Politika

Teziç: Yargının bağımsız olması için AYM ve HSYK üyelerini Meclis seçsin

Erdoğan Teziç: 2007’de yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi hata olmuştur

22 Nisan 2013 12:00

Eski YÖK Başkanı, eski Galatasaray Lisesi Müdürü ve eski Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Erdoğan Teziç, bağımsız bir yargının oluşturulması için Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin Meclis tarafından seçilmesi gerektiğini söyledi.

Radikal gazetesinden Ezgi Başaran’a konuşan Erdoğan Teziç, yargı bağımsızlığı için net bir formülü olduğunu dile getirdi.  

Teziç, Cumhuriyet’in değişmez niteliklerinin anayasaya yazılmasıyla “sosyal yaşam içerisinde çeşitlenmesini, artmasını engelliyorsunuz” diye konuştu. Teziç şunları söyledi:

“Siz Cumhuriyet’in niteliklerini sınırlı sayıda belirterek bu tarz muhtemel içtihadi gelişmelerin önüne set çekiyorsunuz. Biz işte bu nedenle 1992’de hazırladığımız anayasa taslağında böyle bir değişiklik öngördük. Ve Cumhuriyet’in niteliklerinin bu biçimde dondurulmaması gerektiğini savunduk.”

 

‘Türkiye’nin temel sorunu yargı bağımsızlığı’

 

Eskisine oranla şu anda yargının daha kötü durumda olduğunu belirten Teziç, “Tüm sorunları doğuran temel sorun yargının bağımsızlığı meselesidir. Bunu nasıl düzelteceğiz sorusuna cevap aramalıyız” dedi. Yargı bağımsızlığının Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu dile getiren Teziç, “yargının bağımsızlığı sağlansa diğer birçok sorunun çözümü için büyük bir rahatlama olur. O zaman isterseniz parlamenter sistemle yönetilin, ister başkanlıkla. Önemli değil. Çünkü eğer yargı bağımsız ise kuvvetler ayrılığı ve hürriyetler teminat altındadır” ifadelerini kullandı.

Teziç, yargı bağımsızlığı için net bir formülü olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi:

“Yargıçların atanmasında çoğunluk iradesi hep rol oynamıştır. Sistemin bundan arındırılması gerekir. Bunu beceremedik. Bağımsız bir yargıya ulaşabilmemiz için AYM ve HSYK’nın üyelerinin seçimi önemlidir. Çok yollar denendi. Yargıtay’ın ya da Danıştay’ın bu üyeleri seçmesi söz konusu oldu. 12 Eylül referandumu ile yeni bir sisteme geçildi. Bunların hiçbirisi tutmadı. Bakınız paket üstüne paket geçiriyoruz. İşlerin yolunda gitmediğinin kanıtıdır bu. Şimdi madem ki yeni anayasayı şekillendiriyoruz, tutacak bir formül bulmalıyız. Bunca yıllık birikimimle şu görüşü öne sürüyorum: 1- HSYK ve AYM üyeleri doğrudan parlamento tarafından seçilmelidir. 2- Bu üyelerin seçimi Meclis’te arttırılmış nitelikli çoğunluklarla olsun.

Bir yargıcın AYM’ye ve HSYK’ya seçilmesi için parlamentonun dörtte üçünün yani 411 yahut beşte dördünün yani 440 vekilin oyunu alması gerekir şartı koyulmalı diyorum. Nitelikli çoğunluktan kastım bu.”

 

‘AKP’nin başkanlık sistemi önerisi sorunlu’

 

AKP’nin başkanlık sistemi önerini de eleştiren Teziç, “AYM’yi güçlendirir, seçim barajını kaldırır, Siyasi Partiler Yasası’nı vekil adaylarının belirlenmesine kadar köklü şekilde değiştirirseniz elbette başkanlık sistemi de olabilir. O zaman buna söylenecek laf yok. Fakat AKP’nin önerisi maalesef bu özellikleri barındırmıyor” dedi.

 

‘Cumhurbaşkanını Meclis seçmeli’

 

Teziç cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin de yanlış olduğunu söyledi. Teziç, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda şunları söyledi:

“2007’de yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi hata olmuştur. Elbette bu durumda başbakan ve cumhurbaşkanı arasında çıkmasından endişe edilen ikilik muhtemeldir. Çünkü cumhurbaşkanı adayı seçilmesi için propaganda yapacak, kendi programını sunacak ya da bir partinin programını desteklediğini belirtecektir. Yani cumhurbaşkanını halkın seçmesi zaten doğal olarak partili cumhurbaşkanı sistemini getirir. Ve tarafsız olması varsayılan bir kurumu daha taraflı konuma getirmektir bu. Bu muhtemel ikilikten ya başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçerek çıkılmaya çalışılıyor. Ama daha kolay bir çözüm var. 

Bana kalırsa 2007’deki değişikliği kaldırmalı, cumhurbaşkanının yeniden Meclis tarafından belirlenmesi hükmü getirilmeli. Çünkü 2014’te cumhurbaşkanını halk seçtiğinde ülke olarak arada kalacağız. Ne parlamenter sistemde olacağız ne de başkanlık. Çünkü yüzde 10 barajı baki kalacak, vekil adaylarını bu kez partili cumhurbaşkanı belirleyecek. Bunun adı nedir? Ben ‘kişiselleşmiş iktidar sistemi’ diyorum. Latin Amerika’daki otoriter başkancı sistemden daha da kötüdür, söyleyeyim. Çünkü ‘Sezaryen’ dediğimiz bir sisteme doğru evrilir. Başbakan’a başkanlık sistemiyle ilgili şeffaf bilgi verecek, bu detayları anlatacak bir kanalın oluşturulması gerekiyor. Çünkü yanlış bilgilendirildiği çok açık.”