Halk arasında kulak çınlaması olarak bilinen “Tinnitus”, herhangi bir ses uyaranı olmadığı halde kulaklarda veya kafa içinde duyulan ses olarak tanımlanıyor. Bu işitme problemi, çeşitli hastalıkların habercisi olarak sıkça karşımıza çıkıyor ve tinnitus özellikle ileri yaşlarda daha sık görülüyor. Konu hakkında konuşan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ünal Bayiz, “Tinnitus semptomlarını etkileyen faktörler kişiden kişiye değişir. En çok da 40-70 yaşları arasında görülüyor. Genel olarak sigara içmek, yüksek sese maruz kalmak, kafein tüketmek ve yeteri kadar uyumamak kulak çınlamasını kötüleştirebilir” ifadelerinde bulundu.
Objektif ve Subjektif olarak ikiye ayrılıyor
Nüfusun yüzde 17’sini etkileyen bir rahatsızlık olan Tinnittus, yaşlı nüfusun yüzde 33’ünü etkiliyor. En çok 40-70 yaş aralığında gözlemleniyor. Rahatsızlığın nedenlerinin tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı anlatan Bayiz, “Tinnitus nedenleri arasında en çok; iç kulakta iyon ve nöral kimyasal madde dengesizliği, iç kulak hücre hasarı, iç kulak sinirinde sinir hücreleri arasındaki doğal olmayan bağlantılar öne sürülüyor. Bu rahatsızlık genel olarak 'Objektif Tinnitus' ve 'Subjektif Tinnitus' olarak iki başlık altında toplanır” şeklinde konuştu.
Ojektif Tinnitus: İnsanın kendi vücudu tarafından oluşturulan seslerin kulak tarafından algılanmasına Objektif Tinnitus denir. Kulak yapıları içindeki ve çevresindeki damarlar ve kaslar bu algıya neden olabilirler. Hastayı rahatsız eden sesler diğer kişiler tarafından da duyulur.
Subjektif Tinnitus: Objektif Tinnitus’a göre daha yaygın görülür. Hafif ve şiddetli olmak üzere iki alt türü vardır. Hafif Tinnitus hasta tarafından genellikle sessiz ortamlarda duyulur. Şiddetli Tinnitus ise hastanın yaşam kalitesini düşürecek kadar yoğun yaşanan bir durumdur.
Vitamin eksikliğinde de görülebiliyor
Tinnitusun görülme nedenlerinden örnekler veren Prof. Dr. Ünal Bayiz, “Dış kulak, orta kulak ve iç kulak hastalıklarının çoğunda bulgulardan biri kulak çınlaması yani Tinnitus’tur. Merkezi sinir sisteminin bazı hastalıklarında da görülebilir. Tiroid hastalıkları, diyabet, çinko, demir ve vitamin eksikliklerinde de Tinnitus görülebilir. En sık görülen 2 sebep ise Aspirin kullanımı ve çene eklemi bozukluklarıdır” ifadelerinde bulundu.
Farklı faktörlerin etkisi bulunuyor
Şikayeti olan kişilerin muhakkak kulak burun boğaz ve nörolojik muayeneden geçmeleri gerektiğini belirten Bayiz; "Daha sonra işitme testi, kulak ve beyin görüntüleme (MRI), bio kimya testleri yapılabilir. Hastalara nikotin, kafein ve yüksek sesten uzak durmaları öğretilmelidir. Sigara içmek, kan damarlarının daralmasına ve dolaşımın kötüleşmesine neden olabilir. Bu durum, iç kulağa kan akışını azaltabilir ve çınlamayı artırabilir. Ayrıca sigara içmek, kulak ve işitme sistemi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilecek toksik maddelerin vücuda alınmasına da neden olabilir. Kahve gibi kafein içeren içecekler, sinir sistemini uyararak bazı kişilerde çınlama semptomlarını artırabilir. Kafein, uyku düzenini de etkileyebilir ve yetersiz uyku Tinnitus’u kötüleştirebilir” şeklinde muayenenin önemini ifade etti.
Tetikleyici faktörlerden uzak durulması gerekiyor
Semptom gösteren kişilerin tetikleyicilerden olabildiğince uzak durmaları gerektiğini belirten Prof. Dr Ünal Bayiz, “Sigara ve kafein gibi maddelerden uzak durmak önemlidir ancak her bireyin vücudu farklı tepkiler verebilir. Bu yüzden Tinnitus semptomlarını etkileyen faktörler kişiden kişiye değişebilir. Kulak çınlaması olan kişilerin bir kulak burun boğaz uzmanına danışarak, semptomları yönetmek için uygun tedavi planını oluşturmaları önemlidir. Tedavi aşama aşama planlanmalıdır. En sık kullanılan yöntem olan ilaç tedavisi, ardından gerekirse maskeleme tedavisi, hipnoz, meditasyon, biofeedbak ve akupunktur tedavileri denenebilir” şeklinde konuştu.