Yaşam

STK'lardan ortak rapor: Öğretmenlere göre Roman okulları sürgün!

"Suriyeli Roman mülteciler çoklu ayrımcılığa uğruyor"

14 Haziran 2017 16:33
Hülya Karabağlı

Sıfır Ayrımcılık Derneği ve Uluslararası Azınlık Hakları Grubu (MRG) ortaklığı ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve İngiltere Büyükelçiliği'nin desteğiyle hazırlanan "Görmezlikten Gelinen Eşitsizlik: Türkiye Romanlarının Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi" başlıklı raporda Türkiye vatandaşı olan veya Suriye'den mülteci olarak gelen Romanların yaşam koşulları ortaya kondu. Sağlık, çalışma, barınma ve sosyal haklara ilişkin tespitlerin yer aldığı raporda eğitim konusuyla ilgili bölüm dikkati çekti. Buna göre, öğretmenlerin Roman öğrencilerin çoğunlukta olduğu okulları 'sürgün' yeri olarak gördükleri ortaya kondu. 

CHP İzmir Milletvekili, Meclis Katip üyesi Özcan Purçu'nun organizasyonuyla hazırlanan "Görmezlikten Gelinen Eşitsizlik: Türkiye Romanlarının Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi" adlı raporun tanıtımı yapıldı. CHP Grubu'nun toplantı salonunda kalabalık bir CHP milletvekili topluluğunun katılımıyla açıklanan rapor, yoksullukla boğuşan Romanların, barınma hakkından eğitim koşullarına kadar nasıl bir zorluk yaşadıklarını ve bir çok alanda nasıl bir ayrımcılığa uğradıklarını ortaya koydu.

Toplantıya, Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, Uluslararası Azınlık Hakları Grubu Nurcan Kaya, Edirne Eğimi Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı, Tire Romanlar Derneği Başkanı Hasan Hüseyin Karabacak katıldı ve rapora ilişkin sunum ve değerlendirmelerde bulundu.

"Türkiye Romanlarının Barınma ve Eğitim Hakkına Erişimi" adlı raporun bazı bölümleri şöyle:

"Romanların Manisa'daki TOKİ evlerini lağım suyu bastı"

Barınma hakkına ilişkin bölümde TOKİ konutları ve yaşamlarına dair çarpıcı örneklere de yer verildi. Raporda, geçmişte İstanbul'un Fatih ilçesi Sulukule'de yaşayan Romanların 40 kilometre uzaklığa yerleştirildikleri, İzmir’in Tire ilçesinde oluşturulan TOKİ konutlarının da kentin 7 kilometre dışında ve tüm kanalizasyon sistemine yakın bir mahallede olduğuna dikkati çekildi. Yaz sıcağında yaşanan haşareye vurgu yapılan raporda, Manisa'nın kent merkezinin dışındaki TOKİ konutlarında çöplerin haftada bir toplandığı ve bir süre önce patlayan kanalizasyon sistemi nedeniyle evlere lağım suları bastığı belirtildi.

"Suriyeli Roman mülteciler daha fazla ayrımcılığa uğruyor"

"Roman ve Mülteciler" başlıklı bölümde Suriye’deki savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan Domlar ve Abdalların, Araplar, Türkmenler ve Kürtlerle karşılaştırıldıklarında daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıkları belirtildi. "İçlerinden bazıları Alevi oldukları için çoklu ayrımcılığa maruz kalmaktadır dendi.

"Türkiye’de Romanlar ve Eğitim Hakkına Erişimleri" başlıklı bölüm Roman ve Romanlar gibi yaşayan grupların karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri olarak eğitim hakkına erişim gösterildi. Yoksulluk,  ayrımcılık ve Türkçe sorunu Roman çocukların devamsızlıklarını artıran unsur olarak gösterilen rapora göre, beş ilde görüşme yapılan 460 kişiden 168’i okumu yazma bilmiyor. İstanbul’un Kuştepe semtinde Abdullah Köksaloğlu Ortaokulu’nda devamsızlık yapan 150 öğrencinin yüzde 80-85’inı Roman çocuklar oluşturuyor.

"Öğretmenler, Roman okullarını 'sürgün yeri’ olarak görüyor"

Raporda, “Roman çocukların okuduğu okullara atanan öğretmenlerin atama süresi dolmadan kurumdan ayrılmaya çalıştığı ve bu okulların sürgün yeri, norm kadro fazlası  öğretmenlerin  görev yaptığı  okullar olduğu ifade edilmektedir" dendi. Romanlar ve Romanlar gibi yaşayan gruplara mensup  çocukların okulu terk etmesinde ya da okula devamsızlık  göstermelerindeki sebepler şöyle sıralandı:

- Ebeveynlerin eğitim ve bilinç eksikliğinden dolayı eğitime gereken önemi vermemesi

- Erken ve çocuk yaşta evlilik

- Çocuk işçiliği, çocuğun çalışarak aile bütçesine katkıda bulunma mecburiyeti

- Ebeveynlerin çocuğun temel eğitim giderlerini karşılamakta zorlanması

- Tek odalı evlerde çocuğun ders çalışma koşullarına sahip olmaması

- Çocukların okullarda ayrımcı ve ötekileştirici muameleye maruz kalması

- Yaygın olarak çocukların kimliklerinin geç çıkarılması  nedeniyle çok sayıda öğrencinin gerçekte 14-15 yaşlarındayken nüfusta 7-8 yaşlarında görünerek okula başlamışı ve bunun uyum sorununa yol açması