Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde; 2021-2022 Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, bir yılda gazeteciler toplam 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezasına mahkûm edildi. 128 davada 273 gazeteci yargılandı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 26 gazeteci hala cezaevinde tutuluyor. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Medya sektörü değişecek çünkü değiştireceğiz. Kalemlerimiz yeniden özgür olacak” değerlendirmesini yaptı.
TGS, 2021-2022 Basın Özgürlüğü Raporu’nu; 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde açıkladı. Avukat Ülkü Şahin ve Mesleki Haklar Uzmanı İlyas Coşkun’un hazırladığı 64 sayfalık raporda öne çıkan başlıklar şöyle:
“Gazeteciler toplam 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezasına mahkûm edildi. 128 davada 273 gazeteci yargılandı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 32 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi. 31 gazeteci toplamda 52 gün gözaltında kaldı.
54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişim engellendi. RTÜK marifetiyle televizyon ve radyolara toplam 10 milyon 427 bin 902 TL para cezası verildi. 559 basın kartı iptal edildi. Basın İlân Kurumu gazetelere toplam 25 gün ilân kesme cezası verdi. Hürriyet, Halk TV ve FOX TV işverenlerinin itirazı nedeniyle 1400 medya çalışanının toplu sözleşme hakkı engellendi. 26 gazeteci hala cezaevinde tutuluyor.”
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise raporun sunuş bölümünde şu değerlendirmeleri yaptı:
“Gazetecilik Türkiye’de bir taraftan zayıflarken bir taraftan da güçleniyor. Hükümetin baskısı ve kontrolü ele geçirme çabaları sonucu uzun yıllardır gazeteciler tutuklanıyor, yargılanıyor, işsiz kalıyor, güvencesiz ve düşük ücret ile çalışmaya mecbur bırakılıyor. Son bir yılda cezaevlerindeki gazeteci sayısında gözle görülür bir düşüş yaşanmakta ancak bu gazeteciler üzerindeki baskıların azaldığı anlamına gelmiyor.
Gazetecilerin tutuklanması yönünden baskılar azalırken, yargılamalar ve para cezaları üzerinden baskıların arttığını gözlemliyoruz. Gazeteciler hemen her gün adliye koridorlarında uzun hapis cezaları istemiyle terbiye edilmeye çalışılırken, gazete ve televizyonlara ise para cezaları yağdırılıyor. Kamu ilanlarının adaletli bir şekilde dağıtılması için kurulan Basın İlan Kurumu, iktidarı eleştiren bütün gazetelere savaş açmış durumda. İlan kesme cezalarıyla gazetelere ekonomik ambargo uygulanıyor. RTÜK son bir yılda gerçekleri kamuoyu ile buluşturmaya çalışan televizyon kanallarına milyonlarca liralık cezalar kesti. Kendi içinde dahi tutarlılığı olmayan program karartmaları yaşadık. Peş peşe çıkan genelgeler, KHK’lar ile gazetecilik faaliyetleri suç hâline getirilmeye çalışıldı.
Sendikamızın da içinde olduğu birçok meslek kuruluşu bu genelgelerin iptalleri için davalar açtı. Kazandık, genelgelerin yürütmesini durdurduk. Bütün bu baskılara, göz korkutma girişimlerine ve para cezalarına rağmen gazeteciler, üstü kapatılmak istenen gerçekleri kamuoyuna ulaştırmayı sürdürdü. Umudumuz, gazetecilerin mesleklerine olan bu bağlılığından geliyor. Bu bağlılık sayesindedir ki tüm baskılara rağmen gerçekler görünür olmaya devam edecek. Mesleğe olan bu bağlılık güvencesiz ve düşük ücretle çalışmaya zorlanan gazetecilerin sendikal mücadelelerine de olumlu yansıyor, sendikamız her geçen gün güçlenerek yoluna devam ediyor. Medya sektörü değişecek çünkü değiştireceğiz. Kalemlerimiz yeniden özgür olacak.” (ANKA)