Kültür-Sanat

The Police emeklisi Andy Summers: Sting bencil herifin tekidir

"Mete Sözer, çektiği filmi, sahneleri anlattıkça beni kaşıntı tuttu"

12 Haziran 2016 23:36

The Police'in kurucusu ve gitaristi Andy Summers,Sting hakkında "Bencil herifin tekidir" dedi.

bu hafta vizyona giren Türk filmi ‘Ve Panayır Köyden Gider’in müziklerini de yapan Summers, "Filmin yönetmeni Mete Sözer ile burada, Los Angeles’ta tanıştım, kısa sürece ahbap olduk. Müzik, sinema, fotoğraf üzerine uzun muhabbetler ettik. Sanat kafamız tuttu. Çektiği filmi, sahneleri anlattıkça beni kaşıntı tuttu; zihnimde melodiler dönmeye başladı" ifadesini kullandı.

Hürriyet'ten Ali Tufan Koç'a konuşan Andy Summers'ın açıklamaları şöyle:

The Police’ sonrası kariyerin, hayatın en güzel tarafı ne?

- Daha özgür olmak, serbest takılmak, daha çok fotoğraf çekmek, sadece canının istediğini yapmak...

Bir Türk filminin, ‘Ve Panayır Köyden Gider’in müziklerini yapmak da buna dahil mi?

- Kesinlikle. Filmin yönetmeni Mete Sözer ile burada, Los Angeles’ta tanıştım, kısa sürece ahbap olduk. Müzik, sinema, fotoğraf üzerine uzun muhabbetler ettik. Sanat kafamız tuttu. Çektiği filmi, sahneleri anlattıkça beni kaşıntı tuttu; zihnimde melodiler dönmeye başladı.

Aşina olmadığınız bir sinema dili ve coğrafya... Zor olmadı mı ruhunu yakalamak?

- İlk, cenaze sahnesini izledim. Aklıma New Orleans çıkışlı blues tınıları geldi mesela. Yöresel çalgıları buldum, birleştirdim.  Filmi izlerken sanki birinin düşlerini gözetliyorsun. Düşün dili, coğrafyası yoktur.

Dünyaca ünlü bir rockstar neden kalkıp da bir Türk filminin müziklerini yapsın?

- Müzisyen değil miyim? Tabii ki bir Türk filminin müziklerini de yaparım... Yaratıcılığı ve üretimi “Ben filancayım. Belli isimlerle ve ülkelerde çalışırım” tribi öldürdü. Bu yüzden bu kadar kurak bir dönemden geçiyor sanat. 60’larda, 70’lerde böyle değildi. Bu kadar sınır ve köşe yoktu.

‘The Police’ yıllarının önce kitabını yazdınız, sonra belgeselini çektiniz. Sizin için bir tür ihtiyaç mıydı?

- Pek değil. Yazmaya, paylaşmaya değecek kadar enteresan bir hava yaşadığımı düşündüm. Gelmiş geçmiş en büyük rock gruplarından birisindeydim. Daha ne olsun... “Yazmam gerekiyordu yazdım” lafları bana klişe geliyor. Bırakalım bu palavraları.


Sting bencil herifin teki
 

Hiç olmadığı kadar müzisyen biyografisi çıkıyor bu ara...

- Çoğunu okudum. Hepsi de b.ktandı. Her ünlü kitap yazmamalı, her hayatını yazan ünlünün kitabı okunmamalı.

Zaten çoğunda da sadece seks ve uyuşturucu dedikoduları didiklenip paylaşılıyor...

- Hava atacak bir durum yok. Hayatının bir parçası, yazmaya niyetlenince onlar da geliyor beraberinde. Övünülecek bir tarafı yok. Aksine çoğu rockstar için azap verici anekdotlar onlar.

Neden?

- Çok basit bir fizik kanunu gibi: Yükseldikçe etrafını bulutlar kaplıyor, görüş açın daralıyor, başın dönüyor. Gerçek dünyadan kopmuş birinden kimse normal hareketler beklemesin. 

Belgeselde sizi en mutlu gördüğüm sahne: Tokyo’da bir karaoke barına giriyorsunuz. Japon aile tesadüfen bağıra çağıra ‘Every Breath You Take’i söylüyor, adama çaktırmadan koluna girip eşlik etmeye başlıyorsunuz...

-  Çığlık atan kızlar, Grammy ödülleri, rekorlar... Bunların hepsi hikâye. Gerçek değil. Müzisyenin gerçek mutluluk sırrı, yazdığı bir şarkının insanlara nasıl dokunduğunu görmesidir.

Efsane grupların elemanları arasında yaşadıkları ego savaşları rock’n roll tarihinin en büyük parçası gibi...

- Yeni türeyen yaşam guruları, kişisel gelişim uzmanları sağ olsun ‘ego’ lafından öcü gibi korkak olduk. Ego dozunda iyidir. Müzikte bu kadar büyük egolar, kavgalar dönmeseydi tarihe düşmüş şarkılar çıkmazdı. Çok iyi anlaşan, hep mıymıntı takılan bir müzik grubu düşünsene... Ne hayır gelir onlardan!

Mesela sizin Sting’le yaşadığınız büyük kavga...

O iyi bir takım oyuncusu değildir; bencil herifin tekidir. Bunu onun yüzüne de söyledim.