Star yazarı Mustafa Kartoğlu, Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın imzasıyla yayımlanan (25 Şubat 2017) "Karargâh rahatsız" haberine ilişkin olarak "15 Temmuz’dan önce de iyi bir haberci olarak tanıdığım Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat, siyasete ayar verme amaçlı ‘Genç subaylar rahatsız’ manşetiyle aynı yerde olmayı isteyecek bir isim değil" dedi. Kartoğlu, "Hele 15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki kamuoyuna yansıyan, yansımayan tavrını da bilenlerden olarak ‘darbeci’ olarak nitelenmesi de adil değil" ifadesini kullandı.
Mustafa Kartoğlu'nun "Bir manşetle iki mesaj vermek..." başlığıyla yayımlanan (28 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Gazetecilikte haber bilgiyi verir ama ‘başlık’ algıyı belirler.
Bunun çok örneği var.
Bazen haber başka bir şey söyler, başlık başka…
Başlık haberin önüne geçer.
Televizyonların altyazılarında da benzer örnekler görülür.
Gazetelerin başlıklarını genel yayın yönetmenleri ve yazı işleri ekibi belirler.
Bir habere, gazetenin veya yazı işlerini yöneten ekibin rengini yansıtan başlıklar verildiği de olur;
‘Birden fazla anlama gelebilecek’veya ‘birden fazla mesaj verecek’ başlıklar da…
‘Karargah Rahatsız’başlığının da bunlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Meslekte 8 yıla yakın ‘gazete yapmış’ biri olarak kısa bir analiz yapmak hem okuyucuya, hem de bu başlık etrafındaki tartışmayla ilgilenenlere yararlı olabilir.
Haberin birinci sayfa manşetinin başlığı ‘7 eleştiriye 7 yanıt’.
Alt başlıkta, terörle mücadele ve Fırat Kalkanı gibi hayati operasyonları yürüten TSK ve Genelkurmay Başkanı’na yönelik ‘eleştirilerin’ TSK’yı yıprattığı belirtiliyor.
Yani rahatsızlığın nedeni ‘olaylar’ değil, olayların TSK’yı yıpratma amaçlı tartışılıyor olması.
Buraya kadar sorun yok.
Tartışılan konulara baktığımızda, 7 konudan aslında birincisinin ‘asıl konu’ olduğu anlaşılıyor; başörtüsü yasağının TSK’dan da kaldırılmış olması ve bunun üzerine yapılan ‘başörtülü genelkurmay başkanı olacak’ tartışması.
İlk sorun da bu konudaki ‘karargah görüşü’nde: “Bu karar alınırken Karargâh’ın görüşü alınmadı. Askeri kaynaklar da ‘düzenlemede Genelkurmay Başkanlığı’nın dahli olmadığını’ teyit etti.”
Bu ifade doğru ama eksik.
Doğru, çünkü bir hak ve özgürlük kısıtlamasını kaldırmak siyasi bir karardır.
Eksiktir, hak ve özgürlüklerle ilgili siyasi bir karar verilirken karargahın görüşünün alınıp alınmaması veya Genelkurmay’ın dahli olup olmamasının mevzubahis olmamalıdır. Ayrıca, Genelkurmay Başkanı’nın bu karardan ‘haberi’ vardı.
Bu ifadede, ‘Bu zaten hak ve özgürlüklerle ilgili siyasi bir karardır’ gibi bir cümle olsaydı, ‘kaynak’ açısından tartışma olmazdı.
Bu eksiğe rağmen bugünkü tartışma yine de çıkmaz veya bu boyuta varmazdı.
Büyüten, Hürriyet’in iç sayfa manşeti oldu.
Manşet aslında uzun bir cümle:
‘Karargah rahatsız, iddia ve eleştiriler
7 konuda yıpratıyor’
Birinci sayfadaki alt başlıkla birlikte okunduğunda pekala şu yorum yapılabilir: “Bugüne kadar ‘asker rahatsız’ denildiğinde hep ‘asker siyasetten, siyasi tasarruflardan rahatsız’ anlaşılırdı; bu öyle değil, bu kez asker normal konuların siyasi yorumlarla TSK’yı yıpratma amaçlı kullanılmasından rahatsız.”
Buna da kimsenin itirazı olmaz.
Ancak başlığın ‘Karargah rahatsız’ kısmını büyük, cümlenin ikinci yarısını küçük yazarsanız, bu ‘normal’ karşılanmaz.
İnsanlar bunu, birinci maddedeki ‘eksik’le ve gazetenin geçmişteki yayınlarıyla birlikte değerlendirirler.
‘Başlık sığmadı ama vurgulansın diye kırmızıyla yazdık’demek de ikna edici bir izah olmaz.
Zira “Ordu Türkiye içinde ve sınır ötesinde terörle savaş verirken, doğru olmayan tartışmalarla yıpratılmasın” diye bu haberi yapıyorsanız, başlık verirken de yanlış anlamalara yol açmamak için ‘asgari dil hassasiyeti’ göstermeniz beklenir.
Hele bu manşeti 28 Şubat’a iki gün kala atıyorsanız!..
Hürriyet’in manşetinden Ankara’nın anladığı, benim görebildiğim şu:
Bir manşetle ‘iki mesaj’ verilmeye çalışılmış: Biz tartışmalardan rahatsızız diyoruz ama siz onu ‘başörtülü asker’ olarak da anlayın!
Patlayan bu…
‘Karargah’tan soruları cevaplayanın eksik bırakması ve yazı işlerinin ‘manşet ve mesaj şehveti’ tartışmaları bitirecek bir haberi tartışmaları alevlendirecek bir haber haline getirdi.
Bir not:
15 Temmuz’dan önce de iyi bir haberci olarak tanıdığım Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat, siyasete ayar verme amaçlı ‘Genç subaylar rahatsız’ manşetiyle aynı yerde olmayı isteyecek bir isim değil. Hele 15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki kamuoyuna yansıyan, yansımayan tavrını da bilenlerden olarak ‘darbeci’ olarak nitelenmesi de adil değil.