Politika

TBMM Başkanı'ndan Sırrı Süreyya Önder’e: İkili görüştüğümüzde çok iyiydiniz de burada biraz tuhafsınız

Önder'den Kahraman'a: Bu ayıp size yeter

25 Kasım 2015 22:10
Hülya Karabağlı

TBMM Genel Kurulu’nda AKP’li Naci Bostancı ile HDP’li Sırrı Süreyya Önder arasında “Türk sağının riyakar hali” ifadeleriyle başlayan atışma TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın da karıştığı tartışmaya dönüştü.

CHP’li Mahmut Tanal’ın Meclis Başkanlarının tartışmaya katılamayacağına ilişkin iç tüzük hatırlatmasına aldırmayan İsmail Kahraman, HDP’li Önder’le uzun üre "Aristo mantığı"nı tartıştı. Yüksek gerilim hattında devam eden konuşmada Önder’in kullandığı  "Utanç verici", "Kınıyorum", "Hitler", "odun", "orman..." sözlerine de dikkat çeken Kahraman, "Ben sizinle ikili görüştüğümde çok iyiydiniz de burada biraz tuhafsınız” dedi. Kahraman, "Meclis Başkanı milletvekiline tuhafsınız diyemez” diyen HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’e de "Der efendim" yanıtını verdi.

 

Önder: Nezaket kısmı hariç, Türk sağının hepsini töhmet altında bırakıyorum

 

TBMM tutanaklarına yansıyan tartışma şöyle gelişti:

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Konuşmacı, "Türk sağının riyakâr hâli" diyerek çok geniş kesimleri töhmet altında bırakıcı ve Meclisin nezaketine uymayan bir ifade kullanmıştır.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Nezaket kısmı hariç, Türk sağının hepsini töhmet altında bırakıyorum, tekrar ediyorum.

BAŞKAN - Anlıyorum, bir dakika, benim söyleyeceğim bazı hususlar var Sırrı Bey'e.

Şimdi, bir Aristo mantığı var: "Güneş doğudan doğar, batıdan batar." Küba'da da böyledir. O hâlde, Küba Türkiye'ye eşittir. Şu mantığa bakın. Ne biçim mantık.

 

Tanal: Meclis Başkanı tartışmalara katılamaz

 

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Efendim, Meclis Başkanı tartışmalara katılamaz. Sayın Başkan, 69'uncu madde var.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Olamaz Beyefendi. Hayır, öyle şey yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kınamanızı size iade ediyorum. Ve bir beyanınız var: "Utanç verici" diyorsunuz, yanlış ediyorsunuz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Sayın Başkan, Aristo'nun mantığında öyle değil. İlkokul düzeyinde bilgilerle bize yanlış şeyler anlatmaya kalkışmayın.

BAŞKAN - Hayır efendim.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Aristo'nun mantığı öyle değil. Bakın, Sayın Naci...

BAŞKAN - Böyle polemiklere müsaade etmem Sırrı Bey.

HİKMET AYAR (Rize) - Otur, otur, otur!

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Konuşma! El kol hareketi...

BAŞKAN - Böyle polemiklere müsaade etmem Sırrı Bey.

HİKMET AYAR (Rize) - Otur, otur, otur!

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Konuşma! El kol hareketi...

BAŞKAN - Sırrı Bey, lütfen... Beyefendi...

 

Önder: Yanlış bilgi veriyorsunuz. Siz burada faşist cunta liderini olumladınız

 

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Yanlış bilgi veriyorsunuz. Siz burada faşist cunta liderini olumladınız.

BAŞKAN - Ne alakası var Beyefendi?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Olur mu efendim!

BAŞKAN - Yani, 1980'de doğanlar suçlu mudurlar? Siz darbe yılında doğdunuz, suçlusunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İddianame düzenlendi, suçlu o.

BAŞKAN - İyi bir iş yapıldı. 1982 Anayasası'na göre burada bulunuyorsunuz. O da doğru mudur?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İddianame düzenlendi Sayın Başkan.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ben darbe yılında cezaevine girdim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Başkan, iddianame düzenlendi darbeyi yapanlar hakkında. Suçlu o!

BAŞKAN - Sırrı Bey, böyle polemiklere girmeyelim efendim ve sözünüz, sizinki öneri hakkındaydı.

 

Önder'den Kahraman'a: Bu ayıp size yeter

 

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Bence tutanaklardan çıkartın, olsun bitsin. Ayıptır. Bu çatı altında siz gelene kadar bir tek Celal Şengör sizin mantığınıza yakın bir kavram kullandı. Bugüne kadar burada faşist cuntayı olumlayan ilk insan olma şerefi size ait. Olur mu böyle şey efendim! Tutanaklardan çıkarın.

BAŞKAN - Beyefendi, ben ikili polemiğe girmeyeceğim de... Yalnız şunu söyleyeyim, okuyorum benim söylediğimi: Güzellik kimin tarafından ne zaman yapılırsa yapılsın güzeldir.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Olmaz.

BAŞKAN - Bu, 1980'de veya 80'li yıllarda yapılan her şeyin reddini -sizin mantığınıza göre- gerektirir.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Evet, doğrusu.

BAŞKAN - Bana göre öyle değildir.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Size göre değildir. Bu ayıp size yeter.

BAŞKAN - Ve darbe o sene yapıldı diye, o seneyi mahkûm mu edeceksiniz?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Orhan Miroğlu'na sorun, size anlatsın. Ben onun da kefaletini kabul ediyorum.

BAŞKAN - Beyefendi, ikili polemiklere girme yeri değil yüce Meclis ama ben rica ediyorum: Böyle "kınama" gibi, "utanç" gibi birbiriyle bağdaşmayan -"Hatasız teşbih olmaz." derler ama- bu kadar büyük hatalı teşbihleri ve benzetmeleri yapmamanızı tavsiye ediyorum bir arkadaşınız olarak.

Teşekkür ediyorum.

 

"Kötü insanla iyi şey beraber olmaz, olmaz efendim!"

 

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ben aynen aynı ricayı size yöneltiyorum. Burada faşist cunta olumlanamaz.

BAŞKAN - Kim onayladı ki? Kim yüceltti ki?

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Siz dediniz...

BAŞKAN - Yok efendim, sizin mantığınız o. O, zatıalinize ait bir görüş.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - 24 Kasımı darbeciler getirmiş diyoruz Sayın Başkan.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Kötü insanla iyi şey beraber olmaz, olmaz efendim!

BAŞKAN - Görüş size ait Beyefendi, bu görüşünüzü…

Sırrı Bey, bu görüş size ait ve ben sizin görüşünüzdeki gibi olamıyorum, kabul etmiyorum, 80 darbesini uygun bulmuyorum.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bize dayatmayın bize.

BAŞKAN - Bu, ayrı bir iş ama ben bir güzel günü kurdular diye, böyle bir şey ihdas edildi diye bunu yok sayamam.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Bakın, o gün Atatürk Başöğretmen seçilmiştir. Atatürk niye Başöğretmen seçilmiş? Eski yazıyı lağvettiği için. Buyurun, ondan sonra, size pişmişse bize soğumuştur. Hayırlı, uğurlu, mübarek olsun.

 

"Ben sizinle ikili görüştüğümde çok iyiydiniz de burada biraz tuhafsınız"

 

BAŞKAN - Yine devam ediyorsunuz. Ben sizinle ikili görüştüğümde çok iyiydiniz de burada biraz tuhafsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Kamusal alan… Cunta, cunta.. Böyle bir şey olmaz Başkan, böyle bir şey olmaz!

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bu sözünüzü geri alın lütfen.

PERVİN BULDAN (İstanbul) - Bu yaklaşımınız doğru değil.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - İdris Bey, lütfen buyurun efendim, buyurun, fikirler şahıslara aittir. Lütfen, buyurun.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Hayır, Meclis Başkanı milletvekiline "Tuhafsınız." diyemez.

BAŞKAN - Der efendim.

O, Meclis Başkanına "Kınıyorum, utanç duyuyorum utanç." derse…

 

"Fikirlerinden dolayı bir milletvekili utanç duyabilir, bu normaldir, sizi kınayabilir de"

 

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Diyemez!

BAŞKAN - Diyemez. Bana dediği söz bütün heyetedir.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun İdris Bey.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Fikirlerinden dolayı bir milletvekili utanç duyabilir, bu normaldir, sizi kınayabilir de.

BAŞKAN - Muhatabı kim?