Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, "2015 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne de fiziki ve teknik takibi istenilenlerin isim listesine ilişkin hazırlanan raporda, 'Teknik takibi istenen hedef sayısının fazla olması, bu çalışmalarla ilgili kendilerinin önceden bilgilendirilmemesi, gündemin yoğunluğu' gerekçe gösterildi ve 'hedeflerin sürekli olarak teknik takip kurallarına uygun olarak yapılamayacağı' belirtildi.Komiser imzalı rapor, üst yazıyla Ankara'ya gönderilmişti. O yazıda, terör şubesinin bağlı olduğu Emniyet Müdür Yardımcısı 2. Sınıf Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın imzası bulunuyordu." ifadesini kullandı.
Öztürk, "Bu konu zaman zaman Mustafa Çalışkan'ın karşısına çıkarılıyor. Ama İstanbul'da yalnız FETÖ'cüler değil, diğer örgüt mensuplarından da teknik ve fiziki takibi yapılanlar vardı. Hem kadro yetersizliği, iş yükünün fazlalığı, dahası kadronun önemli bir bölümünün FETÖ yapılanması içinde yer alması büyük sorundu. Bir temizlik yapılmadan, FETÖ'cülerin takibinden istenen sonuç alınamayacaktı. Soruşturma aşaması ne kadar gizli tutulursa tutulsun Emniyet ve yargıdaki yapı aracılığıyla bunlar sızıyordu. İşte, teknik takibe alınması istenenlerin isimleri, hükümete yakınlığıyla bilinen bir gazeteye sızdırıldı ve kaçışlar da hızlandı. Çünkü o dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin 650 civarında ki görevlisinden belki de 500'den fazlasının FETÖ yapılanması içinde yer aldığı da değerlendiriliyordu." düşüncesini dile getirdi.
Öztürk yazısında şunları kaydetti:
Mustafa Çalışkan'ın, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece kahramanca mücadele ettiği de dikkate alınmalı. O gün, üst makamlara ulaşamayınca saat tam 21.30'da verdiği emir “Polis silah teslim etmez” olmuştu. Darbe girişiminde bulunanlara karşı mücadele emri daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'nden de gelmişti.
Çalışkan'ın “Devletin polisi” olduğu bilinir. Ancak, son dönemlerde bakanlar arasındaki anlaşmazlık iddialarının gündemine bazı emniyet müdürlerinin oturtulması, “Şu bakanın, bu bakanın adamı” denilmesi son derece yanlış. Zaten öyle bir döneme gelindi ki 15 Temmuz gecesi canını ortaya koyanlar, en kritik anda, en kritik emri verenlerin çoğu görevlerinden uzaklaştırıldı. Kimisi kızağa, bazıları ise bürokratik kademede “Yükseltilerek kızağa” çekildi. Çalışkan'ın Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na getirilmesi de böyle yorumlanıyor.
Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, KOM Dairesi Başkan Yardımcıları Şakir Engin Korkmaz, Soner Yıldırım, Ankara C. Başsavcısı Harun Kodalak, yardımcıları Necip Cem İşçimen, Hakan Pektaş, KPSS soruşturmasını yapan Yücel Erkman, Manisa Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek, Muğla Başsavcısı Necip Topuz, Tokat Başsavcısı Erdoğan Bayraktar da bunların bazılarıydı.
FETÖ çatı soruşturması, adeta iğneyle kuyu kazarcasına hazırlandı. 13 Temmuz 2015'te FETÖ Çatı İddianamesi mahkemeye verildi. 15 Temmuz 2015'te de darbe girişimi yaşandı.
Yazının devamı için tıklayın
Ne olmuştu?
CNN Türk’te yayınlanan Gece Görüşü programında konuşan Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, şu an firari durumda olan FETÖ’nün üst düzey isimlerinin 2015 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından teknik takibe alınması talebinin Emniyet tarafından “gündem yoğun” denilerek geri çevrildiğini söylemişti. Öztürk söz konusu yanıtı savcılığa veren Emniyet yetkilisinin de bir ay öncesine kadar görevde olduğunu belirmişti.