İngiliz The Economist dergisi, bu haftaki sayısında yer alan "Sultan'ın Hayali" başlıklı makalede, 29 Ekim’de açılışı yapılacak Marmaray projesi ele alınarak, “Bir dönem İstanbul Belediye Başkanlığı da yapan Erdoğan, Türkiye'yi her zamankinden daha otoriter bir tarzda yönetiyor” ifadesine yer verildi
The Economist’te yer alan makale, Marmaray’ın Batı yanlısı 1'inci Abdülmecid'in hayali olduğuna, ancak o dönemdeki teknoloji ve bütçe sıkıntısı nedeniyle projenin gerçekleştirilemediğine dikkat çekti. Economist, dünyada iki kıtayı birbirine bağlayan ilk tüp geçidin Atatürk'ün Cumhuriyeti'nin 90'ıncı yıldönümü olan 29 Ekim'de açılacağını belirtiyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2004'te partisi AKP ilk iktidara geldiğinde bu projeye önayak olduğunu yazan dergi, 2025 yılında, bir milyonu aşkın kişinin kullanacağı tahmin edilen Marmaray'ın, 14 milyonluk şehrin belası trafik sorununu hafifleten bir mühendislik mucizesi olduğunu AKP'yi eleştirenlerin de kabul ettiklerini yazıyor.
Ancak dergiye göre 'yüzlerce hastane ve yol inşaatını da içeren projeler, partiye ülkedeki seküler elit kesimin uzun zaman görmezden geldiği, kırsaldaki milyonlarca Anadolulunun tereddütsüz desteğini kazandırmış olsa da Erdoğan'ın heybetli projeleri, giderek daha fazla oranda bir kibire işaret' algılanıyor.
Dergi, 'İstanbul'un Asya yakasında Türkiye'nin en büyük camisini inşa etmek de dahil bu devasa projelerin, kamuoyunda pek az tartışılarak kabul ettirildiğini' de ekliyor.
'Her zamankinden daha otoriter'
"Bir dönem İstanbul Belediye Başkanlığı da yapan Erdoğan, Türkiye'yi her zamankinden daha otoriter bir tarzda yönetiyor." diyen Economist, bu konudaki kaygıların Haziran ayındaki Gezi Parkı protestolarının odağında olduğunu, bu protestoları Erdoğan'ın yüzlerce ağacı keserek Taksim Meydanı'na alışveriş merkezi inşa etme planlarının tetiklediğini hatırlatıyor. Dergi, bu hafta yol yapmak için ağaçların söküldüğü Ankara'da da yeni protestoların patlak verdiğini belirtiyor.
Dergi, çevrecilerin çağrılarına rağmen hükümetin Karadeniz yakınlarında üçüncü boğaz köprüsünü inşa etmekte olduğunu, bunun daha fazla ağacın kesilmesi, aynı zamanda leylek ve kartallar da dahil olmak üzere kuşların kritik önemdeki bir göç güzergahının bozulması anlamına geldiğini vurguluyor.
"Kuşbilimci Ümit Yarım, köprüdeki otomobillerin farlarına gelen kuşların, zincirleme kazaları tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor.
Aleviler köprüye atalarını katlettiğini söyledikleri Yavuz Sultan Selim'in adının verilecek olmasına öfkeli. Hükümet ayrıca altı pistle dünyadaki en büyük havaalanlarından birini İstanbul'un kuzeybatısında inşa etme planlarını da sürdürüyor."
"Daha tartışmalı olan ise Erdoğan'ın hala "çılgın projem" dediği kanalı açma planları. Bu 50 kilometrelik kanal, Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayarak tanker trafiğini Boğaz'dan uzaklaştırmayı, haliyle hava kirliliğini ve kaza riskini azaltmayı amaçlıyor. Ama çevreciler, bunun iki denizde de tüm ekosistemi mahvedebileceğini söylüyor."
Economist'e göre 'parti yetkilileri, ülkenin gerilen mali durumu karşısında bu kanalın inşa edilmesinin pek de mümkün olmadığını gizliden gizliye kabul ediyor. Ancak, hükümetin yeni havaalanını finanse etmekte sorun yaşadığı haberlerini de Erdoğan'ı devirmek isteyen aynı "küresel güçler"in kara propagandası diyerek reddediyorlar.
AKP'nin bu tür taktiklere sıklıkla başvurduğunu savunan Economist, Erdoğan'ın Gezi olayları sırasında sarhoş göstericilerin bir camiye işediklerini söylediğini, bu fikri desteklemeyen imamın da başka bir camiye sürüldüğünü yazıyor. Dergi, bu olayın antikapitalist Müslümanların tepkisini çektiğini eklerken makaleyi ironik olduğunu söylediği bir bilgiyle tamamlıyor:
"Ahlaksızlık yapıldığı iddia edilen cami Abdülmecid'in annesi Bezmialem tarafından inşa ettirilmişti. Aslen Hristiyan bir köle olan Bezmialem'in gerçek adı 'Suzi'ydi."