluyorlar. Eğitimdeki sıkıntılar, yaşanan sorunlarla beraber Türkiye’de bir model gelişti. Aslında çok önemli olan birinci basamak değersizleşti. Böyle olunca, tıp fakültesi öğrencileri Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) çalışmaya yönlendiler. Uzmanlık eğitimleri almak için büyük bir çaba içine girdiler. Okullarındaki eğitimin içeriğine değil, TUS’a yönelik bir çalışma modeli benimsediler. Tıp fakültesinin son iki yılında TUS dersanelerine gitme, dolayısıyla asıl tıp öğrenimini önemli ölçüde eksik bırakma gibi bir yaklaşım oldu gençlerde. Çünkü bu sistem içinde kendilerini uzman olmaya mecbur hissettiler. Kazanamamayı başarısızlık olarak algıladılar.'' dedi.
Fincancı şunları kaydetti:
''Nisanda, “Güvenlik soruşturmasını kaldırdık, arşiv taraması yapıyoruz” dediler. Arşiv taramasının 30 iş günü içinde tamamlanması gerekiyor.
Gençler aylardır, işsiz, maaşsız bekliyor. Nisandan ağustosa kadar 500’ün üzerinde doktor bekliyordu. Öğrencilik dönemlerinde suça karışmış mı diye bakıyorlar. Ama suç diye tanımladıklarının ne olduğu da belirsiz.
Öğrenciyken üyesi oldukları kitap kulübünde, iktidarın beğenmediği bir kitabın tartışılmasının programlarında bulunmasından dolayı suçlu olarak görülebiliyorlar. Tıp öğrencileri kolunda emek verenler de arşiv taramasından geçemeyebiliyor. Çünkü kolun meslek örgütüyle yani bizimle ilişkisi var. Ne kadar sürede atanacakları belirsiz. Bu dönemde maaştan yoksun kalıyorlar. Ailelerinin zaten koşulları belli. Çocuklar bir an önce işe başlamak istiyor. Ama atama gerçekleşmiyor bir türlü. Bu bile kendi başına sıkıntı verici bir durum.''