Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Anayasa Komisyonu çalışmaları yürütülürken AKP Milletvekili ve Komisyon Başkanı Mustafa Şentop tarafından dile getirilen "Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır" sözlerini hatırlatarak, Meclis'in kapsayıcılığı konusundaki tereddütlerini ifade etti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, CHP'nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu'nun yeniden seçilmesinin ardından yaptığı davanın durması ve tahliye talebini reddetmişti. Geçici maddeye dayandırılarak verilen karar, akıllara TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop'un yeni Anayasa görüşmeleri sürerken dile getirdiği sözleri getirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu’nda dokunulmazlıkların kaldırılması için Anayasa’ya konacak geçici 20’nci maddeye ilişkin görüşmelerin tamamlanmasından sonra Komisyon Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Prof. Mustafa Şentop "Tekrar seçilen milletvekili yeniden dokunulmazlık kazanır" demişti. 2 Mayıs 2016'da tarihinde yapılan bu konuşmada Şentop şu ifadeleri kullanmıştı:
"Anayasa’nın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrasının varlığını sürdürdüğü, tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının Meclis’in dokunulmazlığı yeniden kaldırmasına bağlı olduğu, bu hükme ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığı için hükmün yerinde durduğu ve geçerli olduğu, dolayısıyla tekrar bir seçim olması halinde seçilenlerin, dokunulmazlığı kaldırılan dosyalar bakımından, dokunulmazlığın yeniden kazanılacağının açık olduğu..."
Cumhuriyet gazetesindeki bugünkü köşesinde bu konuyu ele alan Toker, "Şentop, Meclis’in yeni yapısının çok daha kapsayıcı olduğunu söyledi. Acaba bu kapsayıcılıktan 'iftiharla bahsederken', cezaevinde yeniden seçilen Berberoğlu’nun son durumu ve tam da bu duruma uyan Mayıs 2016’daki sözlerini hatırlıyor muydu" ifadesini kullandı.
Toker'in 'Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’ başlığıyla Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (24 Temmuz 2018) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
"TBMM’nin, üye sayısı artsa da gücü azaltılmış bugünkü manzarasında, dokunulmazlıkları kaldırılan anayasa değişikliği kadar, bu anayasa değişikliğinin “geçirilme biçiminin” de payı büyüktür. CHP, tek adam rejimine giden yolun esaslı duraklarından olan o anayasa değişikliğine, HDP’yle yan yanaymış gibi görünürsek yanlış anlaşılırız endişesiyle “Anayasaya aykırı ama” diyerek resmen destek verdi. Tekmeli, yumruklu şiddet dolu kavgaların yaşandığı oturumları, hukuk ve toplumsal vicdan bakımından huzursuzluk duygusu hissetmeden hatırlamak, tanıkları açısından imkânsız.
“Anayasaya aykırı ama evet” desteğinin tartışıldığı günlerde “bugünlerin” geleceği uyarılarını duymazlıktan gelen CHP yönetimi, 13 aydır tutuklu Berberoğlu’na reva görülen son hukuksuzluğa karşı bugün (Adalet Yürüyüşü’nden sonra ikinci kez) eylem planlıyor.
Yine de bu olgunun varlığı; cezaevinde tekrar milletvekili seçilen Berberoğlu için yargılamanın durdurulması talebine dair ret kararının vicdanları kanattığını söylemeye engel değil. Hele ki Yargıtay
16. Ceza Dairesi kararına konu anayasa değişikliğinin TBMM görüşmelerini yerinde izlemiş, tanık olmuş, not alarak haber ve yazıya aktarmış bir gazeteciyseniz, bu karar çok daha inanılmaz bir hal alıyor.
2 Mayıs 2016 tutanakları
Taha Akyol’un dün Hürriyet’te irdelediği temel meseleyi bıraktığı yerden sürdürelim.
Hatırlatma: Anayasanın 83/4 maddesi yeniden milletvekili seçilen kişilerin -dolaylı anlatımla da olsa- yeniden dokunulmazlık kazanacağını söylüyor.
Aynı anayasanın “geçici 20. maddesi” ise belirli suçlarda milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını düzenliyor. Hukuksuzluğu derinleştiren sorun, 16. Ceza Dairesi kararına dayanak oluşturan “geçici 20. madde”nin “yorumlama biçiminde” düğümlü.
Yargıtay, özünde “geçici” olan bu maddeyi “özel süreç” olarak değerlendiriyor ve yargılamanın duramayacağına hükmediyor. Berberoğlu’nun tutukluluğunun sürmesiyle sonuçlanan bu bakış, geçici 20. maddenin apaçık yazılı “geçici”lik vasfını nedense görmüyor, görmek istemiyor.
Yargıtay kararına dayanak oluşturan (ve TBMM Anayasa Komisyonu’nun 2 Mayıs 2016 tarihli görüşmesinde müzakere edilerek kabul edilen) “geçici 20. madde”ye hukukun kaynakları açısından ve amaçsal yorumla bakalım.
Bakın, o günün Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, dokuz saat süren toplantının sonlarına doğru gece yarısına yaklaşırken ne diyor:
“... biz birinci fıkrada ‘anayasanın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz’ diyoruz. Bir de malumunuz anayasanın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrası var, o da şudur: ‘Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.’
Dolayısıyla, bu hükme ilişkin bizim herhangi bir düzenlememiz olmadığı için burada, bu hükmün yerinde durduğunu, geçerli olduğunu, dolayısıyla tekrar bir seçim olması halinde seçilenlerin dokunulmazlığını yeniden kazanacağını bu hüküm dolayısıyla burada ifade etmek istiyorum. Burada yanlış anlaşılmaları gidermek için Komisyon raporumuzda bu konuda bu detaylar bulunacak.”
Yeniden seçileceklerin dokunulmazlığını tekrar kazanacağını hiçbir tereddüde yer vermeyecek açıklıkla ilan eden eski Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, bugün TBMM Başkanvekili. Şentop, dün yeni görevi dolayısıyla ilk kez oturum açıp yönetirken, Meclis’in yeni yapısının çok daha kapsayıcı olduğunu söyledi. Acaba bu kapsayıcılıktan “iftiharla bahsederken”, cezaevinde yeniden seçilen Berberoğlu’nun son durumu ve tam da bu duruma uyan Mayıs 2016’daki sözlerini hatırlıyor muydu?"