T24 - Temiz suya erişim, bugünden itibaren temel insan hakları arasında yer alacak. Birleşmiş Milletler'in aldığı kararla yeryüzünde yaşayan her insanın temiz içme suyuna erişim hakkı resmen tanınmış oldu.
Tıpkı beslenme hakkı, işkence ya da ırkçı ayrımcılığa uğramadan yaşama hakkı gibi... Karar sıfıra karşı 122 oyla kabul edilirken, aralarında ABD'nin de bulunduğu 41 ülke çekimser oy kullandı.
Karar tasarısını gündeme getiren Bolivya'nın BM nezdindeki Büyükelçisi Pablo Solon, sebebini şöyle açıkladı;
“İnsan vücudunun büyük bir kısmı sudan oluşuyor. Vücudumuzun yaklaşık üçte ikisi ve beynimizin yüzde 75'i sudan oluşuyor. Haftalarca yemek yemeden hayatta kalmak mümkün. Ancak susuz birkaç gün bile hayatta kalınamaz”
Kuraklık ve ölüm artıyor...
İnsan hayatta kalabilmek için suya bu denli bağımlıyken, BM çevre programının verileri vahim bir tablo sergiliyor. Araştırmaya göre yeryüzünde yaklaşık 884 milyon insanın temiz ve içilebilir suya erişimi bulunmuyor. Ve yine 2 milyar 700 milyon insan da tuvalet ve diğer sıhhî şartlardan uzak yaşıyor. Bunun bedeli oldukça ağır. Solon; “İçme suyu eksikliği ve sıhhi olmayan koşulların neden olduğu hastalıklar, savaşlarda olduğundan daha fazla insan kaybına sebep oluyor. İshal, beş yaşın altındaki çocuklar arasında ikinci büyük ölüm sebebi. İçme suyu kıtlığı, AİDS, sıtma ve kızamıktan daha fazla çocuk ölümlerine yol açıyor” diyerek, Pablo Solon, kirli suyun yaratabileceği felakete dikkat çekti. Nitekim her yıl iki milyonun üzerinde insan, içme suyu kıtlığı ya da kirli suyun neden olduğu hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Sanayi ülkeleri çekimser kaldı
Su kıtlığı ve tarım arazilerinin kuraklık nedeniyle çölleşmesi, önceleri özellikle Afrika ve Asya'nın bir sorunuydu. Bugün ise Avrupa'ya kadar uzanmış durumda. İspanya'nın güney bölgelerindeki çöl alanları her yıl yaklaşık 1 km kuzeye doğru ilerliyor. Ve sayıları hızla artan dünyanın birçok bölgesinde su sıkıntısı, ülke içinde ve ülkeler arasında silahlı çatışmalara yol açıyor.
Almanya karardan yana çıktı
BM'deki oylamada çekimser kalan 41 ülkenin büyük bölümünü gelişmiş sanayi ülkeleri oluşturdu. Özellikle ABD, Kanada ve İngiltere, kararın oylama aşamasına gelmesini engellemeye çalışsalar da bu kez başarılı olamadılar. Gelişmiş ülkelerden Almanya, Belçika, İtalya, İspanya ve Norveç ise tasarıyı destekleyenler arasındaydı. Almanya'nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Peter Wittig; “Almanya, BM'nin milenyum hedefleri arasında yer alan dünyada yoksulluğun yarıya indirilmesi konusunda kendisini yükümlü hissediyor. Bu hedefler arasında temiz suya ulaşamayan insanların sayısını 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltmak da yer alıyor" diyerek, ABD ve diğer sanayi ülkelerinin endişelerine ve olumsuz değerlendirmelerine katılmadığını ifade etti.