AKP'ye yakınlığıyla bilinen Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası çıkan iddialara ilişkin, "Tayyip Bey'in hükümetleri ve bürokratları milletin malının yüzde 20'sini yediler" dedi.
Akgündüz, Facebook hesabından paylaştığı mesajında AKP'den önceki iktidar dönemlerine atıfta bulunarak, "Eski hükümetler, milletin malının % 80'ini yiyorlar ve kalan % 20 ise yol parasına bile yetmiyordu. Tayyip Beyin hükümetleri ve bürokratları ise, % 20'ini yediler; ancak % 80'ini millete harcadılar. Şu anda CHP Genel Başkan Yardımcısının ifadesiyle "Çok büyük işler yaptılar; keşke yiyenleri tam engelleselerdi. Bizimkiler ise tamamını yiyordu". Ben de yolsuzluk yapanların olduğunu bilenlerdim" ifadelerini kullandı.
700 bin liralık saati de doğruladı
Akgündüz, bizzat eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından yalanlanan 700 bin liralık kol saati rüşvetini doğrulayarak, "Biz 700.000 TL'lik saati ahlaksızca koluna takanları, belediyeye 90 bin TL'ye mal olan daireleri, 58 bin TL'ye kendi yandaşlarına seçim malzemesi olarak peşkeş çeken belediye başkanını ve cami yapılmak üzere askeriye bile ikna edilerek alınan arsaya ticari bina yapıp yakınlarına vermek isteyen gafilleri, bu hükümetin günahkâr zerreleri olarak görüyoruz" diye konuştu.
Muhterem kardeşlerim biz hiçbir zaman yolsuzluk, rüşvet ve suiistimallere taraftar olmadık ve her zaman lanetledik. Ancak şu hakikatları da unutmadık:
1. Eski hükümetler, milletin malının % 80'ini yiyorlar ve kalan % 20 ise yol parasına bile yetmiyordu. Tayyip Beyin hükümetleri ve bürokratları ise, % 20'ini yediler; ancak % 80'ini millete harcadılar. Şu anda CHP Genel Başkan Yardımcısının ifadesiyle "Çok büyük işler yaptılar; keşke yiyenleri tam engelleselerdi. Bizimkiler ise tamamını yiyordu". Ben de yolsuzluk yapanların olduğunu bilenlerdim.
2. Ama onları "ihtilas ve irtişa" ile suçlayan muhterem zatlar, evvela 77 milyonun 15 Aralık sonrası % 30 servetini çaldılar. Ayrıca kendi hizmeti içindeki suiistimalleri öğrenseler kalp krizi geçirirlerdi. Bilmiyor değil, hizmetin hatırı için susuyoruz.
3. Şu hakikatı bütün Müslümanların bilmesi lazım:
"Muhali taleb etmek, kendine fenalık etmektir.... Zerratı günahkârlardan mürekkeb bir hükûmet, tamamıyla masum olamaz. Demek nokta-i nazar, hükûmetin hasenatı seyyiatına tereccuhudur. Yoksa seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir. Ben öyle adamlara, anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükûmetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meyl-üt tahrib ile o sureti bozmağa çalışacak. {Ki, komünist ve anarşist manasıyla Kemalizm ve inkılab softaları ve dönmeleri görmüş gibi haber veriyor.} Şu halde böylelerin fena zannettikleri Jön Türkler nazarlarında dahi, mel'un, anarşist ve iğtişaşcı fırkasından addolunurlar. Meslekleri ihtilal ve fesaddır." Münazarat ( 17 )
Biz 700.000 TL'lik saati ahlaksızca koluna takanları, belediyeye 90 bin TL'ye mal olan daireleri, 58 bin TL'ye kendi yandaşlarına seçim malzemesi olarak peşkeş çeken belediye başkanını ve cami yapılmak üzere askeriye bile ikna edilerek alınan arsaya ticari bina yapıp yakınlarına vermek isteyen gafilleri, bu hükümetin günahkâr zerreleri olarak görüyoruz.
4. Bu günahkârların Tayyip Beyi kirletmediğini düşünüyor ve Ak Partinin bağırsaklarını temizlemesi gerektiğini her fırsatta hatırlatıyoruz. Beytülmala hıyanet etmeyen Tayyip Beyi cumhurbaşkanı olarak görmek istiyoruz ve dua ediyoruz.
5. Kaldı ki, "Ümmetim dalalet üzerine ittifak etmez" buyuran Peygamberimizden de ilham alıyoruz.Şu anda Nur Cemaatlerini kahir ekseriyeti, Süleyman Efendi hizmetlerinin önemli bir kısmı, Milli İrade Platformuna katılan 200'e yakın vakıf ve cemiyetin tamamı aynı kanaattedir.
Muhaliftekiler ise, CHP'liler; Kemalistler, Hayda Baş, Koç ve benzerleri, bunların avukatlığını yapan zavallı bazı Müslümanlar ve sairedir.
"B asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat'iyyen iktidara getirmeyecek. Çünki Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır. Halbuki bir Müslüman kat'iyyen komünist olamaz, anarşist olur. Bir Müslüman hiçbir zaman ecnebilerle mukayese edilemez. İşte bunun için hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Parti'yi, Kur'an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya çalışıyorum." Emirdağ Lahikası-2 ( 206 )
Halkçılar ırkçılığı elde edip, tam sizi mağlub etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim ve İslâmiyet namına telaş ediyorum. Emirdağ Lahikası-2 ( 164)"