Amerikalı bilim adamları, genleriyle oynayarak fareleri "şişmanlamaya programladı". 16 hafta boyunca önce sınırsız beslenen ve hareketsiz bırakılan fareler daha sonra yağ ve kalori oranı düşük besinler verilerek rejime sokuldu. Farelerin kilolarının yüzde 14'ünü kaybetmesi sağlandı. 16 haftanın sonunda ise farelerin istediği kadar beslenmesine izin verildi, ancak yarısına "spor yaptırıldı".
Hareketli fareler hareketsiz olanlara göre aynı şekilde beslense bile daha az kilo aldı. Ayrıca hareketli farelerin sabah daha fazla yağ, akşam daha fazla karbonhidrat (şeker) yaktığı görüldü. Zaman geçtikçe de bu farelerin karnında daha az yağ biriktiği, beslenme oranının azaldığı belirlendi.
Araştırmacılar, hareketsiz farelerin önce karbonhidratı yakma ve yağlı besinleri yağ dokusuna gönderme eğilimi gösterdiğini, bunun da yağı depolamanın şekeri depolamaktan daha az enerji gerektirmesi nedeniyle kalori depolarının artmasına yol açtığını belirttiler.
Öte yandan hareketsiz farelerde şekeri yakmanın açlık hissini ve iştahı artırdığını belirten bilim adamları, sporun önce yağların yakılmasını sağladığına dikkati çektiler.
Araştırma ayrıca, bugüne dek yağ hücrelerinin sayısının değişmez, hacminin ise kiloya göre değişebilir olduğunu savunan uzmanların bu düşüncesinin de yanlış olduğunu gösterdi, çünkü hareketsiz farelerin yağ dokularında yeni hücreler oluştu. Bilim adamları, hareketsiz farelerde hareketlilerin aksine oluşan yeni hücrelerin kilo alma sürecini hızlandırdığını ve karında yağ birikimine neden olduğunu belirttiler.
Rejimlerin, başarılı olsa da, genellikle geçici etkisinin olduğunu, rejimi izleyen haftalar ya da aylarda verilen kilonun tekrar alındığını hatırlatan bilim adamları, çözümün rejim sona erdiğinde her gün yapılan sporda saklı olduğunu belirttiler.
Rejimden sonra besin alınmasının gerekli olduğuna ilişkin sinyaller gönderildiğini belirten araştırmacılardan Paul MacLean, birçok kişinin bu psikolojik sinyali duymazdan gelemediğini ve daha fazla yemeye başlayarak verdiği kiloları geri aldığını söyledi.
Araştırma Amerikan Psikoloji Derneğinin dergisinde ve Fransız "Le Figaro" gazetesinin internet sitesinde yayımlandı.