Yaşam

Teknoloji harikası "Çocuk Müzesi" açıldı ANKARA (A.A)

10 Ekim 2011 13:21
-Teknoloji harikası "Çocuk Müzesi" açıldı ANKARA (A.A) - 10.10.2011 - Fransa'daki örneklerinden uyarlanan ve 16 profesör tarafından çocukların gelişimine oyun mucizesiyle katkı vermeyi amaçlayan ''Çocuk Müzesi'' Ankara'da açıldı.  Teknolojinin tüm imkanlarının kullanıldığı ve 25 ayrı senaryoyu barındıran müzede, çocuklar şantiye alanında duvar örüyor, aslına uygun TV stüdyosunda HD kameralarla program çekiyor, akustik odada çığlık atıp, playback stüdyosunda şarkıcı, hastanede doktor olabiliyor; arkeolojik kazı yapıp, dijital oyunları kendi vücutlarıyla oynayabiliyor. 4-12 yaş grubuna hitap eden müze, engelli çocuklar için de özel olarak tasarlandı.  Free Kidzz Çocuk Müzesi İşletme Müdürü Eğitim Uzmanı Yeşim Kanlıoğlu, 25 ayrı aktiviteyi bünyesinde toplayan müzenin Fransa'nın eğitim modelini temel aldığını ve 16 ayrı profesör tarafından hazırlanan eğitim programıyla ve ileri teknolojik donanımıyla özel olarak tasarlandığını anlattı.  -Türkiye'nin tek Çocuk Müzesi- Müzenin 25 ayrı senaryosuyla dünyanın ikinci, Türkiye'nin ise tek çocuk müzesi olduğunu söyleyen Kanlıoğlu, bu senaryoların 1 saat süresince rehber öğretmenler eşliğinde çocuklara oyun mucizesiyle öğretildiğini dile getirdi.  Çocukların müzeyi ziyaretleri boyunca sadece senaryo mekanlarında beş duyularını kullanarak oyun oynadıklarını, öğrendiklerinin farkına varmadan istenen mesajları aldıklarını dile getiren Kanlıoğlu, böylece çocuklara neredeyse 1,5 yılda öğretilecek konuların bu kısa süre içinde öğretilebildiğini ifade etti.  ''Burası dışa dönük bir müze. Çocuk, gördüğü her şeye dokunuyor, hissediyor ve algılıyor'' diye konuşan Kanlıoğlu, ''Müze, çocuğun kendini oyunda keşfetmesini sağlıyor. O yaş grubuna ilişkin müfredat desteğiyle soyut konuları somutlaştırıyor'' dedi.  -''Müze deyince akla ne gelir?''- Kanlıoğlu, müze denildiğinde akıllara öncelikle çocukluğa ait objelerin, oyuncakların, giysilerin sergilendiği ve bunlara sadece camların arkasından bakılabilen mekanların geldiğini ifade etti. Free Kidzz'in ise çocukların yaparak, yaşayarak zihinsel, bedensel, duyumsal, bilimsel ve sosyal gelişimine katkıda bulunabilecek oyunlar oynatılan bir mekan olduğunu belirten Kanlıoğlu, ''Çocuklarımız, lider öğretmenlerinin işleğinde gördüklerini anlayıp algısına yerleştirerek, hayatına katacak şekilde bilgilendiriliyor'' diye konuştu.  Kanlıoğlu, Çocuk Müzesi'nin; fiziksel engelli çocukların da rahat gezebilmesi için her ayrıntı düşünülerek dizayn edildiğini belirtti.  -Süperman'in uçmadığını anlıyorlar, baret takıp duvar örüyorlar- Müzenin 25 ayrı senaryosundan bazıları şöyle: TV Stüdyosu: Gerçek HD kameralarla ve aslına uygun TV stüdyo aletleriyle film çekilebiliyor; haber sunuluyor; oyunculuk yapılıyor. Çocuklar sihirli dizilerin gerçek olmadığını ve Süperman'ın aslında uçmadığını green box'ı görerek öğreniyor.  Şantiye: Vinç operatörü, el arabaları, sünger tuğlalar kullanılarak iki katlı bir ev inşa ediliyor. Baretlerin takıldığı inşaat sahasında ekibi oluşturan çocuklar iş güvenliği kurallarını öğreniyor.  Playback Stüdyosu: Profesyonel müzik stüdyosunda ışık şovları eşliğinde mikrofon ellerinde hayran oldukları şarkıcılar gibi sahne heyecanını yaşıyorlar.  Çığlık Odası:Hiç kimsenin dur, sus, bağırma demediği akustik odada hep beraber çığlık atıyorlar.  T-Boy area: Çocuklara hareketli dinozorları görüp, duyup, dokunma şansı veriliyor. Fosil havuzunda fosil kazısı yapılıyor.  H2O Havuzu:Suyun akışkanlığının öğretildiği havuzda, manyetik oltalarla balık tutulabiliyor.  Kidzz Clinic: Doktor ve hastane fobisinin yenilmesi için hemşire ve doktor rolleri verilen çocuklar, aslına uygun stetoskop ve röntgen cihazlarıyla hasta bakıyorlar.  Garaj: Mekanik aletlerle özel hazırlanan araba tamir edildikten sonra gezintiye çıkılıyor.  Dijital oyunlar: Çocuklar ekran karşısında dijital oyunları vücutlarıyla oynayabiliyor.  -Engelli çocuğu müzeye ilham verdi- Çocuk müzesinin kurulumunun hüzünlü bir hikayesi bulunuyor. Müzenin kurucularının engelli çocuklarının, Ankara'daki bir alışveriş merkezindeki jetonlu oyuncaklarla oynadığı  sırada yaşadığı bir olay müze sahiplerinin tümüyle çocuklar için bir müze tasarlamaları için ilham verdi.  Aile, oyun makinesinin ''ama önce para atmalısın'' uyarısıyla irkilen çocuklarının ''Baba bana çabuk para bulun'' sözlerinden çok etkilenerek yurt dışına çıkıp müzenin kurulması için Fransa'daki eğitim kurumlarıyla bağlantıya geçti.