Yaşam

Trabzon’da Dink davası sil baştan

Dink cinayetindeki ihmalleri nedeniyle haklarında dava açılan jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin’in yargılandığı dava, savcının itirazıyla ağı

21 Ekim 2008 03:00
Dink cinayetindeki ihmalleri nedeniyle haklarında dava açılan jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin’in yargılandığı dava, savcının itirazıyla ağır ceza mahkemesine gidemedi. Dink Ailesi, itirazını ancak Yargıtay aşamasında yapabilecek

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisini cinayetten altı ay önce almalarına rağmen görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri iddiasıyla haklarında ‘görevi ihmal’ suçundan dava açılan Jandarma Astsubay Başçavuş Okan Şimşek ile Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin’in yargılandıkları davada başa dönüldü. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı üst mahkeme tarafından kaldırıldı ve davanın ağır ceza mahkemesine gitmesine şimdilik olanak kalmadı.

MAHKEME ‘GÖREVSİZİM’ DEMİŞTİ 

Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, 26 eylülde görülen dördüncü duruşmada, iki jandarma istihbarat görevlisi hakkında ‘görevi ihmal’ suçundan dava açılmış olmasına karşın eylemin TCK’nın 83’ncü maddesinde düzenlenen ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçunu oluşturabileceğini belirterek, bu suçla ilgili delilleri değerlendirme ve yargılama yetkisinin ağır ceza mahkemesinde olduğunu vurgulamıştı. Görevsizlik kararı alan mahkeme, dosyanın nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti.

İTİRAZ ETTİ, KARAR BOZULDU 

Mahkemenin kararını inceleyen Cumhuriyet Savcısı Mesut Atmaca, suçun ‘görevi ihmal’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve yargılama görevinin de Sulh Ceza Mahkemesi’nde olduğunu belirterek, üst mahkeme olan 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazı inceleyen 1. Asliye Ceza Mahkemesi, savcıyı haklı bularak davanın ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyeceğine hükmetti ve dava dosyası, yargılamanın yeniden yapılması için 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne iade edildi. Bilindiği gibi Sulh Ceza mahkemelerinde yargılama aşamasında Cumhuriyet Savcısı bulunmuyor ancak mahkemelerin aldığı kararlar, savcıya sunuluyor. Kararı inceleyen savcı, gerekli görürse, bozulması talebiyle itirazda bulunabiliyor.

SON İTİRAZ YARGITAY’DA 

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümleri uyarınca, itiraz üzerine verilen kararlar kesin olduğu için, Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararına yeni bir itiraz yapılamıyor. Bu nedenle Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi, davayı yeniden görüşüp karara bağlayacak. Davanın başından beri, askerlerin yargılamasının ağır ceza mahkemesinde yapılması gerektiğini savunan Dink Ailesi’nin avukatları ise, Asliye Ceza Mahkemesi’nin ‘suçun vasıflandırılmasına ilişkin’ bu kararına itirazlarını ancak dava karara bağlandıktan sonra Yargıtay nezdinde yapabilecek. Yargıtay’a yapılan temyiz başvurularında, suçun vasıflandırmasının yanlış yapıldığı yönündeki itirazlar da inceleniyor.

ALTI AY, İKİ YIL İSTENİYOR 

Haklarında ‘görevi ihmal’ suçundan dava açılan Okan Şimşek ve Veysel Şahin’in altı aydan iki yıla kadar hapisleri isteniyor. Şayet suçun, Türk Ceza Kanunu’nun 83’üncü maddesinde düzenlenen ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ olduğuna kanaat getirilip dava Ağır Ceza Mahkemesi’ne kaldırılmış olsaydı, Dink cinayetinde ihmalle suçlanan görevliler hakkında 10 ile 25 yıl arasında hapis cezası istenebilecekti.

ALBAY ALİ ÖZ’Ü SUÇLAMIŞLARDI 

Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul’da öldürülmesinin ardından yapılan soruşturma sırasında Yasin Hayal’in eniştesi olan Coşkun İğci, Dink’in öldürüleceği bilgisini cinayetten altı ay önce Trabzon’da jandarma istihbarat görevlilerine bildirdiğini söylemiş ve bunun üzerine Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde çalışan Başçavuş Okan Şimşek ile Uzman Çavuş Veysel Şahin hakkında ‘görevi ihmal’ suçundan dava açılmıştı. Dava kapsamında ifade veren iki rütbeli, müfettiş ifadelerinde İğci’yi yalanlamalarına rağmen, mahkemede itirafta bulunarak, “Albay Ali Öz bize baskı yaptığı için müfettişlere yalan söyledik. Coşkun İğci’nin, Hrant Dink’in öldürüleceğini cinayetten altı ay önce bize bildirdiği doğrudur. Biz de bu bilgiyi İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız ve dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’e toplantıda ilettik. Albay Öz, Metin yüzbaşıya ‘sonra görüşelim’ diyerek konuyu kapattı ve daha sonra cinayetin önlenmesi konusunda çalışma yapmamız için bize hiçbir emir verilmedi” demişlerdi. Bursa’da tanık sıfatıyla ifadesi alınan Albay Ali Öz ise, “Hatırlamıyorum” demekle yetinmişti.