T24, ANKA Haber Ajansı, KRT, Gerçek Gündem ve İkinci Yüzyıl, Birgün gazetesi Hürriyet gazetesinde 9 yıl boyunca ombudsmanlık yazılarını kaleme alan, işten çıkarılmasının ardından sitesinden gazetelerin ve haber sitelerinin hazırladığı haberleri medya etiği açısından değerlendiren Faruk Bildirici'nin çağrısına yanıt vererek Medya Ombudsmanlığı’nı kabul ettiğini duyurdu.
T24'te bugün yayımlanan "Faruk Bildirici’nin ‘Medya Ombudsmanlığı’nı tanıyoruz" başlıklı yazıda, "Yayına başladığı 1 Eylül 2009’dan itibaren geçen 12,5 yılda ideolojik ve finansal takıntılardan bağımsız olarak yayın yapan; hiçbir kişi, kurum, şirket, devlet, fon, dernek, oluşum ve benzeri bir dış kaynaktan tek kuruş maddi imkân kabul etmeyerek kurumsallaşan T24 olarak, Faruk Bildirici’nin Medya Ombudsmanlığı’nı tanıdığımızı ilan ediyoruz. Teklif ettiği sözleşmeyi imzalayacağımızı duyururken Bildirici’nin T24’ün yanlışlarını da içeren profesyonel standartlar ve etik denetimine saygı göstermeyi, değerlendirmelerini dikkate almayı ve paylaşmayı taahhüt ediyoruz. Bu taahhüdün; bir yandan editoryal süreçlerimiz açısından geliştirici/ilerletici bir dış denetim sağlarken, diğer yandan Türkiye’de gazetecilik için hayati önem taşıyan bir kurumsallaşma adımının yanında olmakla T24’ü onurlandıracağına inanıyoruz." denildi.
Gerçek Gündem: Faruk Bildirici’nin medya ombudsmanlığı bize yazdıklarımızla yüzleşme fırsatı verecek
Gerçek Gündem'de bugün yayımlanan "Faruk Bildirici’nin medya ombudsmanlığı bize yazdıklarımızla yüzleşme fırsatı verecek" başlıklı yazıda şu görüşe yer verildi:
"Gazeteciler kerameti kendinden menkul bir sektörün çalışanı değildir. Gazeteciler de yaptıkları haberler bağlamında hesap verebilir, şeffaf ve denetime açık bir iş yaptıklarının bilincinde hareket etmelidir. Gazeteci okuru/izleyicisi karşısında sorumlulukla hareket etmeli ve okurun/izleyicinin görüş ve düşüncelerini bilmeli ve yol gösterici olarak görmelidir.
Biliyoruz ki okuruna/izleyicisine karşı böylesi bir sorumlulukla hareket etmek gazetecinin yaptığı işe saygısını artıracağı gibi, okurun da haberciye olan güvenini sağlayacaktır. Gazeteci kendisini hukuki ve yargısal denetimin dışında, bütünüyle mesleğin evrensel doğruları doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmekle aslında okurunu/izleyicisini söz sahibi yaptığını kabul etmektedir.
Gazetecinin bunu sağlayacağı mekanizma ombudsmanlık ya da ülkemizde yaygın kullanımıyla “okur temsilciliği” kurumudur. Okur temsilcileri, okurun görüş ve eleştirileri ile mesleki ilkeler doğrultusunda haberciyi/gazeteciyi denetler ve onun haberi doğru ve dengeli verip vermediğini, yapılan haberin kalitesini, okurun kaygı ve eleştirilerini gazeteciye yansıtır.
Gazeteci, okur temsilcisi tarafından yapılan bu denetimi kabul ederek aslında mesleğin değerlerine ilişkin bir kritere sahip olacaktır. Bu denetim kimi zaman sert ve acımasız da olsa doğruluğu ölçüsünde gazeteci açısından dikkate alınacak ve o haber değiştirilecektir.
Ülkemizde özellikle dijital medyada bugüne kadar böylesi bir denetim mekanizması oluşturulmadı. Dahası ağırlıklı olarak gazetelerde gündeme gelen okur temsilciliği müessesesi zülfüyare dokunduğu ölçüde etkisizleştirildi ya da bu uygulamaya son verildi. Okur temsilcisi meslektaşlarımız işini kaybetti.
Gerçek Gündem olarak okurumuza verdiğimiz sözü tutmak, okurumuzun eleştiri ve beklentilerine yanıt vermek, mesleğin ilke ve değerlerini savunan bir denetim mekanizmasına sahip olmak adına Türkiye’de medya okur temsilciliğinin en kıymetli isimlerinden biri olan Faruk Bildirici’nin ya Ombudsmanlığı Kurumsallaştırma Çağrısı’na katıldığımızı ve okurumuz ve Sn. Bildirici’nin özdenetimine dönük bir yeni süreci başlattığımızı kamuoyuna duyururuz.
Bu doğrultuda Gerçek Gündem’in künyesinde iletişim bilgilerimize Okur Temsilciliği iletişim bilgilerine yer vereceğiz. Haber ve yorumlarımızla ilgili okurlarımızdan gelecek eleştirilerin bu havuzda toplanmasını amaçlıyoruz. Bu yorum ve eleştiriler Faruk Bildirici tarafından analiz edilecek ve Gerçek Gündem yazıişleri ile paylaşılacaktır."
ANKA Haber Ajansı, KRT, İkinci Yüzyıl gazetesi: İyi/doğru/güvenilir gazetecilik yolunda kurumsallaşma hedefli bir çözüm yoluna’ basın emekçileri olarak birlikte çıkıyoruz
T24 ve Gerçek Gündem'in ardından Güneşim Medya ve Yayıncılık AŞ çatısı altında faaliyet gösteren ANKA Haber Ajansı, Kültür ve Radyo Televizyon (KRT) ile İkinci Yüzyıl dijital gazetesi de Faruk Bildirici'nin çağrısına olumlu yanıt verdi.
Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Güneşim Medya ve Yayıncılık A.Ş. çatısı altında faaliyet gösteren ANKA Haber Ajansı, Kültür Radyo ve Televizyon (KRT) ile İkinci Yüzyıl dijital gazetesi; Türkiye’nin kuşatılmış, çölleşmiş medya ikliminde tüm haberleri editoryal bağımsızlık çizgisinde, doğru, yansız, kamu yararını gözeterek, toplumun haber alma hakkına saygılı, evrensel değerlere uygun içeriklerle hizmet vermeyi bir sorumluluk olarak görmekte ve bu sorumluluğu yerine getirebilmek için çalışanlarının emeği ile tüm imkanları zorlayarak faaliyetlerini yürütmektedir.
Haberlerini evrensel mesleki çizgide üreten, etik ilkeleri önceleyen, ‘Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı kamusal görev sayan Güneşim Medya iştirakleri; 19 Ocak 2022 tarihinde gazeteciliğin saygın ismi Faruk Bildirici'nin kendi internet sitesinden yapmış olduğu ‘Medya Ombudsmanlığı'nı kurumsallaştırma çağrısına olumlu yanıt verme kararı almıştır.
Bildirici'nin de çağrısında vurguladığı gibi ‘gazetecilik herkesten, her kesimden, her şeyden önce gazetecilerin mesleğidir. Mesleğimize iliş kin yanlışları eleştirmekle yetinmeyip, öğrenilmiş/dayatılmış çaresizliklere aldırmayarak iyi/doğru/güvenilir gazetecilik yolunda kurumsallaşma hedefli bir çözüm yoluna’ basın emekçileri olarak birlikte çıkıyoruz. Bildirici'ye yeni görevinde başarılar diliyoruz.”
Birgün gazetesi: BirGün, Faruk Bildirici’nin ombudsmanlığını tanıyor
Birgün gazetesi de "BirGün, gazeteciliğin karabasan misali bir dönem yaşadığı bu atmosferde meslektaşımız Faruk Bildirici’nin ‘bağımsız ombudsmanlık’ çağrısını değerli buluyor, olumlu yanıt veriyor ve görüşlerini/denetimlerini dikkate alacağını kamuoyuna beyan ediyor. Türkiye’de gazetecilik, ülke tarihinde görülmemiş bir baskı ve iktidar kaynaklı manipülasyonla karşı karşıya. Güncel tablo, gazetecilik adına da pek parlak bir içeriğe sahip değil. Sansür, ceza baskısı, engellemeler, gözaltılar ve tutuklamalar bugün Türkiye’de gazetecilik mesleği ile birlikte akla gelenlerden sadece bazıları. AKP’nin 20 yıla yaklaşan iktidar yolculuğu boyunca kademeli biçimde ilerleyen bu süreç, bir anlamda Gabriel García Márquez’in ünlü eseri “Kırmızı Pazartesi”de anlattığı hikâye gibi göz göre göre gerçekleşti. Gazeteciliğe dışarıdan gelen saldırı, sendikal örgütlenmesi dağıtılmış, içinde elit merkezler yaratılmış, ticari ve siyasi ilişkilerin belirleyiciliğine teslim edilmiş, toplumla bağı büyük ölçüde koparılmış bir meslek yapısı nedeniyle karşılanamadı." açıklamasını yaptı.
Duyuruda şunlar kaydedildi:
"Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yayımladığı Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre bugün Türkiye 180 ülke arasında 153'üncü sırada. Reuters Enstitüsü tarafından yayınlanan 2021 Dijital Haber Raporu’na göre ise Türkiye’de habere güvenme oranı ortalama yüzde 41.
Çağımızda, internet gelişimin vardığı aşamada, her ne kadar bilgiye ulaşma geçmişe oranla daha kolay hale gelse de bilgi kirliliğinden etkilenme olasılığı da paralel ölçüde arttı. Bununla beraber iktidar merkezli medyanın bilinçli biçimde yaratığı dezenformasyon da toplumun doğru ve gerçek bilgiye/habere ulaşmasının önündeki en büyük engel işlevi görüyor.
İktidar eliyle medyanın içine sürüklendiği durum vahim boyutlara ulaşmışken biat etmeyen, bağımsız/muhalif medyada da pek çok sorun yaşanabiliyor. Haber yazımından kaynakların teyidine, kullanılan dilden haberin sunuş şekline kadar dikkat edilmesi gereken çok nokta var.
BirGün olarak yayın hayatına başladığımız 2004 yılından beri, eleştirdiğimiz bu tablonun aksine, kendi değerlerimizle harmanladığımız evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz. Haberlerimizde mesleki ve etik sorumluluklarımızdan taviz vermezken, gazeteciliği basit bir ‘iletkenlik’ mekanizması olarak gören sığ anlayışların tersine, kamu yararını önceliyoruz.
Mesleğin dışından, ticari ortaklık ve kaygılar odaklı, gazetecilik icrasından ziyade ‘sosyal medya’ merkezli denetim süreçlerini bir ölçüde dikkate almakla beraber, bunlar yerine ‘okur denetimi’ öncelikli olmak üzere esas olarak meslek içi değerlendirme ve denetimlere önem veriyoruz.
Geldiğimiz noktada bu denetimin daha kurumsal bir boyut kazanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle son 2 yıldır medya denetimini bağımsız olarak sürdüren, zaman zaman haber üretme süreçlerinde görüşlerinden faydalandığımız Faruk Bildirici’nin ‘ombudsmanlığı’ kurumsallaştırma girişimine olumlu yanıt veriyoruz.
Faruk Bildirici’nin ilettiği sözleşmeyi imzaladığımızı ilan ederken, toplumun daha sağlıklı bir zeminde haber alması amacıyla, yaptığı mesleki değerlendirme ve denetimlere saygı göstermeyi, bunları dikkate almayı taahhüt ediyoruz.
Bildirici’nin yaptığı çağrıda ifade ettiği gibi: “Siyasal, hukuksal, finansal zorluklar, kısıtlar, sorunlar ne olursa olsun; gazetecilik herkesten, her kesimden, her şeyden önce gazetecilerin mesleğidir. Mesleğimize ilişkin yanlışları eleştirmekle yetinmeyip, öğrenilmiş/dayatılmış çaresizliklere aldırmayarak iyi/doğru/güvenilir gazetecilik için kurumsallaşma hedefli bir çözüm yoluna, gazeteciler olarak birlikte çıkabiliriz.”
Faruk Bildirici: Bu yolculukta birlikte olacağız
Faruk Bildirici Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Medya Ombudsmanlığı” çağrıma olumlu yanıt veren T24 ile yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Gazeteciliğin deniz feneri Uğur Mumcu’nun “Öfke ve sevgi selleri arasında kalan gazeteci, meslek kurallarını ve inançlarını koruduğu ölçüde görevini yapıyor demektir" sözünü hiç unutmadan...
"Medya Ombudsmanlığını kurumsallaştırma" çağrıma Gerçek Gündem"den de olumlu yanıt geldi, bu yolculukta birlikte olacağız. "Basının kendi kendini denetlemesi, elbette doğru bir düşünceden kaynaklanıyor" diyen Uğur Mumcu'yu saygıyla anarak...."ü
ANKA Haber Ajansı, KRT TV ve İkinci Yüzyıl gazetesi de "Medya Ombudsmanlığı" çağrısına katıldı. Uğur Mumcu'nun "Kalemler vardır, sömürünün, vurgunun zırhıdır. Kalemler vardır, özgürlüğün ve barışın silahıdır. Ve kalemler vardır, eğilmeden, bükülmeden yazar" sözünün ışığında....
TIKLAYIN | T24: Faruk Bildirici’nin ‘Medya Ombudsmanlığı’nı tanıyoruz
TIKLAYIN | Medya ombudsmanlığını kurumsallaştırmaya çağrı
Ne olmuştu? Hürriyet gazetesinde 9 yıl boyunca ombudsmanlık yazılarını kaleme alan, işten çıkarılmasının ardından sitesinden gazetelerin ve haber sitelerinin hazırladığı haberleri medya etiği açısından değerlendiren Faruk Bildirici, “medya ombudsmanlığı” modelinin yaratılması için gazeteci ve medya kuruşlarına çağrı yaptı. Bildirici, "Medya sahipleri ve editoryal yöneticileri, adı geçen gazetelerin hiçbirinde ombudsmanların tam anlamıyla 'editoryal bağımsızlığa' kavuşmasına izin vermediler. Artık bu aşamada medya kuruluşları ile anlaşarak, bu kuruluşlar tarafından tanınan, kararları ve okur/izleyici ile yaşanan sorunlarda hakemlik rolü kabullenilen bir özdenetim mekanizması haline dönüşmeyi amaçlıyorum. Kabul eden medya kuruluşlarına dışardan ve bağımsız olarak ombudsmanlık yapacağım." demişti. Faruk Bildirici kimdir? Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Gazeteciliğe, Haziran 1980’de Cumhuriyet’te başladı. 12 Eylül askeri döneminde sıkıyönetim ve eğitim muhabirliği, 1983 seçimlerinden sonra da Başbakanlık, ANAP ve parlamento muhabirliği yaptı. Bir süre haber müdürlüğü görevinde bulunduğu Cumhuriyet’ten, Nisan 1992’de ayrıldı. Sabah Gazetesi’nde beş ay süren parlamento muhabirliğinden sonra Ekim 1992’de Hürriyet’e geçti. Yaklaşık beş yıl Hürriyet Ankara Büro Şefi olarak görev yaptı. Bu dönemde yazı dizileri hazırladı; portre yazıları kaleme aldı. Araştırma kitapları yayınladı. Bir süre yine Hürriyet’te araştırmacı-yazar olarak çalıştıktan sonra Mart 2002’de Ankara Temsilci Yardımcılığı’na getirildi. 2002-2003 yıllarında Tempo dergisinde “Kırlangıç Yuvası” köşesinde yazdı. 31 Ağustos 2004- 14 Mart 2005 tarihleri arasında “Anlatsam Roman Olur” başlığıyla Hürriyet gazetesinde gerçek yaşam öyküleri kaleme aldı. Bu dizide kaleme alınan öykülerden hareketle hazırlanan aynı adlı televizyon programı Kanal D’de yayınlandı. TV8’de “Çuvaldız” (1999-2001), Cine-5’te “Üç artı Bir”, Tv 8’de “Nerede kalmıştı?” (2009) adlı programlar yaptı. Hürriyet Pazar’da “Puzzle portreler” başlığıyla yayınlanan portre söyleşileri hazırladı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda, üç dönem "Araştırmacı gazetecilik" dersleri verdi. Konuk öğretim görevlisi olarak Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de iki dönem (2014-2015) "Parlamento muhabirliği" dersine girdi. Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de üç dönemdir “Medyanın güncel sorunları” dersi veriyor. 19 Nisan 2010 tarihinden itibaren de yaklaşık dokuz yıl Hürriyet’in Okur Temsilciliği (Ombudsman) görevini yürüttü. |