Yaşam

"Suriye ve Irak'tan Türkiye'ye göçen binlerce Hristiyan mülteci kimliklerini gizleyerek yaşam mücadelesi veriyor"

1915 kurbanlarının torunları 100 yıl sonra Türkiye'de

18 Aralık 2015 11:43

Irak ve Suriye’deki çatışmalardan, baskılarından kaçarak Türkiye’ye sığınan binlerce Hıristiyan mülteci, Yozgat, Aksaray, Çorum, Amasya, Kırşehir, Erzurum, Afyon gibi Anadolu kentlerinde kimliklerini gizleyerek yaşam mücadelesi veriyor. İş bulamayan, çocuklarını okula gönderemeyen mültecilerin tek isteği güvenli bir gelecek kurmak.

Hürriyet’ten Rifat Başaran’ın haberine göre, Türkiye’ye geldikten sonra ABD, Kanada ve Avusturya’ya geçmek için Birleşmiş Milletler’e başvuran mülteciler, 2023 tarihine kadar zorunlu ikâmete tabi tutuldu. Hıristiyan mülteciler arasında 1915’te Anadolu’dan ayrılan Ermenilerin torunları da var.

 

"Müslüman biliyorlar"

 

Yozgat’ta bir apartman dairesindeyiz. Bir köşede Noel için süslenmiş çam ağacı var, duvarda Meryem Ana panosu asılı. Ailenin büyükleri salona oturmuş, küçüklerse bir köşede oyuna dalmış. Bir yıl önce Irak’tan kaçarak Türkiye’ye sığınan Anonis Alis Salciyan ve ailesi burada yaşıyor. 20 aileyle birlikte kaçarak Türkiye’ye geldiklerini anlatan Salciyan, şöyle konuşuyor: “Orada çok fazla baskı görmeye başlamıştık. Eşim kuyumcuydu. İşini bıraktı. Ancak burada iş bulamıyor. Ailem Van, eşimin ailesi Antep kökenli. Avrupa’da akrabalarımız var. Onların gönderdiği yardımla yaşıyoruz. Çocuklarımız Türkçe bilmediği için okula gidemiyor, sadece mülteci Ermeni çocuklarıyla görüşebiliyorlar. Komşularımız var ancak bizi Müslüman biliyor.”

 

"Kızım konuşamıyor"

 

Linda ve Vahan Markaryan çifti ise 1 yıl önce Bağdat’taki evlerinin IŞİD tarafından basılmasının ardından iki çocuklarını alarak Türkiye’ye sığınmış. Linda Markaryan şunları anlatıyor: “Kızım Nuşik, 7 yaşındaydı ve baskın sırasında korktu, bir daha konuşamadı. 7 aydır Yozgat’tayız. Kızımın tedavisi için çalışıyoruz, henüz sağlığına kavuşamadı. Hayatımızda her şey çok belirsiz. Tek istediğimiz çocuklarımıza güzel bir gelecek sunabilmek, onların can güvenliği olduğu yerlerde yaşamalarını sağlamak. Dini gerekliliklerimizi yerine getiremiyoruz. Evlerde gizli ayinlerle ibadet yapmak bana çok ağır geliyor.”

 

"Yevmiye çok düşük"

 

Eşi Vahan Markaryan da iş koşullarından yakınıyor: “Bağdat’ta elektrikçiydim. Dükkânım vardı. Burada geçici işler buluyoruz. Hamallık, inşaat gibi. Diğerlerine günlük 100 TL yevmiye verilirken bize 20 - 25 TL veriyorlar. Hatta bazen çalıştırıp onu da vermiyorlar. Hiçbir hak iddia edemiyoruz.” Ermeni mültecilerden Awanees Melikyan da ise şöyle konuşuyor: “Beni Arap biliyorlar. Genelde birlikte geldiğimiz Ermeni arkadaşlarımızla vakit geçiriyoruz. Yozgatlı arkadaşlarımız da var ama onlar bizi farklı isimlerle tanıyor.”

 

"Elimizden geleni yapacağız"

 

Kendisi de Ermeni olan CHP Mülteci ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi, milletvekili Selina Doğan, Ermeni Patrikhanesi Ruhani Meclis Üyesi Dırtad Uzunyan’la birlikte Yozgat’taki 19 aileyi ziyaret etti. Doğan “Varlıklarını yeni keşfettik. İşsizlik sorun. Çocuklar okula gidemiyor. Elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. Uzunyan “Nerelerde Ermeni mülteci var bilmiyoruz. Şimdilik sadece Yozgat’ı biliyoruz. Bize ulaşmaları lazım” diye konuştu. İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Gürdal ise İstanbul’a gönderilirlerse mültecilerin bakımlarını üstleneceklerini söyledi.

 

100 yıl sonra yeniden Anadolu

 

1915’te Anadolu’dan ayrılmak zorunda kalan Ermeniler, savaş ve IŞİD gibi tehditlerden kaçarak Anadolu’da yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Ermeni mültecilerin Türkiye’de olduğu bilgisine yeni ulaşıldı. Şimdilik sadece Yozgat’taki mülteci ailelerin varlığı biliniyor.