Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, 17 - 25 Aralık savcılarından Zekeriya Öz ile Celal Kara ile ilgili olarak "Yargılamamak için gönderdiler" iddiasını ileri sürdü. Öztürk, "Zekeriya Öz'ü kimsenin arayıp sorduğu da yok. Çünkü, onun da, bakanların, çocuklarının karıştığı 17 Aralık yolsuzluk-rüşvet iddiasını soruşturan Savcı Celal Kara'nın da konuşabilecekleri birileri tarafından dikkate alındı. Yurtdışına çıkmaları engellenmedi. Onlar da en uygun zamanda, kendi pasaportlarıyla yurtdışına çıktı. Açıkçası onlara yol verildi" diye yazdı.
Saygı Öztürk'ün "Yargılamamak için gönderdiler" başlığıyla yayımlanan (9 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Başbakan tarafından altına zırhlı otomobil verilen Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün yurtdışına çıkışına izin verilmesi aslında çok kişiyi rahatlattı. Ergenekon, Balyoz olarak bilinen soruşturmalarda yaşanan hukuksuzluklara, yalnız o soruşturmanın ya da davanın içinde olanlar değil, yargının başka kesimlerinin de karıştıkları ortaya çıkıyor.
Danıştay'da bulunan 2010/6616 sayılı dosya, Zekeriya Öz ile ilgili. Hukukçu Atilla Kart, CHP milletvekilliği döneminde, Öz'ün soruşturmaların gizliliğini ihlal ettiğini ve bu nedenle hakkında inceleme-soruşturma yapılmasını istedi. Her seferinde olduğu gibi Öz hakkında yapılan şikayetlerle ilgili ya hiç işlem yapılmadı ya da onun lehinde karar verildi.
“SAVCISIYIM” DİYENLER NEREDE?
Aslında, Zekeriya Öz ile ilgili yasal işlemler bile yapılmadan dosyalarının kapatıldığı anlaşıldı. Zaten, Öz hakkında olumsuz bir karar verilmesi “vatan hainliği”yle neredeyse eş değer sayılıyordu. İşte, o günlerde yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar için “ben bu soruşturmanın savcısıyım” diyen siyasetçiler de vardı. 17/25 Aralık soruşturmalarıyla birlikte o davaların “kumpas” olduğunu söylemeye başladılar. Sormak gerekiyor, “ben bu davanın savcısıyım” diyenlerin şimdi aynı konuda sesi niçin çıkmıyor?
Gücünü yasalardan, eldeki belgelerden alan, vicdanının sesini dinleyenlerin sayısı o günlerde alabildiğine azdı. Birilerinin çıkıp da Zekeriya Öz'ü suçlu göstermesi kolay değildi. Öz'le ilgili temyizi, Danıştay Öz'ün lehine sonuçlandırdı. İşte kararda yürekli bir üye de Öz'ün yargılanması gerektiğini “karşı oy” yazısında belirtti.
ZEKERİYA ÖZ'Ü KORUMAK İÇİN
Bugün eski Savcı Zekeriya Öz'e atıp-tutmak kolay. Çünkü o kayıtlara göre aranan bir kişi. Her ne kadar kayıtlarda öyle geçse de, Zekeriya Öz'ü kimsenin arayıp sorduğu da yok. Çünkü, onun da, bakanların, çocuklarının karıştığı 17 Aralık yolsuzluk-rüşvet iddiasını soruşturan Savcı Celal Kara'nın da konuşabilecekleri birileri tarafından dikkate alındı. Yurtdışına çıkmaları engellenmedi. Onlar da en uygun zamanda, kendi pasaportlarıyla yurtdışına çıktı. Açıkçası onlara yol verildi.
Geride mahkeme dosyaları kaldı. Zekeriya Öz'ün en güçlü olduğu dönemde, onun yargılanması gerektiğini belirten Danıştay Üyesi Hayrettin Kadıoğlu'nun, muhalefet şerhi bu yüzden önemlidir. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, diğer savcılar hakkındaki ihbar ve şikayet dilekçeleri üzerine muhakkik olarak görevlendirilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, 29 Temmuz 2008 tarihli fezlekesinde bilgilerin basına sızdırıldığını kabul ediyor, ancak bunun soruşturma savcılarınca sızdırıldığına ilişkin kanıt olmadığını belirtiyor.
“ERGENEKON SANIĞI” DA OLABİLİRDİ
İşte bundan sonrasını, Danıştay Üyesi Hayrettin Kadıoğlu'nun muhalefet şerhinden okuyalım:
“Gerek fezlekede, gerekse tanık ifadelerinde soruşturmanın gizliliğinin korunamadığı ve gizliliğin ihlal edildiği kabul ediliyor. Bu çerçevede soruşturmanın gizliliğini ihlal suçundan 768 adet suç duyurusunda bulunulmuş. Yapılan suç duyurularına rağmen gizliliğin sağlanması konusunda istenilen sonucun alınamadığı, gizlilik ihlalinin artarak devam ettiği ve netice olarak soruşturmanın başından itibaren ihlalin önlenemediği görülüyor.”
Bu noktada soruşturma bilgilerinin soruşturma savcılarınca, ilgili hakim ya da adli personel tarafından sızdırıldığı yönünde herhangi bir delil elde edilmemiş ise de; burada asıl üzerinde durulması gereken soruşturmanın gizliliğinin sürekli olarak ihlal edildiğidir. İşte, Danıştay üyesi de karşı oy yazısında şu vurguyu yapıyor:
“Gizliliği sağlamak noktasında sorumluluk sahibi kişilerin, gerekli önlemleri alıp almadığı ortaya konulmalı. Sürekli gizlilik ihlali yaşanan bir soruşturmada, soruşturmanın gizliliğini temin etmekle sorumlu kişilerin gerekli önlemleri alıp almadığı ise ancak bu amaçla yapılacak bir inceleme ya da soruşturma sonucunda ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Oysa dava konusu işleme dayanak alınan fezleke ve inceleme raporunda soruşturmanın gizliliğini temin etmek konusunda sorumluluk sahibi kişilerin gerekli önlemleri alıp almadığı yönünde bir inceleme ve değerlendirme yapılmış değildir.”
Danıştay Üyesi Hayrettin Kadıoğlu, Savcı Zekeriya Öz hakkında soruşturma açılması gerekirken açılmamasını da, hukuka uyarlılığının bulunmadığını belirtiyor. Yine, Zekeriya Öz vicdanlıymış ki! Yargılanmasını isteyen hakimi o dönem “Ergenekon sanığı” yapmamış…