"İslami moda dergisi" olarak da bilinen, ancak, tesettürlü modellerle yaptığı kapakların ardından İslamcı kesim içinde sert eleştirilere hedef olan Âlâ dergisinin imtiyaz sahibi Gülsüm Çiçekçi, tepkileri değerlendirdi. Çiçekçi, muhazakâr dünyadaki kadınlara hitap etmek üzere kurulan ve "Stil sahibi kadının dergisi" sloganıyla yola koyulan Âlâ'yı ve tepkileri anlatırken, "Altı üstü ve sadece ve sadece moda dergisiyiz. Bunu anlamak istemeyen anlamayacak. Üç yılda bunu öğrendik. Dergi kapansın istiyorlar, böyle bir faşizm olabilir mi" dedi.
Cumhuriyet Pazar'dan Esra Açıkgöz'ün sorularını yanıtlayan Çiçekçi, gelen tepkilerin nedeni konusunda, "En büyük neden bir yere yaslanmamak, bağlı olmamak.Bir gruba, partiye, cemaate ait olmadığımızdan onların söylemiyle züppe, pespaye oluyoruz" değerlendirmesini yaptı. Çiçekçi, özetle şunları söyledi:
Dergiyi bir gerçekmiş gibi görmek istiyorlar. Yayın dili öğrenilmesi gereken bir şey. Bu sektörde böyle bir dergi yoktu, moda kataloglardan takip ediliyordu. Amaç sadece ürünü göstermek olmalı gibi algılanıyordu. Sonra daha profesyonel fotoğrafçılarla çalışmaya başladı üreticiler. Ebru Şallı gibi mankenler kullanıldı tesettür defilelerinde, o zaman da aynı tartışmalar yapıldı. Zaman, Yeni Şafak gazetesinin yazarları bizi de defileci diye görmek istedi. Ali Bulaç, siz defilatörsünüz, demişti. Evine kadın dergisi hiç girmedi ki. Sıkıntı burada. Kimse kötü niyetli değil. Biz bir kadın profili oluşturmaya çalışmıyoruz. Son sayıda eleştirilerini ciddiye aldık ve tesettür kullanmadık. Türkiye’de en az yüz bin kadın, yakasını tamamen kapatmıyor ama başını bağlıyor. Fransız türbanı diyorlar ona.
Biz sadece bir kadın dergisiyiz. Ölçülü giyinen, Türkiye’de yaz geldiğinde aradığını bulamayan kadınlara hitap ediyoruz. Manken elini kafasına tutup poz verdiği zaman, Âlâ okurları böyle gezmiyorlar. Bu bir anı fotoğrafı değil. Moda fotoğrafı, realist olmak gerekmiyor.
Bu dergiyle, şöyle giyin, boğazını aç demiyoruz. Herkes içeride ve dışarıda ne giyebileceğini bilecek kadar bilinçli. Onlar, insanlarda bu bilincin olmadığını düşünüyorlar. Eğer öyleyse bunu düzeltecek bir çözüm bulsunlar, Âlâ’yı eleştirene kadar. Bunu söylemek bize düşmez ama İslam hayattan kopuk bir din değil."