T24 Dış Haberler
Geçtiğimiz günlerde mini bir denizaltıyla turistik amaçlı olarak Titanik gemisinin enkazını görmeye giden zenginler için seferber edilen arama kurtarma çalışmaları devam ederken ile Akdeniz’de yaşanan ve Andrianna balıkçı teknesinin batarak 600 sığınmacının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan faciaya uluslararası kamuoyunun sırt çevirmesi sosyal medyada tepkilere konu oldu.
1912’de batan Titanik yolcu gemisinin enkazını görmek amacıyla enkazın bulunduğu deniz yüzeyine zenginler için turistik seferler düzenleyen Ocean Gate firmasına ait Titan adlı mini denizaltının geçtiğimiz günlerde basınca dayanamayarak içindeki 5 kişiyle birlikte denizin altında patladığı açıklandı. Denizaltı içindekilerin Titanik enkazını görmek için kişi başı 250 bin dolar ödediği belirtilmişti.
ABD Sahil Güvenliği ve Kanada Atlantik Okyanusu’nun kuzeyinde kaybolan denizaltıyı bulmak için günlerce seferber olmuş, arama kurtarma çalışmalarına Fransa da katılmıştı.
Associated Press’in derlediği haberde aracın bulunması için yürütülen yoğun çalışmaların dikkatleri kurtarma çalışmalarının maliyeti üzerinde yoğunlaştırdığı ifade edildi.
Boston Üniversitesi Turizm Okulu’nun dekanı Arun Upneja AP’ye verdiği demeçte riskli ve maliyetli faaliyetlerde bulunabilecek kadar zengin olan insanların kurtarılması için neden kamu kaynaklarının kullanıldığı sorusunu soracak pek çok kişinin olduğunu söyledi. Upneja, “Beş kişi hayatını kaybetti ve kurtarma çabaları ve para konuları hakkında konuşmaya başlamak oldukça kalpsiz görünebilir, ama günün sonunda bu işin bir maliyeti var” şeklinde konuştu.
ABD Sahil Güvenliği cuma günü yaptığı açıklamada, araştırmacıların dünyanın en ünlü gemi enkazından çok uzak olmayan bir yerde patladığını söyledikleri Titan mini denizaltısının yerini tespit etme çabaları için bir maliyet tahmini vermeyi reddetti. Arama kurtarma çabalarına parasal bir değer atfedemeyecekleri, ABD Sahil Güvenliği’nin insan hayatını maliyetle ilişkilendirmediği ifade edildi.
Deniz hukuku üzerinde uzmanlaşmış ABD savcısı Stephen Koerting, bu çalışma için yapılan masrafın milyonlarca doları bulmasının muhtemel olduğu, ancak bu durumda dahi federal yasaların herhangi bir arama kurtarma hizmetiyle ilgili geri ödeme alınmasını engellediğini söyledi.
Haberde ise bu durumun zengin yolcuların ya da şirketlerin kendilerini böyle bir riske maruz bıraktıkları için halka ve hükümetlere karşı sorumluluk taşıyıp taşımamaları gerektiği konusundaki sorunu ortadan kaldırmadığına yer verildi.
Oliver Jeffers
"Züğürt sığınmacılar ile milyarderler" arasındaki fark
Uluslararası medyada zenginleri taşıyan kayıp denizaltıdakilerin ne kadar oksijeninin kaldığı konuşulduğu sıralarda Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan sığınmacıları taşıyan bir teknenin Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında batarak 600 kişinin can vermesi haberleri bu kadar konuşulmuyordu.
Yine aynı zamanlarda Afrika’dan İspanya’ya Atlantik üzerinden ulaşmaya çalışan sığınmacıları taşıyan şişme botların Kanarya Adaları açıklarında battığı ve 30’dan fazla sığınmacının boğularak can verdiği haberi dünya medyasında sınırlı yer bulabilmişti.
T24 yazarı Stelyo Berberakis, 23 Haziran tarihli yazısında Yunanistan açıklarında batan tekneye ilişkin “Öyle ki; milyarderleri taşıyan cep denizaltısı ‘Ocean Gate’ Mora yarımadası açıklarında kaybolmuş olsaydı, yalnız Yunanistan’ın değil; yöredeki İtalya’nın, Malta’nın, hatta Fransa’nın, Amerika’nın deniz arama kurtarma operasyonlarına tanık olacaktık...
Mora açıklarında göz göre göre batacağı aşikâr olan ‘Andrianna’ balıkçı teknesine, Yunan sahil güvenlik botundan ve iki ticaret gemisinden başka ne Yunanistan’ın komşusu İtalya’dan ne de daha güneydeki Malta’dan herhangi bir yardım gelmediği gibi ‘Yardımımızı ister misin?’ türünde de herhangi bir çağrı yapılmadı... Çünkü onlar züğürt sığınmacıydı... Milyarder değillerdi” ifadelerini kullandı.