Bielefeld Üniversitesi'nin yeni açıklanan araştırmasına göre, stres daha çocuk odasında başlıyor.
Uzmanlar, özellikle ebeveynlerin çocukları yüksek beklentilerle baskı altına sokmalarını ve çocuklara kendi kararlarını verme fırsatını yeterince tanımamasını stresin başlıca nedenleri olarak gösteriyor.
12-16 yaş arasındakilerin yüzde 39'u haftada en az üç gün okul sonrası müzik, futbol ya da yüzme kursu gibi aktivitelere katılıyor. Çoğu buna kendi karar veremiyor ve bu kursları zorunluluk olarak görüyor. Stres altındaki çocukların yüzde 60'ı fikirlerinin hiç sorulmadığını belirtiyor.
Ev işlerindeki yük de özellikle ebeveyn rolü üstlenen yani kardeşleriyle ilgilenmek zorunda kalan çocuklar için bir stres faktörü.
Tüm bunların sonucu olarak stres altındaki çocuklarda depresyon ve başarısızlık korkusu ortaya çıkıyor. Çocukların yüzde 50'si ebeveynlerini hayal kırıklığına uğratma korkusu yaşıyor.
Öfkeli çocuklar
Araştırmada ebeveynlerin çoğunlukla çocuklarının baskı altında olduğunun farkında olmadığı kaydediliyor. Ayrıca araştırmaya göre, ebeveynlerin yüzde 87'si çocuklarına fazla yüklendiklerine inanmıyor. Yüzde 50'lik bir kitle ise çocuklarını teşvik emek için her şeyi yaptıklarını kaydediyor.
Çalışmaya göre, çocukların yüzde 18'i, gençlerin de yüzde 19'u büyük stres altında. Etkilenen çocukların çoğunlukla öfkeli ya da hiddet dolu tavırlar içinde olduğu belirtiliyor. Ve yüksek bir saldırganlık potansiyeline sahip oluyorlar.
Uykusuzluk, karın ağrısı…
Öte yandan, stres altındaki çocuklarda bazı fiziksel belirtiler de ortaya çıkıyor. Örneğin uykusuzluk, baş ve karın ağrısı ya da yorgunluk gibi belirtiler görülebiliyor.
Çalışmanın direktörü Bielefeld Üniversitesi'nden Holger Ziegler, “Bunlar ebeveynlere önemli bir sinyal olabilecek, klasik Burn-Out sendromunun belirtileri” diyor.
“Çocuk odasında Burn-Out: Almanya'da çocuk ve gençler ne kadar stresli” adlı çalışma için 6-16 yaşlarında bin 100 çocuk ve gençle görüşüldü, ayrıca ebeveynlerle de konuşuldu.